Son yıllarda yaşanan olaylara baktığımızda, insanlık aleminin nereye gittiğini düşünemez hale geldik.
Terör olayları dünyanın hangi ülkesinde ve ne zaman patlak vereceğini tahmin bile edemez hale geldik.
Aynı şekilde doğal olayların, ölümlerin, yağmalama ve hasarların oluşmasını da tahmin edecek halde olamaz olduk.
Ülkemizde bile yaşanan olaylar karşısında insanın tüyleri ürperiyor. Gündemin hangi gün, ne şekilde değişebileceği konusunda akıllara durgunluk geliyor. Komşularımızda yaşanan olayları izliyoruz, gördüklerimiz görüntüler karşısında kendi ülkemize geri dönerek endişe içerisinde yaşar hale geldik.
Irak’ta yaşanan olayları izlerken, hele de bunları yapan örgütün ‘islam’ adına yaptıklarını öğrendiğimizde; inandığımız dinimizi kim veya kimler nasıl kullanıyor diye aklımızı zorluyoruz.
Benim öğrendiğim İslamiyet, okuduğum Kur’an-ı Kerim’de yazılanlar ile İslam adına terör estirenlerin eylemleri arasında büyük farklar olduğunu düşünüyorum.
“Allah Allah!”nidaları ile insanları kesiyorlar, kurşun yağdırıyor ve katlediyorlar.
Suni ve Şii Müslüman ayrımı yapılarak insanlar gruplaştırılıyor, kurşuna diziliyor. İslamiyet; hoşgörü, barış ve kardeşlik dini olarak bilinir, tanımlanırken, bu ‘islam örgütü’ olarak ortaya çıkanların yaptıklarını dinimize zarar verici, emperyalizmin bir oyunu olarak görüyorum.
“Allah’ın verdiği canı, ancak Allah alır” olarak biliyorsak, bize böyle öğretilmişse, nedir bu canilik, nedir bu katliam!? Bu olaylara seyirci kalmak onların ekmeğine yağ sürme anlamına geldiğini vurgularken, “cihat”çağrıları ile kendi kardeşlerini kurşuna dizenlere, ülkede kaos oluşturarak yoksulluğun, savaşın ve can endişesinin içine düşürenlere kimin dur diyeceğini merakla bekliyorum.
Dini, dili, ırkı, cinsiyeti, miliyeti ne olursa olsun; Allah’ın yarattığı bu evrende ortak akılla ve barış içerisinde yaşamak üzere yeryüzüne geldik. Eğer sadece bir inanca sahip insanların yaşanması istenseydi, ya da sadece belli kimlikteki insanların yaşanması istenseydi zaten diğerleri yaratılmazlardı diye düşünüyorum.
Her ırk, inanç ve milliyetteki insanları yaratanın Allah olduğuna inanıyorsak; nedir bu kin, nedir bu düşmanlık ve nedir bu katliamlar?
Emperyalizmin; böl-parçala-yönet taktiklerine kanıp, onların silahlarının tükenmesini sağlamak adına savaştığını bilemeyenlerin inançlarından da dinlerinden de kuşku duyarım.
Kime hizmet ettiklerinin farkına varmalılar, emperyalizmin ürettikleri silahların tüketilmesi, onların kasalarına para kazandırılmasını sağlamak, ön önemlisi de kardeşi kardeşe kırdıracak sonu ölüm olan olayların içerisinde bulunmak, adı ne olursa olsun İslam adına yapılması kabul edilemez.
Benim bildiğim, öğrendiğim dinim bu değildir. Yaşanan bu katliamları yapanlar attıkları sloganlar gibi olduklarına da inanmıyorum.
Kendimden kuşku duymaya başladım; ya bunlar dini bilmiyorlar; ya da benim okuduğum Kur’an-ı Kerim’i bunlar yanlış algılamışlar.
Onlar bunu ne adına yaparlarsa yapsınlar, dinimize zarar verici eylemler içerisinde bulunanların inançlarından kuşku duyuyorum. Lütfen beyler sizler de gerçekten Kur’an-ı kerim’in yolunda olduğunuza inanıyorsanız, böylesi insan düşmanlarının ardından gitmemelisiniz. Saygılarımla…
Terör olayları dünyanın hangi ülkesinde ve ne zaman patlak vereceğini tahmin bile edemez hale geldik.
