Dün Cuma namazı sonrasında bir grup basın açıklaması yaptı. Bu kez açıklamanın özünde Mısır’da alınan idam kararlarına karşı tepkiydi.
Osmaniye’deki Cumhuriyet Meydanı değişik görüntülere sahne oluyor. Kızılay’ın araçları ve çadırları kan bağışında bulunmak isteyen vatandaşlar için konuşlanmış durumda. Kızılay ekipleri Osmaniye’de yaşayanların kan bağışından memnun olmalılar ki, Cumhuriyet Meydanı’nı hiç boş bırakmıyorlar.
Yine Cumhuriyet Meydanı’nda kermesler açılıyor, günlerce, hatta bir hafta bile süren kermesler açılırken, kermesi açanlardan ayrıntılı bilgi alabilmek zor oluyor.
Kermesi açanlar, fakir öğrenciler yararına, ihtiyaç sahipleri yararına diyorlar ama, kermesin bitiminde ne kadar gelir elde ettiklerini bir türlü söylemiyorlar.
Amaçlarına ulaştıklarını söyleyenler var, belli sayı vererek o kişilere yardımda bulunacaklarını söyleyenler de var.
Cumhuriyet Meydanı kermes çadırları ile de tanınan bir alan oldu.
Bir de değişik amaçlı olarak otomobil fuarı açılmasına da tanık oluyoruz. Tüm bunların dışında basın açıklamaları ile bilinen Cumhuriyet Meydanı, adına yaraşır şekilde özgürlüklerin dile getirebildiği Meydan olarak tanınıyor.
İşte böylesi bir Meydan, Adı Cumhuriyet Meydanı, yani özgürlüğün simgesi olan meydan’da isteyenler istediği gibi eylemlerini gerçekleştirebiliyorlar.
Dünkü olay, Mısır’da alınan idam kararlarına karşıydı. Henüz yeni yürümekte olan çocukların ellerinde dövizler, sakallı gençler, kara çarşaflı kadın ve genç kızlar ellerindeki döviz ve pankartlarla ‘idam’ olayına karşı tepkilerini dile getirmeye çalışıyorlardı.
Bu eylem aslında Soma maden ocağı faciasının ertesi günlerinde yapılacaktı. Ancak, Soma’da yaşanan üzücü olaylar ve ülkede yas ilan edilmesinin ardından Mısır’daki idam kararına karşı yapılacak olan eylem ertelenmişti.
Dünkü basın açıklaması üç ana başlık adı altında okundu. Mısır’daki idam kararına tepkilerin yanında, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde meydana gelen olaylara da tepki gösterildi.
Bu açıklamanın içerisinde terör örgütü ile ilgili sözlerin yanında, Doğu ve Güneydoğuda yaşanan insanlar sağduyulu olmaya davet ediliyordu. Yine burada yaşanan olaylarla ilgili Hükümetin yetersizliğinden sözeden açıklamaların yanında, ülke geneline de mesajların verildiğini gördük. Okunan basın açıklamasında ciddi ve anlamlı sözcüklerin altının bulunduğu dikkatlerden kaçmıyordu.
1990’lı yıllardaki çatışmalar ve devletin buradaki halka zulüm yaptığı, baskı uyguladığından sözedilirken, bugün de aynı baskı ve zorbalıkların terör örgütü tarafından yapıldığından sözediliyordu.
Basın açıklamasındaki her sözcüğün farklı anlamlar taşıdığını düşündüğümüzde; “Bugüne kadar ses çıkarmadıksa halkımızı sevdiğimizden ve fitne tarafı olmadığımızdan dolayıdır”tümcesinin devamlında, “Ancak çıkacak olan bu yangın herkesi kuşatacaktır. Kimse Ankara’da, İstanbul’da da olsa kurtulamayacaktır. Devlet devletliğini yapmazsa herkes kendini koruma hakkına sahiptir” tümcesinin da altını ayrıca çizmek gerektiğini düşünüyorum.
Osmaniye Cumhuriyet Meydanı’nda dün yine böylesine özgürce bir basın açıklaması yapıldı. Bu meydan daha neleri görecektir, yeter ki Cumhuriyet sonsuna dek yaşasın. Saygılarımla…
