Soğan acıdır, doğrarken gözlerini yakar insanın. Soğan fiyatları bir anda yükselince tüketicinin depolarına baskınlar yapıldı. Soğan fiyatlarını aşağıya çekmek amacı ile iktidar ithal soğan getirmeye başladı.
İthal gelen soğanlar iç piyasada fiyatları 3 lira 45 kuruşa kadar düşürse de, yemeklerde tadının olmadığı, doğrarken gözleri yaşartmadığı yönünde tepkiler duyulmaya başlandı.
Soğanın kabuğunu soyup çay olarak içilmesinin iyi geldiğini söyleyenler oluyor, ama acıdır gerçek soğanın özü.
Bal tatlıdır, bir çok derde ilaç gibi kullanılır ve severek yenilir. Bal gibi tatlı denildiği gibi balı kaymakla karıştırıp yemek sabah kahvaltısında özellikle evlerinden aç gelen esnafın kahvaltı yapma şekillerinden biridir.
Acı ile tatlının birleştirilip yenmesi ağızda nasıl bir tat oluşturduğunu merak edip, soğan ile bal yiyenleriniz mutlaka vardır.
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım anlatıyordu. Soğanı ince ince doğrayacaksın, sonra iyice döveceksin. Ardından bir çorba kaşığı bal ile iyice karıştırıp yiyeceksin!
Eee, ne oluyormuş sonucunda diye merak etmiş olmalısınız! Ben de merak ettiğim için sordum arkadaşıma!
Acı soğan ile balı karıştırıp yemek hangi hastalığa iye gelebilir veya sonuçta sağlık açısından neleri kazandırır diye düşünenleriniz oldu ise bir uzmanına sormanızın daha doğru olacağını söyleyebilirim.
Bazı araçların arka camında değişik ve anlam çıkarabileceğimiz yazılar okuruz. Bazı yazılar da vardır ki okuduğunuzda düşündürür sizleri, aklınızı alıp götürür duyguların ortaya yerine.
Birileri yazmıştır, bir başkaları ise kendi sözü gibi alıp yapıştırır bir yerlere.
Eskilerde kartpostallar olurdu, çoğunlukla yaşadığımız yerlerin fotoğraflarını alır bayramlarda üzerine kutlama sözleri yazar sevdiklerimize postalardık. Kartpostal satıcıları en çok ta PTT binaları yanında yeralırdı.
Nerede şimdi o eski kartpostallar, nerede kartpostalların arkasına yazılan anlamlı söz dizileri!?
Şu akıllı telefonlar çıktı çıkarı, insanlar kendilerine ait olmayan yazı ve güzel sözleri, hatta şiirleri alıp sevdiklerine gönderir oldular.
Acı çekmesini bilmeyenler, yüreklerinde yaşatmadıkları duyguları yaşamış gibi başkalarının sözlerini çalarak bir başkasına kendileri söyleyip yazmış gibi göndermeyi sıkılmadan yapar oldular.
Nasrettin Hoca’nın bir sözü vardır; “El elin eşeğini, türkü söyleyerek arar!”diye.
Acı çekmeyen acının ne olduğunu bilemez, hasret çekmeyen sılanın nerede olduğunu, yalnızlık çekmeyen yalnızlığın ne demek olduğunu anlayamaz.
Yokluk çekmeyen yoksulluğu, kar ve soğuk havada yalın ayak yürümeyen üşümenin nasıl olduğunu, parmağını bıçağa kestirmeyen akan kanın damlamasını, sevdaya tutulmayan sevginin ve aşkın verdiği ızdırabı anlayamaz!
Balla soğanı karıştırıp yemek, onun tadının nasıl olduğuna bakmak değil, acı ile tatlının bir arada yaşayabilmeyi anlamak anlamına gelir!
Uzaktan uzağa bağırıp çağırmak, elden gidenleri aramak için hırsızı suçlamak yerine, hırsıza olanak tanınıp tanınmadığını düşünmekle doğru bulunabilir!
Bulabilirseniz eğer yerli ürünümüz olan acı bir soğanı kesip bal ile karıştırmadan dişleyerek yeyin bakalım tadı nasıl olacak!? Saygılarımla…
