Dün sabah erken saatlerde havanın gri renge bürünmesi ile birlikte, gökyüzünde güneşi aradı gözlerimiz.
Belli ki yağışlı bir hava kendisini göstermeye çalışıyordu. Ağaçların yaprakları sallanıyor, esen rüzgar yerini fırtınaya dönüştürme uğraşını gösteriyordu.
Gazeteye doğru gelirken sokaklarda insanların yollara attığı poşetler, gazete parçaları sabah yeli ile birlikte hareketleniyor, yüzümüze, gözümüze doğru uçuşuyordu.
Kirletilen yerdeki atıklar rüzgarın etkisi ile harekete geçerken, aslında doğanın insanları bir uyarması veya kirlettikleri yolların intikamı olarak yorumluyordum.
Bu yollardaki atıkları insanlar buralara atmışlardı, yani insanoğlunun eseriydi bu kirlilik. Olumsuz hava koşulları arasında esen rüzgarın yerdeki atıkları harekete geçirmesi ile insanların yüzüne doğru gelmesi ise doğanın bir uyarısı olarak düşünenlerin sayılarını merak ettim.
Gazeteye geldiğimde kapıyı açarken bile arkamdan rüzgar beni sanki itercesine esiyordu.
Bir ara dışarıya çıkmak istedim, sokakta yürürken rüzgarın yerden kaldırdığı gazete parçaları ve poşetlerin yüzüme gelmemesi için kaldırımdan yürümeye çalışıyordum.
Kaldırımlar dolu olduğu için yola inip yürümeye çalıştığımda ise sokaktaki yolun iki tarafına da parkeden araçlar nedeniyle bu kez zorunlu olarak yolun ortasından yürüyecektim.
En önemli sorunda buydu zaten. Yolun ortasından yürürken her an bir araç çarpabileceği gibi, yerdeki kirliliklerin de yüzümüze, gözümüze gelmesine engel olamıyorduk.
Kaldırımlar deyince aklıma geldi! Elektrikli bisiklet ve bisikletlerin kaldırımda seyretmelerinin ne zaman sona ereceğini merak ediyorum.
Bir kanun maddesi ile elektrikli bisiklet kullanıcılarından ehliyet ve bazı belgeler istenilecekti. Her önüne gelen kişinin elektrikli bisiklet kullanması yasaklanacaktı. Bu uygulamanın bu yılın sanırım Şubat ayı içerisinde başlayacağı duyurulmuştu.
Mart ayındayız ama, uygulamanın başlayıp başlamadığından haberdar değiliz. Eğitimin önemli olduğunu her koşulda söylerken, başka insanların haklarını çiğneyenlerin de yasal uygulamalarla cezalandırılması ile caydırıcılık anlamına geleceğini düşünüyorum.
Her ayın sonunda kent merkezindeki Trafik uygulamaları ile ilgili bilgileri Emniyet Müdürlüğü’nden alıp gazetelerimizde haber yapıyoruz. Kent içerisinde kurallara uymayan sürücülere verilen cezalar ile hangi koşullarda ceza yazıldığını da görüyoruz.
Ancak, yine bu yazılan cezalar karşısında kuralları çiğneyen sürücülerin olduğunu bir sonraki ayda öğrendiğimizde, eğitimin önemi akla geliyor.
Cadde ve sokaklarımızı kirleten insanlar, dün kirlettikleri yollardan geçerken yüzlerine doğru uçuşarak gelen atıklar karşısında akıllarından nelerin geçip geçmediğini merak ediyorum.
Akıl; sadece insanoğlunda bulunduğuna göre, dünkü esen rüzgarın yolda yürürken yüzünüze doğru uçurduğu atıklar karşısında, doğanın bir uyarı yaptığını ve kirletilen sokaklar için insanlardan intikam aldığını kaç insan düşündü dersiniz!? Temiz toplum olabilmek için, önce sokaklarımızı temiz tutmak zorundayız. Saygılarımla…
Belli ki yağışlı bir hava kendisini göstermeye çalışıyordu. Ağaçların yaprakları sallanıyor, esen rüzgar yerini fırtınaya dönüştürme uğraşını gösteriyordu.
