Barış ve çözüm süreci adı ile başlatılan geziler ve bu gezilere katılan “Akil insanlar heyeti” dün de Osmaniye’deydi.
Toplantıya katılıp görüş ve düşüncelerini anlatacak olanlar önceden telefonla aranarak isimleri kayda alındı.
Toplantı saat: 08.30’da Gala tesislerinde yapılacaktı.
Ülkemizdeki barış ve kardeşlik sürecinde görüş ve düşüncelerimizi aktarmak üzere Osmaniye’deki toplantıya katılacaktık.
Sabahleyin evden çıkıp gelirken saat:07.30 sıralarında polislerin çarşı içerisindeki hareketliliği dikkatleri çekiyordu.
Polislerin bu hareketli hali vatandaşların kafalarında soru işaretleri bırakırken, olayın ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.
Saat: 08.00’lerde iki gazeteci arkadaşımla birlikte yola çıktık, toplantının yapılacağı Gala tesislerine gidiyoruz.
Musa Şahin bulvarı üzerinde trafik oldukça yoğun durumda. Valilik binasını geçiyoruz, trafik her geçen dakika yoğunlaşıyor.
Sanayi kavşağında polis araçları Toprakkale yönüne göndermeye çalışıyor.
Toplantıya gideceğimizi söylüyoruz, önümüzde polis barikatları kurulmuş.
Toprakkale yoluna girip, u dönüşü yaparak petrol istasyonunun oradan yeniden bulvara çıkıyoruz.
Karaçay köprüsünün yanında Çevre yolu tıkanmış durumda.
Şehir içi dolmuşlar kuyruk oluşturmuş, araçlar dizilmiş, çok sayıda polis sanayi parkının içerisinde konuşlaşmış durumda.
Güney Çevre yolu üzerine polis barikatları kurulmuş.
Olayın ne olduğunu merak eden vatandaşlar araçların içerisinden kafalarını çıkarıp yanındaki başka araçtaki insanlara soruyorlar.
Otomobilimiz galericiler sitesine yönettiler.
Polislere toplantıya gittiğimiz anlatmaya çalışıyoruz, ellerindeki isim listelerini okuyup sonrasında geçişimize izin veriliyor.
Bağkur evleri yanına geliyoruz, polis barikatı, Akyar köyü kavşağında polis barikatı.
Yol sakin ve toplantıya giden araçların dışında kimseye izin verilmiyor.
Gala tesisleri önüne geliyoruz.
Kapıda bekleyenlerde tek tip siyah elbise dikkatimizi çekiyor.
İsimlerimizin listede olup olmadığına bakılıyor ve içeriye giriyoruz.
Tesislerin girişinde bizlere isimlerimizin yazılı olduğu kartlar veriliyor.
Önceden hazırlanmış kartı alıyorum, benim adım “Mustafa Bağdat” olarak yazılmış.
Şanlıurfalılar Derneği Başkanı Mehmet Gündüz’ün adı “Mehmet İslam” olarak yazıyor.
Gazeteci Ali Celal Kaymak’ın soyadı “Kayma” olarak yazılırken, bir çok ismin yanlış yazıldığına tanık oluyoruz.
Tesislerin dışında Şehit ve Gaziler Derneğinden bir gazinin elinde bayrakla feryadına tanık oluyoruz.
Polisle karşı karşıya gelmek istemediğini belirten gazi vatandaş, “Sakarya” şiirini okuyor ve içeriye alınmamasına tepki gösteriyor.
Toplantı başlıyor, heyetteki üyeler birer birer konuşma yaparak, “barış ve çözüm süreci” için geldiklerini söylüyorlar.
Bu arada sıra Osmaniyelilere geliyor, mikrofonu eline alan süreçle ilgili önerile ve kaygılarını dile getiriyor.
Yapılan konuşmalarda 70 katılımcının 60’ının süreçle ilgili öneri veya düşüncelerini aktarma yerine, iktidarın yanında olduklarını söylemeleri benim dikkatimi çekti.
Oysa heyettekiler, “sizleri dinlemeye geldik, önerilerinizi bize aktarın”demişlerdi.
Bizim insanlarımızın yüzde 90’ı olayı iktidara destek konusu haline getirerek konuştular.
Hatta bir katılımcı 5 dakikalık konuşması sırasında 4 kez Apo’nun hapisten çıkarılmasını bile önerdi.
Yaşanan sürecin güzel, ancak gelinen noktanın sonunda ödün varsa, sonucun nasıl olacağı kaygılarını getirenlerin sayısı ise ancak 10 kişiydi.
