Siyasi iktidar hazırladığı bütçe raporunda emeklilere yılda iki kez verilen bayram yardımı ile yıllık ücret artışlarının maliyetini yaza dursun, TMM çalışanlarının emekli olması durumunda, çocuklarının işe alınması yönünde öneriler gündeme geldi.
Babadan oğula memuriyet adı ile gündem oluşturan bu öneriler karşısında, Üniversiteli işsizler yine tepkilerini göstermekle haklı olduklarını söylüyorlar.
Türkiye’de 1.3 milyonu Üniversite mezunu olmak üzere 8 milyon işsizimiz iş bulmak için uğraşırken, TBMM’de ayrıcalıklı bir istek gündeme geldi. TBMM’de en fazla üyeye sahip Büro Memur-Sen, Meclis yönetimiyle yaptığı toplantıda Meclis’ten emekli olanların yerine, çocuklarının işe alınmasını istedi.
Halkımız; Suriye topraklarındaki terör yuvalarına yapılan operasyonlarla, ABD’nin ve diğer bazı ülkelerin Türkiye üzerinde “yaptırım uygulamaları” ile gündemi izlerken, yukarılarda nelerin olup bittiğinden haberdar olabilmesi ise ancak araştırması ile öğrenilebiliyor.
TBMM’de çalışırken emekli olan personelin yerine çocuklarının işe alınması demek, sizce ne anlama gelebilir!?
Olaya bir başka yönden bakarsak, Daha önce Bülent Arınç’ın TBMM başkanlığı döneminde emekliye ayrılan Meclis çalışanlarının yerine çocukları işe alınmış, bu uygulama ile 347 personel alımı gerçekleşmiş.
Köydeki çiftçi vatandaşın bir çocuğu zar zor Üniversiteyi bitirip KPSS puanları nedeniyle bir türlü işe yerleşemezken, 25 yaşından sonra babasından harçlık isteyerek yaşamaktan utanırken, TBMM’de çalışanların emekliye ayrılması sonucu çocuklarının işe alınmasının ne gibi “adaletli davranış” olduğunu doğrusu merak ediyorum.
Böylesi emekliye ayrılmalar diğer kamu kurumlarında da uygulansın da en azından başka memur çocukları işsiz kalmasın bari!
İnsanların aklı ile alay edercesine sözler söylemek veya öneriler getirmekle, düşünen insanların inançlarını azaltmakta olduklarının farkına varmayan ya da varmak istemeyen bir anlayış sürecinden geçmekteyiz.
Bir kez daha yazıyorum, bu iktidar dönemi de gelir geçer. Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulduğundan bu yana halkımız; ne Cumhurbaşkanları, ne Başbakanlar, ne bakan ve Milletvekillerini görüp bağrına bastı.
Günü kurtarma adına çalışmak, sürecin içerisinde dümen suyuna gitmek, mevcut iktidara yandaş olmanın günün birinde zararını görebileceğinizi aklınızdan çıkarmamalısınız!
Örneklemem gerekirse; bir zamanlar herhangi bir siyasi partiden Belediye Başkanı seçilen ve seçilebilmek için o partinin tüm yetkilileri ile görüşmek için alınları terleyenlerin, bugün o parti ile yollarını ayırdıklarını görmekteyiz.
Kendilerini makam ve koltuk sahibi yapabilme adına destek aldıkları “cemaat” grupları ile dün iyi geçinenler, onların söyledikleri yapanların, bugün tam tersi davranışta bulunarak, birlikteki yol arkadaşlarına karşı tavır içerisinde oldukları olaylarını da görmekteyiz.
Güne bakan çiçeklerini bilirsiniz, diğer adı ile “Ay çiçeği”nin özelliklerini de sanırım biliyorsunuz! Güneşin doğduğu yöne başlarını çevirirler, güneşten enerji almaya çalışırlar.
Günümüzde doğadaki güneşten enerji almak yerine, mevcut ve dönemin siyasi iktidarından enerji almak, yararlanmak ve koltuğunu korumak üzere olanların başlarına bir olumsuz olay geldiğinde sızlanmalarına gerek olmadığını söylemek isterim.
Aklımı kullanarak yaşıyorum, günü kurtarmak üzere yaşayanların günün birinde başına gelenleri izlerken, akıllarını kullanmadıklarına acıyorum!.. Saygılarımla…
