Eğlence yerlerinde içeriye girip masaya oturmak, garsonun gelip siparişleri alması sırasında bazı insanlar kollarını sandalyenin her iki yanına sarkıtıp, göbeklerini de kasarak konuşmayı severler.
Böylesi kişiler belki ilk kez bir eğlence yerine geliyor veya havada bulduğunu masada yemek için geldiği bir süre sonra anlaşılabilir.
Geçenlerde bir müzikli eğlence yerinde otururken üç kişi gelip sandalyeleri hızla çekerek oturdular. Ayak ayak üstüne atışlarını görmeliydiniz.
Sonrasında siparişleri verirken garsona defalarca sorular sorup, yiyecek ve içecekler hakkında bilgi almaları da daha farklıydı. Görgüden uzak olduklarını veya hava bulduğunu masada tüketmeye gelenler olduğunu sezinledim.
Masa donatıldı, hangisinden başlayacaklarını bilemeden önce içecekleri tüketmeye başladılar.
Beş-on dakika sonra biri yüksek sesle konuşmaya ve el kol hareketi ile müziğin değiştirilmesini istedi.
Yan masadakiler rahatsız olmaya başlamıştı. Takım elbiseli ve kravatlı birinin bakışlarından rahatsız olan masadakilerden biri, “nasıl bakıyorsun öyle, kimsin sen de bize kötü kötü bakıyorsun?”diye yüksek sesle konuşmaya başladı.
Vatandaş durumu anlamış, karşılık vermemişti. Az sonra yine laf atmaya başladı: “Ağzında dilin yok mu lan senin, neden susuyorsun, konuşmasa?”
Vatandaş baktı ki iş kavgaya dönüşecek, hesabını ödeyip çıkıp gitti.
Gecenin ilerleyen saatlerinde üç arkadaştan biri lavaboya gitmek üzere ayağa kalkmak istediği sırada masaya çarparak yere düştü. Arkadaşları kaldırdı, yeniden sandalyeye oturmasını sağladı.
Yere düşmesine sinirlenen delikanlı masaya yumruğu vurması ile tabakların bazıları yere düştü. Yan masadakiler olayları sakinlikle izlemeye özen gösteriyorlardı. Bu arada içlerinden biri arkadaşının kafasını elleriyle tutarak masanın üzerindeki tabakları öptürmeye başladı.
Arkadaşının elinden kurtulan delikanlı lavaboya gitti, anında geri dönüş yaparak arkadaşına küfür etmeye başladı.
“Ne yaptın lan sen? Yüzümü iki parçaya bölmüşsün, yüzüm yarılmış oğlum! Senin gibi arkadaşın!... Hadi beni doktora götür, yüzüm ikiye bölünmüş, neden söylemiyorsun?”
Oysa yüzünde bir şey yoktu, yani çizilme veya kanama gibi bir durum görünmüyordu. Arkadaşları yüzünde bir şey olmadığını anlatmaya da çalışsalar delikanlı inanmıyordu. Sonunda; “Ayna yalan mı söylüyor oğlum! Şimdi aynaya baktım yüzüm iki parça olmuş olarak gördüm. Haydi gidip birlikte bakalım!”
Üç arkadaşta lavaboya gidip aynaya bakmaya karar verdiler. Geri dönen gençler bu kez garsona kızmaya başladılar. “Ne oldu bizim yüzümüze, iki parça olarak görüyoruz. İçeceklerin içine ne attın da bizleri bu duruma getirdin?”
Odadakiler şaşkınlık içindeydi, çünkü gençlerin yüzlerinde herhangi bir yaralanma izi görülmüyordu. Lavaboya gidip baktık ki ayna çatlamış, çatlayan aynanın orta yerinden bakıldığında bakan kişinin yüzü iki parça halinde görünüyordu.
Gençler alkolü fazla kaçırınca, ayna da çatlak olunca böyle bir görüntü ortaya çıkıyordu. Siz siz olun baktığınız ayna çatlak ise eğer, çevrenizde kimseyi suçlamayın. Saygılarımla…
