Bizim kentte insanların en çok ilgilendikleri konuların neler olduğunu il dışındakiler bile konuşur oldular.
Bu kentte dedi-kodu üretim merkezi gibi işleyen kişilerin yoğunluğundan rahatsız olanlar, başka illere gitmeyi bile akıllarına getiriyor.
“İş yapmazlar, ama dedi-kodu yapmaya gelince üstlerine yok!”denilen yerleşim yeri haline gelmemizden herkes rahatsızlık duymaya başladı.
Komşularının işlerine karışmalar, başkalarının erkek veya kadınlarının giyim kuşamlarından tutun da evden çıkıp geri dönüşlerine kadar laflarını yapanlardan rahatsızlıklar artmaya başladı.
Kitap veya gazete okumayan kişilerin çoğunlukta olduğu bu kentte, televizyon ve internetkolik olanların sayesinde yaşanılması da zorlanır oldu.
Kişilerin siyasal görüşlerine saygısızlık, farklı iki görüşün insanının bir arada olmasının suçmuş gibi sayıldığı günler yaşıyoruz.
Öylesi kişilere rastlıyoruz ki, iki ayrı siyasi görüşlü kişinin bir arada görülmesi bile laf edilir hale geldi.
Fikirlere ve dünya görüşlerine saygısızlık artış gösterirken, kendilerinin eşleri veya kızları yokmuşçasına başkalarının namus bekçiliği görevlerine soyunanlara da tanık olmaya başladık.
Kendilerinin yaptıkları ahlaksızlık, yolsuzluk ve hileleri görmezden gelip veya doğalmış gibi tanımlayanlar, başkalarına akıl vermeye veya eleştirmeye başlar oldular.
Kendisini inançlı imiş gibi gösterenlerin başkalarına verdikleri akıllarda, sütten çıkmış ak kaşık gibi kendilerini tanıtır olmaya başladılar.
Oysa inançlı insan başkalarının dedi-kodusunu yapmaz, açığını yüzüne vurmaz ve başkalarının namusunu kendi namusu gibi görür diye biliyoruz.
Kentte uyuşturucu kullanım yaşının 14’lere kadar indiğini düşündüğümüzde, bu akıl verici kişilerin çocuklarımızı uyuşturucudan uzaklaştırmak için akıllarını kullanmaları gerekirken, başkalarının eşleriyle uğraşmalarındaki yakışıksız davranışların ne zaman düzeleceğini merak ediyorum.
Bu kentte bir etkinlik yapılır, Vali o etkinliğe geliyorsa Kamu ve özel kurumların yöneticilerini, işadamlarını, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcilerini topyekün görebilirsiniz.
Kültür ve sanatsal etkinliklerde Kamu ve özel kurumlarının yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin bir kaçını görürsünüz.
Kitap okumayan, gazete okumayan, hatta televizyonda haber bile izlemeyen yöneticilerin çoğunlukta olduğu bir kentin nasıl gelişeceğini ve kalkınacağını merak ediyorum.
İşyerinde hakkını isteyen çalışanı çıkarmakta tehdit eden, yanında çalışan sekreterini ‘metres’ gören, iş için gelen bayanlara tacizde bulunmaya çalışan, her çalışan bayana farklı gözle bakanların kendi eşleri veya kızlarının olmadığını mı sandıklarını merak ediyorum.
Bu kentti bayanlar ve genç kızlar çalışmayacaklar mı? Her çalışan ve ekmeği uğruna sabahın erken saatinde işine gelen kadına neden dedi-kodu üretim merkezinin kişileri farklı gözlerle bakıyorlar?
Osmaniye’mizin gelişip kalkınabilmesi için laf üretim merkezlerinin bireylerinin aynaya bakmalarını öneriyorum. Saygılarımla…
