Bu sütunlarda bir çok kez okuma veya iyi okuyabilme adına çeşitli yazıları gündeme taşıdım.
15 Temmuz Cuma günü akşamı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yönetimi, bir grup Asker ve komutanların planladıkları “darbe girişimi” olayında yaşananları ayrıntıları anlatmayacağım. Çünkü yaşanan ve gelişen olayları yazılı ve görsel basından bilgilendiğinizi düşünüyorum.
Benim asıl anlatacaklarım, “sivrisineklerin daha larva halindeyken” yok edilmesinin sağlanması ile gelecekte canlılara rahatsızlık vermemeleri yönünde önlemler alınması yöntemi ile başlamak istiyorum.
Aralılarında Emniyet mensuplarının da bulunda bir grup askerin yapmaya çalıştığı “darbe” girişiminin başlayışından, gelişimi ve sonuçlarına kadar olayları iyi okumak zorundayız.
Yaşanan bu üzücü olayın planlayıcılarının Askeri kanatta yönetimin belli kademelerindeki bazı isimler tarafından organize edildiği olayı Devletin en üst düzeyindeki Cumhurbaşkanı, sonrasında da Başbakan tarafından bile söyleniyor.
Askerin sivil yönetime el koyması, yani ülkede “Askeri darbe yapması” olayları ile ülkemizde geriye doğru gittiğimizde tarihlere bakmalısınız!
Kendim gazeteci olarak 12 Eylül 1980 askeri darbesini yaşayan bir gazeteci olarak unutamayacağım anılarım olan biriyim.
Kendilerine “Yurtta Sulh Konseyi” olarak tanımlayarak, TRT’yi işgal ederek buradaki program sunucusuna “bildiri” okutan askerlerin bildirideki sözlerini araştırıp okumalarınızı öneririm. Sizlere özetle bu bildirideki sözcüklerden bazılarını yazmam gerekirse; “Bildiri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütünlüğü, Atatürk’ün ilke ve devrimlerinin korunması v.b” gibi konuları içeriyordu. Bildiride kullanılan sözcükler “Kemalist bir darbe!” gibi gösterilmek isteniyordu.
Ama altından kimlerin çıktığını Devletin en üst düzeyindeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından öğrendiğimizde ise FETÖ adı verilen bir örgüt çıkıyordu.
Türkiye’de “askeri darbe girişimi” yapıldığı ve “Askerin yönetime el koyduğu” yönündeki TRT’deki bildiri de bile bir cahilce hareket olduğunu ekranlarda izlerken algılamıştım.
Bu hareketi başlatan Askeri üniformalıların isimlerine iyi bakmamız gerekiyor. Ağustos ayı öncesi, yani YAŞ kararları öncesi başlatılan bu eylemi iyi okumak gerekiyor. Demokrasi’yi kesintiye uğratmak isteyen ve kendilerince “darbe” yapmaya kalkanların isimlerini yıllardır bilen, tanıyan ve bu görevlerde kalması için kimlerin imzalarının bulunduğunu öğrenmek ve bilmek gerekiyor.
YAŞ Üyeliğine getirilen ve emekliye bile ayrılması istenmeyen birini bu makamda kalması için kimlerin imzalarının bulunduğunu öğrenmek gerekiyor. Askeri komuta’da üst düzeyde göreve getirilen, görevleri yükseltilmeleri noktasında, bugün “darbeci isimler alarak gözaltına alınan” kişileri bu göreve getiren imzaları iyi bilmek gerekiyor!
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün izinde giden Subay ve Astsubayların görevde yükselmemeleri için rapor hazırlayarak, “balyoz veya Ergenekon davaları” gibi gerekçelerle yıllarca cezaevlerinde yatmasına neden olan isimlerin son olayda isimlerinin bulunmasını da iyi okumak gerekiyor.
Halkımız birliktelik sergileyerek Demokrasiye sahip çıkarak önemli bir sınavdan başarılı çıktı. Halkımızın demokrasiye sahip çıkması hareketini Ak Parti’nin tepeden en alt kademesine kadar yöneticileri kendilerine bir destek olarak algılamaya kalkışmamalı.
Bu olayın arkasının araştırılması için Muhalefetin iyi bir araştırma yapmasını önemsiyorum.
Fettullah Gülen’in Amerika’da yaşama izni ile ilgili veya ülkesine dönmesi noktasında bu güne kadar Devlet yönetimi olarak yıllardır Hükümette bulunan Ak Parti’nin çalışmalarını da halkımıza açıklamasını önemsiyorum.