Aynı şekilde doğal olayların, ölümlerin, yağmalama ve hasarların oluşmasını da tahmin edecek halde olamaz olduk.
Ülkemizde bile yaşanan olaylar karşısında insanın tüyleri ürperiyor. Gündemin hangi gün, ne şekilde değişebileceği konusunda akıllara durgunluk geliyor. Komşularımızda yaşanan olayları izliyoruz, gördüklerimiz görüntüler karşısında kendi ülkemize geri dönerek endişe içerisinde yaşar hale geldik.
Irak’ta yaşanan olayları izlerken, hele de bunları yapan örgütün ‘islam’ adına yaptıklarını öğrendiğimizde; inandığımız dinimizi kim veya kimler nasıl kullanıyor diye aklımızı zorluyoruz.
Benim öğrendiğim İslamiyet, okuduğum Kur’an-ı Kerim’de yazılanlar ile İslam adına terör estirenlerin eylemleri arasında büyük farklar olduğunu düşünüyorum.
“Allah Allah!”nidaları ile insanları kesiyorlar, kurşun yağdırıyor ve katlediyorlar.
Suni ve Şii Müslüman ayrımı yapılarak insanlar gruplaştırılıyor, kurşuna diziliyor. İslamiyet; hoşgörü, barış ve kardeşlik dini olarak bilinir, tanımlanırken, bu ‘islam örgütü’ olarak ortaya çıkanların yaptıklarını dinimize zarar verici, emperyalizmin bir oyunu olarak görüyorum.
“Allah’ın verdiği canı, ancak Allah alır” olarak biliyorsak, bize böyle öğretilmişse, nedir bu canilik, nedir bu katliam!? Bu olaylara seyirci kalmak onların ekmeğine yağ sürme anlamına geldiğini vurgularken, “cihat”çağrıları ile kendi kardeşlerini kurşuna dizenlere, ülkede kaos oluşturarak yoksulluğun, savaşın ve can endişesinin içine düşürenlere kimin dur diyeceğini merakla bekliyorum.
Dini, dili, ırkı, cinsiyeti, miliyeti ne olursa olsun; Allah’ın yarattığı bu evrende ortak akılla ve barış içerisinde yaşamak üzere yeryüzüne geldik. Eğer sadece bir inanca sahip insanların yaşanması istenseydi, ya da sadece belli kimlikteki insanların yaşanması istenseydi zaten diğerleri yaratılmazlardı diye düşünüyorum.
Her ırk, inanç ve milliyetteki insanları yaratanın Allah olduğuna inanıyorsak; nedir bu kin, nedir bu düşmanlık ve nedir bu katliamlar?
Emperyalizmin; böl-parçala-yönet taktiklerine kanıp, onların silahlarının tükenmesini sağlamak adına savaştığını bilemeyenlerin inançlarından da dinlerinden de kuşku duyarım.
Kime hizmet ettiklerinin farkına varmalılar, emperyalizmin ürettikleri silahların tüketilmesi, onların kasalarına para kazandırılmasını sağlamak, ön önemlisi de kardeşi kardeşe kırdıracak sonu ölüm olan olayların içerisinde bulunmak, adı ne olursa olsun İslam adına yapılması kabul edilemez.
Benim bildiğim, öğrendiğim dinim bu değildir. Yaşanan bu katliamları yapanlar attıkları sloganlar gibi olduklarına da inanmıyorum.
Kendimden kuşku duymaya başladım; ya bunlar dini bilmiyorlar; ya da benim okuduğum Kur’an-ı Kerim’i bunlar yanlış algılamışlar.
Onlar bunu ne adına yaparlarsa yapsınlar, dinimize zarar verici eylemler içerisinde bulunanların inançlarından kuşku duyuyorum. Lütfen beyler sizler de gerçekten Kur’an-ı kerim’in yolunda olduğunuza inanıyorsanız, böylesi insan düşmanlarının ardından gitmemelisiniz. Saygılarımla…
