Dünkü yazımda asgari ücretli ve iki çocuk babası işçi ile tesadüfen parkta karşılaşıp sohbet ettiğimi ve sohbetimizdeki bazı yaşadıklarımı da gündeme getirmiştim.
İşçi- emekçi demek; üretici, güçlendirici, geliştirici ve oluşturucu insandır. Bakmayın siz onların ayaklarında harçlı ayakkabılarına, ayaklarındaki şalvarlarının çimento izlerine, inşaatlardan dökülen boyaların saçlarının renklerini aklaştırdığına bakmayın, yüreklerine ve akıllarından geçenleri hiç dinleme zahmetinde bulunduğunuz oldu mu?
Kendisi Kurumundaki görev kapısına girişinde, “evindeki eşine demediği” sekreterine “Günaydın!” diyerek odasına girip, arkasından önüne getirilen belgeleri imzalayıp, boş zamanında da internet üzerinde oyunlarla mesaisini tamamlayan, sonunda da yaşadığını kentten haberi olmadığı halde, “bu kentte yerel basın var mı ki!” diye konuşabilen Kamu ve özel kurum Müdürlerinin yaşadığını bir kentte yaşıyoruz!..
Halk deyimi ile “bizim kirveler en azından davul-zurna çalıyor eğlendiriyor!”
Asgari ücretli işçi vatandaşımız benimle elektrik faturası yanında isteklerini de paylaştı. Bu konuda yazdığı şiiri okuduğunda dinlerken duygulandım.
Elektrik faturalarından farklı kalemler adı ile ücretler alınıyor ya! İşçi vatandaşımızda bu ülkenin vatandaşı olarak Asgari ücretten Sigorta primi ödediğini, Vatan hizmeti olan Askerlik görevini Şemdilli’de yaptığını, şu anda 2 çocuğu ve eşiyle mutlu yaşama isteğinde Enerji-Sa’ya uygulanan yaptırımların tüm işçi kardeşlerine de uygulanmasını istiyor.
İşçi vatandaşın istekleri: “Asgari ücret alıyorum, Bunu elektrik fatura tutarım diyelim. İşyerime gitmek için iki dolmuş değiştiriyorum, iki dolmuşta dönüşte olmak üzere günde dört dolmuş demektir. Bir aylık bunun hesabı işe gidebilme hizmetidir. ‘enerji-sa dağıtım bedeli’ alıyorsa, bende işe gidiş- dönüş bedeli almalıyım.
Elektrik faturasında, “Gece-Gündüz” hizmeti yazıyor, farklı uygulanıyor. Bizde vardiyeli çalışma oluyor, gece-gündüz hizmet bedeli bizlere de uygulansın!
Devletimiz TRT payı adı ile vergi alıyorsa, bizlere de çocuklarımızın eğitim durumlarına göre destek payı desteği vermesini istiyoruz. Çalışma sırasında harcadığımız enerji için ayrıca pay istiyoruz. Mahallemizde olmadığı halde Belediyemize giden gelirimize karşın bizlerde Elt.ve Hvg. Tüketim vergisi ödemelerinin yetkililer tarafından hesaplanarak ilgisi olmayanlardan alınmamasını istiyoruz.
Elektrik faturalarına yapılan zamlar, biz işçilerin de aynı anda benzeri şekilde tüketimlerine yansıtılmasını istiyoruz.”dedi.
İşçi kardeşimizin aylık gideri: 550 Tl kira, Üniversite öğrencisine; 500Tl. Ortaokul öğrencisine 200 Tl. mutfak giderlerini yazmıyorum. Ama işçi kardeşimizin istekleri elektrik hizmeti gibi olması yönünde. İşe gitme ücreti, giysilerini giyme ve işe başlama ücreti, iş yapma ücreti, aile bireyleri için tüketim vergisi,maaşını bankadan çekme sıra bekleme zaman harcama ücreti, ayakkabılarının yıpranma, bedeninin yıpranma ücreti. Tüm bunların “Dağıtım bedeli” olarak değil de iş yapma ve yıpranma bedeli olarak maaşına yansımasını ve elektriğe gelen her zam sırasında maaşına yansıtılmasını istiyor.
Gelin buna ne dersiniz şimdi! Yorumunu sizlere bırakıyorum, saygılarımla…