Gazeteye doğru gelirken sokaklarda insanların yollara attığı poşetler, gazete parçaları sabah yeli ile birlikte hareketleniyor, yüzümüze, gözümüze doğru uçuşuyordu.
Kirletilen yerdeki atıklar rüzgarın etkisi ile harekete geçerken, aslında doğanın insanları bir uyarması veya kirlettikleri yolların intikamı olarak yorumluyordum.
Bu yollardaki atıkları insanlar buralara atmışlardı, yani insanoğlunun eseriydi bu kirlilik. Olumsuz hava koşulları arasında esen rüzgarın yerdeki atıkları harekete geçirmesi ile insanların yüzüne doğru gelmesi ise doğanın bir uyarısı olarak düşünenlerin sayılarını merak ettim.
Gazeteye geldiğimde kapıyı açarken bile arkamdan rüzgar beni sanki itercesine esiyordu.
Bir ara dışarıya çıkmak istedim, sokakta yürürken rüzgarın yerden kaldırdığı gazete parçaları ve poşetlerin yüzüme gelmemesi için kaldırımdan yürümeye çalışıyordum.
Kaldırımlar dolu olduğu için yola inip yürümeye çalıştığımda ise sokaktaki yolun iki tarafına da parkeden araçlar nedeniyle bu kez zorunlu olarak yolun ortasından yürüyecektim.
En önemli sorunda buydu zaten. Yolun ortasından yürürken her an bir araç çarpabileceği gibi, yerdeki kirliliklerin de yüzümüze, gözümüze gelmesine engel olamıyorduk.
Kaldırımlar deyince aklıma geldi! Elektrikli bisiklet ve bisikletlerin kaldırımda seyretmelerinin ne zaman sona ereceğini merak ediyorum.
Bir kanun maddesi ile elektrikli bisiklet kullanıcılarından ehliyet ve bazı belgeler istenilecekti. Her önüne gelen kişinin elektrikli bisiklet kullanması yasaklanacaktı. Bu uygulamanın bu yılın sanırım Şubat ayı içerisinde başlayacağı duyurulmuştu.
Mart ayındayız ama, uygulamanın başlayıp başlamadığından haberdar değiliz. Eğitimin önemli olduğunu her koşulda söylerken, başka insanların haklarını çiğneyenlerin de yasal uygulamalarla cezalandırılması ile caydırıcılık anlamına geleceğini düşünüyorum.
Her ayın sonunda kent merkezindeki Trafik uygulamaları ile ilgili bilgileri Emniyet Müdürlüğü’nden alıp gazetelerimizde haber yapıyoruz. Kent içerisinde kurallara uymayan sürücülere verilen cezalar ile hangi koşullarda ceza yazıldığını da görüyoruz.
Ancak, yine bu yazılan cezalar karşısında kuralları çiğneyen sürücülerin olduğunu bir sonraki ayda öğrendiğimizde, eğitimin önemi akla geliyor.
Cadde ve sokaklarımızı kirleten insanlar, dün kirlettikleri yollardan geçerken yüzlerine doğru uçuşarak gelen atıklar karşısında akıllarından nelerin geçip geçmediğini merak ediyorum.
Akıl; sadece insanoğlunda bulunduğuna göre, dünkü esen rüzgarın yolda yürürken yüzünüze doğru uçurduğu atıklar karşısında, doğanın bir uyarı yaptığını ve kirletilen sokaklar için insanlardan intikam aldığını kaç insan düşündü dersiniz!? Temiz toplum olabilmek için, önce sokaklarımızı temiz tutmak zorundayız. Saygılarımla…