Son Söz; “Besle Kargayı, oysun gözünü!..” Saygılarımla…
15 Temmuz Cuma günü akşamı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yönetimi, bir grup Asker ve komutanların planladıkları “darbe girişimi” olayında yaşananları ayrıntıları anlatmayacağım. Çünkü yaşanan ve gelişen olayları yazılı ve görsel basından bilgilendiğinizi düşünüyorum.
Benim asıl anlatacaklarım, “sivrisineklerin daha larva halindeyken” yok edilmesinin sağlanması ile gelecekte canlılara rahatsızlık vermemeleri yönünde önlemler alınması yöntemi ile başlamak istiyorum.
Aralılarında Emniyet mensuplarının da bulunda bir grup askerin yapmaya çalıştığı “darbe” girişiminin başlayışından, gelişimi ve sonuçlarına kadar olayları iyi okumak zorundayız.
Yaşanan bu üzücü olayın planlayıcılarının Askeri kanatta yönetimin belli kademelerindeki bazı isimler tarafından organize edildiği olayı Devletin en üst düzeyindeki Cumhurbaşkanı, sonrasında da Başbakan tarafından bile söyleniyor.
Askerin sivil yönetime el koyması, yani ülkede “Askeri darbe yapması” olayları ile ülkemizde geriye doğru gittiğimizde tarihlere bakmalısınız!
Kendim gazeteci olarak 12 Eylül 1980 askeri darbesini yaşayan bir gazeteci olarak unutamayacağım anılarım olan biriyim.
Kendilerine “Yurtta Sulh Konseyi” olarak tanımlayarak, TRT’yi işgal ederek buradaki program sunucusuna “bildiri” okutan askerlerin bildirideki sözlerini araştırıp okumalarınızı öneririm. Sizlere özetle bu bildirideki sözcüklerden bazılarını yazmam gerekirse; “Bildiri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütünlüğü, Atatürk’ün ilke ve devrimlerinin korunması v.b” gibi konuları içeriyordu. Bildiride kullanılan sözcükler “Kemalist bir darbe!” gibi gösterilmek isteniyordu.
Ama altından kimlerin çıktığını Devletin en üst düzeyindeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından öğrendiğimizde ise FETÖ adı verilen bir örgüt çıkıyordu.
Türkiye’de “askeri darbe girişimi” yapıldığı ve “Askerin yönetime el koyduğu” yönündeki TRT’deki bildiri de bile bir cahilce hareket olduğunu ekranlarda izlerken algılamıştım.
Bu hareketi başlatan Askeri üniformalıların isimlerine iyi bakmamız gerekiyor. Ağustos ayı öncesi, yani YAŞ kararları öncesi başlatılan bu eylemi iyi okumak gerekiyor. Demokrasi’yi kesintiye uğratmak isteyen ve kendilerince “darbe” yapmaya kalkanların isimlerini yıllardır bilen, tanıyan ve bu görevlerde kalması için kimlerin imzalarının bulunduğunu öğrenmek ve bilmek gerekiyor.
YAŞ Üyeliğine getirilen ve emekliye bile ayrılması istenmeyen birini bu makamda kalması için kimlerin imzalarının bulunduğunu öğrenmek gerekiyor. Askeri komuta’da üst düzeyde göreve getirilen, görevleri yükseltilmeleri noktasında, bugün “darbeci isimler alarak gözaltına alınan” kişileri bu göreve getiren imzaları iyi bilmek gerekiyor!
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün izinde giden Subay ve Astsubayların görevde yükselmemeleri için rapor hazırlayarak, “balyoz veya Ergenekon davaları” gibi gerekçelerle yıllarca cezaevlerinde yatmasına neden olan isimlerin son olayda isimlerinin bulunmasını da iyi okumak gerekiyor.
Halkımız birliktelik sergileyerek Demokrasiye sahip çıkarak önemli bir sınavdan başarılı çıktı. Halkımızın demokrasiye sahip çıkması hareketini Ak Parti’nin tepeden en alt kademesine kadar yöneticileri kendilerine bir destek olarak algılamaya kalkışmamalı.
Bu olayın arkasının araştırılması için Muhalefetin iyi bir araştırma yapmasını önemsiyorum.
Fettullah Gülen’in Amerika’da yaşama izni ile ilgili veya ülkesine dönmesi noktasında bu güne kadar Devlet yönetimi olarak yıllardır Hükümette bulunan Ak Parti’nin çalışmalarını da halkımıza açıklamasını önemsiyorum.
Son Söz; “Besle Kargayı, oysun gözünü!..” Saygılarımla…
