Her dini bayramda olduğu gibi bu Kurban Bayramında da ülkemizde ağırladığımız Suriyeliler memleketlerindeki yakınları ile bayramlaşmak üzere ülkelerine akın ettiler.
Yaklaşık 8 yıl öncesinde ülkelerindeki iç savaştan kaçarak ülkemize sığınmaya başlayan Suriye vatandaşlarının sayısı her geçen gün artış gösterdi. Yüreğinde insan sevgisi olan bir toplum olarak özellikle çocuk ve kadınlara acıyıp ülkemizde konuk ettik. Onların sağlıklı yaşayabilmeleri için ülkeyi yönetenlerin zaman zaman “siyasi malzeme olarak” kullandıkları bile tartışma konusu oldu. Bir çoklarına “Vatandaşlık” kimliği verilirken, süreç içerisinde olumsuz olayların yaşanmasına da tanık olduk ve olmaktayız.
Ülkesinde savaş olduğu için kaçan insanlar, can güvenlikleri sorunu nedeniyle başka ülkelere kaçarlar. Madem ki Suriye’de can güvenliği yok ve iç savaş 8 yıldır sürüyor, o zaman Kurban Bayramı öncesinde koşarak ülkelerine bayramlaşmaya gidenlere ne demeli!?
Kurban bayramını ülkelerinde geçirebilmek için 19 günde 40 Suriyelinin, Kilis’in Öncüpınar sınır kapısından geçtiğini öğreniyoruz. Ülkelerindeki akrabaları ile bayramlaşmaya giden insanlara sözümüz yok, ama iç savaşın yaşandığı bir yerleşim yerine insanlar akın ediyorsa, işte bu olay akılları karıştırır!
Bu insanlar hangi kaynaktan para bularak ülkelerine gittiler ve geri dönüş yaşacaklar. Elbette ki bu işin bir de maddi boyutunun olduğunu düşünmek gerekir.
Geçtiğimiz günlerde Suriyeli biriyle konuşuyorum, her ay belli miktarda para alıp almadığını sorduğumda; “Sağolsun Amerika, bize ailemizdeki her kişi başına belli miktarda para gönderiyor!”diye konuşuyor.
Bizim reis ise, Suriyeli vatandaşların sağlık yaşamaları için ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini söylerken, Suriyelilerin konuşmalarına bakın!..
Türkiye’den kurban bayramında akrabaları ile bayramlaşmak üzere memleketlerine giden on binlerce Suriyeli, gidiş-geliş parasını bulmuşlar ki gidiyorlar.
Bizim çocuklarımız ise, Ankara veya İstanbul ya da başka bir ilden memleketindeki anne-babası ile bayramlaşmak için yeterli parayı bulamadığı için gelemiyor!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Medya temsilcileriyle buluştuğu “Göç” konulu toplantıda yaptığı konuşmasında; “Bugün Türkiye’de geçici koruma statüsünde 3 milyon 639 bin 284 Suriyeli var. Bugüne kadar çocuklar da dahil olmak üzere 92 bin 280 Suriyeliye vatandaşlık verildi. Bunların 47 bini ergin, 45 bin 280'i çocuk." dedi.
Olayın bir başka yönüne, medya araştırma firmalarının değerlerine bakalım:
“Türkiye’de geçici koruma kapsamındaki Suriyeli mülteci sayısı da her gün artış gösterirken, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nden edinilen bilgiye göre, bu rakamın 1 Ağustos itibarıyla 3 milyon 643 bin 870 kişiye ulaştığı gözlendi. 2012 yılında sadece 14 bin 237 mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’de, zaman içerisinde artan nüfus yoğunluğu dikkat çekti. Geçici korumu altındaki Suriyelilerin en çok yaşadığı yer ise 547 bin 943 ile İstanbul olarak belirlendi.
Artan Suriyeli mültecilerle birlikte, Ağustos ayında İstanbul’da Suriye TV kanalı kurulurken, çalışanlarının Türkiye’deki Suriyeli gazeteci ve televizyoncular tarafından oluşturulduğu kaydedildi.”
Uluslar arası “Mültecilik” üzerine bir uygulama vardır, ülkemizdeki Suriyelilerin bu uygulamanın neresinde olduğunu merak ediyoruz. Saygılarımla…
