Bilgisayarınıza virüs girdiğinde tamirciye götürdüğünüzde format atar, programları da yenide yükler.
Her format atılmasının ardından yeniden yüklenen programlara uyum sağlamaya çalışırsınız, bazı dosyalar garip gelebilir, çalışma temponuzda değişiklikler yaşanabilir. Hele bir de sizin daha önce kullandığınız programların değişik bir türü yüklenmişse, işte o zaman sinirlerinize hakim olabilmeniz zor olur.
Ne kaldı şunun şurasında, 16 Nisan’a sayılı günler kaldı, yani iki haftalık bir süre. Sandığa gidilecek, tercihler yapılacak, saatler 17.00’yi gösterdiğinde oy ayrım ve sayım işlemleri başlayacak. Heyecanla sonuçlar beklenecek, sandık görevlileri yazdıkları sonuçları yakınlarına bildirmek için telefonlar arası trafik yoğunlaşacak.
Burada cep telefonlarının firmaları kontör yönünden ekonomik olarak güçlenmelerine katkı sağlanmış olacak. Sabırlı ve heyecanlı bekleyiş ise, seçim yasaklarının kalkması ve medya tarafından sonuçların açıklanması ile başlayacak.
Bugünlere bakıyoruz, siyasilerimiz tercihlerin yapılması konusunda halkla birlikte olduklarında veya mitinglerinde konuşuyorlar, birbirlerine karşı farklı sözler söylüyorlar. Birbirlerini yalancılıkla suçlayan, hatta akıllara durgunluk verecek yakıştırmaların yapıldığını, mitinglerde yaşanan olumsuzlukları bile televizyon ekranlarından izliyoruz.
16 Nisan halkoylamasının asıl amacı yeni Anayasa maddeleri üzerindeki değişikliklerin ‘evet’ veya ‘hayır’ şeklinde tercih edilmesi olduğu halde, olayı farklı şekilde yorumlayarak, sanki Milletvekilliği seçimleri yapılıyormuş gibi değerlendirenleri görüyoruz.
İktidar partisi her mitinginde terör örgütlerinden sözediyor, bu tür konuşmalarla tercihlerin yapılması noktasında etkilemeye çalışıyor. Muhalefet daha farklı şekilde tercihlerin yapılması noktasında etkilemeye çalışıyor.
Şu anda Amerika’da bulunan biri ile yıllardır İmralı’da bulunan diğerlerinin üzerinden siyaset yapılıyor. İdamdan sözediliyor, yabancı ülkelerin ülkemizdeki halkoylaması üzerine oyunlar oynadıklarından sözediliyor.
16 Nisan da gelip geçecek, sonuçlar nasıl çıkarsa çıksın söylenen sözlerin üzerine bir format atılmasını olası olarak görüyorum. Normal süreçte konuşmayanlar, gündeme gelmeyen olumsuzluklar neden seçimler yaklaştığında ısınıtıp yeniden insanların önüne konulmak isteniyor?
Kaldı ki halk oylaması siyasi bir seçim olmayıp, sadece mevcut Anayasa üzerinde yapılacak bazı değişiklikleri içermektedir.
Kavga ve gürültü ile Anayasa değiştirilir mi? Dini veya Milli duygular üzerinden siyaset yapmak doğru bir davranış sayılabilir mi? “Ben söylersem doğrudur, başkası söylerse yalandır!” anlayışı bu ülke siyasetine sağlıklı bir yaklaşım getirebilir mi?
Çocukluğumuzda gözlerimize mendille kapatır, ‘körebe’ oyunu oynardık. Böylesi bir oyun oynarcasına insanların sandığa götürülmesi gibi olaylar yerine, insanların gözlerinin açık olarak çevresini ve geleceğini görerek hareket etmeleri sağlanmalıdır.
Ülkemizin geleceği, torunlarımızı ilgilendiren ve geri dönüşü zor olan bir süreç için sandığa gidilecek. Bu ülke insanının geleceği için o adı söylenen terörist başlarının üzerinden siyaset yapmak yerine, halkın huzur ve mutluluğu, ekonomik durumu ve barış içerisinde yaşanabilmenin yolları anlatılmalıdır.
