Seçimler bitti. Başkan, Bakanlar ve Milletvekilleri belirlendi. Bundan sonrası önümüze bakmak olacak. Kavgaya-gürültüye gerek yok! Muhalefetseniz yanlış, eksik ve aksaklıklarla karşı halkın sorunlarını dile getirmelisiniz. Başkaca bir yöntem var mı?
Aslında gündemdeki siyasal olaylarla ilgili yazacaktım ama, daha ivedi olayları okurlarımla paylaşmak istedim. Yaşam; insanların yani yoksulların yaşam kesitlerinden örnekleri paylaşmak istedim bugün sizlerle.
İnsanlık bu! Mersin’de bir grup gönüllü insan, Mezitli Belediyesi’nin açtığı gönüllü evlerinde; kek, yaprak sarması, köfte, kurabiye gibi yiyecekler yaparak stantlarda satılanların parası ile 11 kız öğrencinin okuması için burs veriyor.
Bunlar da uğraş verip, katkı sağlayıp can kurtarmamız gereken olaylardan bir kesit.
Adana’nın Seyhan ilçesinde 6 yaşındaki Ahmet Hakan Nuröz (SSPE) hastalığı nedeniyle tedavi olmayı bekliyor. 30 yaşındaki Annesi Hayriye Nuröz; Kök hücresi tedavisi yapılması durumunda oğlunun sağlığına kavuşabileceğini söyleyerek, hayırseverlerden yardım istiyor. Kendilerine kimsenin yardım etmediğini ve yol göstermediğini söyleyen acılı anne; Cumhurbaşkanı ile Sağlık Bakanı’nın sesini duymasını istiyor.
Bir haber de Gaziantep’ten. 5 çocuklu Zümeyra-Faysal Bayram çiftinin çocukları Ümit, 16 yaşındayken kas hastalığı sonucu geçen yıl yaşamını yitirir. Bu acı dinmeden bu kez 11 yaşındaki Mert’e ilik kanseri teşhisi konulur. Aile ve yakınları uygun ilik bulabilmek için seferber olurlar, ancak uygun donör bulunamaz. Hamallık yaparak yaşamını sürdüren Faysal Bayram oğlunun sağlık sorununa çözüm için çağrıda bulunuyor.
Bu arada aklımı zorluyorum! Hani bir zamanlar neler söyleniyordu vatandaşlarla konuşulurken. “En az üç çocuk istiyorum, üç çocuk yapmalısınız!
Tamam da bunu gerçekleştirdik, ya bakması ve besleyip büyütmesi, bir de okutması olayı ile ilgili tepki gösterenleri aradı gözlerim…
Bakınız şimdi Bayram ailesinin 3 değil, 5 çocukları varmış. Birini geçtiğimiz yıl kaybetmişler, 4’e düşmüş oluyor. Birinin de şu anda sağlık durumu tehlikede olduğuna göre ^ne yapmamız gerektiğini fazla çocuk yapmayı önerenler de çözümünü getirmeli değil mi!?
Bazı kişilerin ise “ o kadar fazla çocuk yapmasaydı!” der gibi olduklarını sezinliyor gibiyim.
Aynı ülkede ve aynı topraklar üzerinde birlikte yaşayan insanlar arasında sağlık sorunları nedeniyle sıkıntı yaşamaları ile çok farklı yaşayanların durumları hayra alamet olamayabilir.
Refah Partisi Lideri (rahmetli) Necmettin Erbakan’ın oğlu’nun Saadet Partisi’nin 24 Haziran seçimlerinde CHP ve İyi Parti ile girdiği dayanışma ile ilgili yaptığı açıklamasını TV ekranlarından da izlemiş olmalısınız.
Rahmetli Erbakan’ın oğlu; “ Saadet partisine verilen oylar, dinsiz CHP’ye gidecek!” sözleri önemsenip önemsenmediğini merak ediyorum!
CHP’nin “dinsiz” olduğuna karar verme yetkisini kendisinde nasıl alabiliyor!? CHP’den suskunluk olduğuna göre o sözleri söyleyen kişinin yeni sözler söylemesine kapı açılmış oluyor.
Bu ülkede halkımız üzerinde yaşatılan ve yaşatılmak istenilen kanun ve yasalar ile şu andaki yeni sistemle ilgili CHP’nin “önemli derecede sorumsuzluğu” olaylarını görüyorum. Halkımızı suçlamaya kimsenin hakkı yoktur. CHP’nin bu olayla ilgili “ortaklık olaylarını” ileriki sayılarımla gündeme taşıyacağım.
Önemli Not: Beni satılmışlıkla suçlamaya veya başka bir yöntemle eleştirmeye çalışanlara sayfam açıktır. Hatta; tv veya radyo kanallarında bile konuşabilirim.
