Gelişmişliğimizi gösterme veya dünyaya meydan okuma mı adına desek, nasıl anlatmaya kalksak bilemiyorum ama, askerlerimiz başka ülkelerin asayişi sağlamak üzere gönderilirken, şimdi de polislerimizi Katar’a gönderiyoruz.
Mehmetçik, yurt dışında Suriye, Kuzey Irak, Azerbaycan, Libya, Katar, Arnavutluk, Somali ve diğer bazı ülkelerde görev yapıyor. Bunlardan bazıları Türkiye’ye sızması olası terör örgütlerini engellemeye yönelik, bazıları BM’ler, bazıları da o ülkelerdeki asayişi ve güvenliği sağlamak gibi nedenlerle olduğunu öğreniyoruz.
Türkiye’ni hangi ülkede ne kadar Mehmetçik bulundurduğunun sayılarını araştırdığımızda karşımıza çıkar rakam oldukça düşündürücü boyutta olduğunu görmekteyiz.
KKTC’de 40 bin, Somali’de 2 bin, Suriye’de 5 bin (İdlib gerilimi sonrasında yapılan askeri sevkiyat sonrasında sayının ne kadara ulaştığı net değil), Irak’ta 2 bin 500, Arnavutluk’ta 24, Lübnan’da 100, Katar’da 300, Bosna Hersek’te 250, Kosova’da 400, Afganistan’da 2 bin, Azerbaycan’da 100, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 17, Mehmetçik görev yaparken, Libya’daki asker sayısı ise bilinmiyor.
Bazı dış ülkelerde Türk askerinin görev yapması önemi ve gerekliliği olarak düşünebiliriz, ancak emperyalist ülkelerin istekleri ve kendi askerlerini korumaları uğruna bizim askerlerimizin oralarda görev yapması ve şehit olmaları düşündürücü olduğu kadar kaygıları da beraberinden getiriyor.
Son öğrendiğimiz bilgilere göre şimdi de Katar’a polislerimizi görev yapmak üzere göndereceğimizden sözediliyor.
Katar olayı son günlerde başlı başına insanların kafalarında karışıklıklar oluşturmaya başladı. İki ülke arasında yapılan bir takım anlaşmalar yapıldığı haberleri, hatta 15 maddelik olduğu belirtilen anlaşmaların altında Türk polisinin de Katar’da görevlendirilmesi olup olmadığı son haberlerle sıcak gündem oluşturdu.
Afganistan’daki darbenin ardından Amerika kendi askerlerinin can güvenliğini düşünerek geri çekerken, bu ülkeye Türk askerlerinin gönderilmesi ayrıca insanları kaygılandırmaya başlamıştı.
Ülkeye yönetenler “terörle mücadele kapsamında, barışın sağlanması” gerekçelerini gösteriyorlar. Elbette dünya barışının sağlanması adına yapılacak olan çalışmalardan, güvenliğin sağlanmasında Türk askerinin önemini anlayabilmeye çalışırız. Ancak, emperyalist güçlerin istekleri ve onların kendi askerlerini koruma altına alma girişimlerine karşı Mehmetçiğin ateş çemberinin içerisine gönderilmesi olayı da tartışma oluşturuyor.
Savaşı çıkaran, silahları satanlar, istihbarat örgütleriyle ülkeleri karıştıranlar iç savaş ortamını oluşturdukları anda geriye çekilip, ardından da Türk askerinin orada asayişi sağlamak üzere gitmesi isteniyorsa, burada akıllara çeşitli sorular geliyor!
Türkiye topraklarındaki terör ve diğer güvenlik-asayiş olaylarında şehit verdiklerimiz asker veya polisler için elbette aileleri kendilerince sabırlı olabilirler, ancak yabancı ülkelerdeki terör ve asayiş olaylarında şehit haberleri karşısında insanların canlarının sızısını dindirebilmek zor oluyor!
İnsanlar birbirlerine; “ asker ve polislerimizi yabancı ülkelere gönderen ülke yöneticileri, ne gibi anlaşmalar yaparak bu kararı alıyorlar!?” diye soruyorlar.
Yorum Yazın