Saygılarımla…
Toplantıya katılıp görüş ve düşüncelerini anlatacak olanlar önceden telefonla aranarak isimleri kayda alındı.
Toplantı saat: 08.30’da Gala tesislerinde yapılacaktı.
Ülkemizdeki barış ve kardeşlik sürecinde görüş ve düşüncelerimizi aktarmak üzere Osmaniye’deki toplantıya katılacaktık.
Sabahleyin evden çıkıp gelirken saat:07.30 sıralarında polislerin çarşı içerisindeki hareketliliği dikkatleri çekiyordu.
Polislerin bu hareketli hali vatandaşların kafalarında soru işaretleri bırakırken, olayın ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.
Saat: 08.00’lerde iki gazeteci arkadaşımla birlikte yola çıktık, toplantının yapılacağı Gala tesislerine gidiyoruz.
Musa Şahin bulvarı üzerinde trafik oldukça yoğun durumda. Valilik binasını geçiyoruz, trafik her geçen dakika yoğunlaşıyor.
Sanayi kavşağında polis araçları Toprakkale yönüne göndermeye çalışıyor.
Toplantıya gideceğimizi söylüyoruz, önümüzde polis barikatları kurulmuş.
Toprakkale yoluna girip, u dönüşü yaparak petrol istasyonunun oradan yeniden bulvara çıkıyoruz.
Karaçay köprüsünün yanında Çevre yolu tıkanmış durumda.
Şehir içi dolmuşlar kuyruk oluşturmuş, araçlar dizilmiş, çok sayıda polis sanayi parkının içerisinde konuşlaşmış durumda.
Güney Çevre yolu üzerine polis barikatları kurulmuş.
Olayın ne olduğunu merak eden vatandaşlar araçların içerisinden kafalarını çıkarıp yanındaki başka araçtaki insanlara soruyorlar.
Otomobilimiz galericiler sitesine yönettiler.
Polislere toplantıya gittiğimiz anlatmaya çalışıyoruz, ellerindeki isim listelerini okuyup sonrasında geçişimize izin veriliyor.
Bağkur evleri yanına geliyoruz, polis barikatı, Akyar köyü kavşağında polis barikatı.
Yol sakin ve toplantıya giden araçların dışında kimseye izin verilmiyor.
Gala tesisleri önüne geliyoruz.
Kapıda bekleyenlerde tek tip siyah elbise dikkatimizi çekiyor.
İsimlerimizin listede olup olmadığına bakılıyor ve içeriye giriyoruz.
Tesislerin girişinde bizlere isimlerimizin yazılı olduğu kartlar veriliyor.
Önceden hazırlanmış kartı alıyorum, benim adım “Mustafa Bağdat” olarak yazılmış.
Şanlıurfalılar Derneği Başkanı Mehmet Gündüz’ün adı “Mehmet İslam” olarak yazıyor.
Gazeteci Ali Celal Kaymak’ın soyadı “Kayma” olarak yazılırken, bir çok ismin yanlış yazıldığına tanık oluyoruz.
Tesislerin dışında Şehit ve Gaziler Derneğinden bir gazinin elinde bayrakla feryadına tanık oluyoruz.
Polisle karşı karşıya gelmek istemediğini belirten gazi vatandaş, “Sakarya” şiirini okuyor ve içeriye alınmamasına tepki gösteriyor.
Toplantı başlıyor, heyetteki üyeler birer birer konuşma yaparak, “barış ve çözüm süreci” için geldiklerini söylüyorlar.
Bu arada sıra Osmaniyelilere geliyor, mikrofonu eline alan süreçle ilgili önerile ve kaygılarını dile getiriyor.
Yapılan konuşmalarda 70 katılımcının 60’ının süreçle ilgili öneri veya düşüncelerini aktarma yerine, iktidarın yanında olduklarını söylemeleri benim dikkatimi çekti.
Oysa heyettekiler, “sizleri dinlemeye geldik, önerilerinizi bize aktarın”demişlerdi.
Bizim insanlarımızın yüzde 90’ı olayı iktidara destek konusu haline getirerek konuştular.
Hatta bir katılımcı 5 dakikalık konuşması sırasında 4 kez Apo’nun hapisten çıkarılmasını bile önerdi.
Yaşanan sürecin güzel, ancak gelinen noktanın sonunda ödün varsa, sonucun nasıl olacağı kaygılarını getirenlerin sayısı ise ancak 10 kişiydi.
Saygılarımla…