“Evet’ çıkarsa; ABD’deki ve İmralı’dakinin sonu ne olacak dersiniz? Esenlikle…
Her format atılmasının ardından yeniden yüklenen programlara uyum sağlamaya çalışırsınız, bazı dosyalar garip gelebilir, çalışma temponuzda değişiklikler yaşanabilir. Hele bir de sizin daha önce kullandığınız programların değişik bir türü yüklenmişse, işte o zaman sinirlerinize hakim olabilmeniz zor olur.
Ne kaldı şunun şurasında, 16 Nisan’a sayılı günler kaldı, yani iki haftalık bir süre. Sandığa gidilecek, tercihler yapılacak, saatler 17.00’yi gösterdiğinde oy ayrım ve sayım işlemleri başlayacak. Heyecanla sonuçlar beklenecek, sandık görevlileri yazdıkları sonuçları yakınlarına bildirmek için telefonlar arası trafik yoğunlaşacak.
Burada cep telefonlarının firmaları kontör yönünden ekonomik olarak güçlenmelerine katkı sağlanmış olacak. Sabırlı ve heyecanlı bekleyiş ise, seçim yasaklarının kalkması ve medya tarafından sonuçların açıklanması ile başlayacak.
Bugünlere bakıyoruz, siyasilerimiz tercihlerin yapılması konusunda halkla birlikte olduklarında veya mitinglerinde konuşuyorlar, birbirlerine karşı farklı sözler söylüyorlar. Birbirlerini yalancılıkla suçlayan, hatta akıllara durgunluk verecek yakıştırmaların yapıldığını, mitinglerde yaşanan olumsuzlukları bile televizyon ekranlarından izliyoruz.
16 Nisan halkoylamasının asıl amacı yeni Anayasa maddeleri üzerindeki değişikliklerin ‘evet’ veya ‘hayır’ şeklinde tercih edilmesi olduğu halde, olayı farklı şekilde yorumlayarak, sanki Milletvekilliği seçimleri yapılıyormuş gibi değerlendirenleri görüyoruz.
İktidar partisi her mitinginde terör örgütlerinden sözediyor, bu tür konuşmalarla tercihlerin yapılması noktasında etkilemeye çalışıyor. Muhalefet daha farklı şekilde tercihlerin yapılması noktasında etkilemeye çalışıyor.
Şu anda Amerika’da bulunan biri ile yıllardır İmralı’da bulunan diğerlerinin üzerinden siyaset yapılıyor. İdamdan sözediliyor, yabancı ülkelerin ülkemizdeki halkoylaması üzerine oyunlar oynadıklarından sözediliyor.
16 Nisan da gelip geçecek, sonuçlar nasıl çıkarsa çıksın söylenen sözlerin üzerine bir format atılmasını olası olarak görüyorum. Normal süreçte konuşmayanlar, gündeme gelmeyen olumsuzluklar neden seçimler yaklaştığında ısınıtıp yeniden insanların önüne konulmak isteniyor?
Kaldı ki halk oylaması siyasi bir seçim olmayıp, sadece mevcut Anayasa üzerinde yapılacak bazı değişiklikleri içermektedir.
Kavga ve gürültü ile Anayasa değiştirilir mi? Dini veya Milli duygular üzerinden siyaset yapmak doğru bir davranış sayılabilir mi? “Ben söylersem doğrudur, başkası söylerse yalandır!” anlayışı bu ülke siyasetine sağlıklı bir yaklaşım getirebilir mi?
Çocukluğumuzda gözlerimize mendille kapatır, ‘körebe’ oyunu oynardık. Böylesi bir oyun oynarcasına insanların sandığa götürülmesi gibi olaylar yerine, insanların gözlerinin açık olarak çevresini ve geleceğini görerek hareket etmeleri sağlanmalıdır.
Ülkemizin geleceği, torunlarımızı ilgilendiren ve geri dönüşü zor olan bir süreç için sandığa gidilecek. Bu ülke insanının geleceği için o adı söylenen terörist başlarının üzerinden siyaset yapmak yerine, halkın huzur ve mutluluğu, ekonomik durumu ve barış içerisinde yaşanabilmenin yolları anlatılmalıdır.
“Evet’ çıkarsa; ABD’deki ve İmralı’dakinin sonu ne olacak dersiniz? Esenlikle…
