Bir Ağustos ayını daha gerilerde bırakıyoruz, ayı bitirirken 30’ncu günün anlamı çok önem taşıyor.
Kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesinin ardından “Zafer bayramı”nın bu yıl 95.’nci yıldönümünü kutluyoruz.
Ağustos ayının böylesine önemli bir gününde 95 yıl öncesine giderek, o yıllarda verilen mücadele, ülkemizin işgal altında bulunduğu zamanı anımsayıp bugünlere dönmek gerekiyor.
Yurdumuzun işgal kuvvetleri tarafından; yabancı ülkelerin askerleri tarafından işgal edildiği, halka yaptıkları zulümleri sonrasında da direnişlerin birlik ve beraberlik içerisinde yurdumuzdan uzaklaştırılan emperyalist güçlerin sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni aklınızın ortay yerinden geçirme zahmetinde bulunmanızı bekliyorum.
Bugünlere gelindiğinde ise emperyalist güçlerin askerleri ile değil çoğunlukla sermayesi ile yurdumuzun değişik yerlerinde ekonomik olarak halkamızın üzerindeki uygulamalarına tanık olmaktayız.
Uzaklara gitmeye gerek yok, kentimizdeki bankaların isimlerine bakalım. Bu bankaların hangi ülkelerin sermayeleri olduğunu araştırıyor musunuz?
Özelleştirilen kurumlardan örneğin Telekom’un yüklenici firmasını düşünelim! Bu gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Yediklerimiz ve içtiklerimizin ekonomik sermayelerinde yurdumuzda yaşayan insanların aldıkları ürünlerle paralarımızın nereye gittiğini düşünmek zorundayız.
Elektrik tüketimi konusunda yüzde 50’si yerli, yüzde 50’sinin de Alman firması tarafından hizmet verildiği bir süreç yaşıyoruz.
Şimdi 95 yıl öncesini anımsamak ve o günkü kurtuluş mücadelesinin başarısı ile övgü duymak ile günümüzdeki yaşanılan olayları karşılaştırdığımızda akıllara yorgunluk geliyor!
Ağustos ayını bitirirken böylesine duygulu ve kaygılı anları düşünürken, hemen ardından Eylül ayının ilk günü ise Kurban bayramını kutlayacağız.
Kurban bayramı, inancımızın gereği kurban kesilmesi ve kesilen kurbanlık etlerinin kesemeyenlere pay edilerek dağıtılması olayını getiriyor.
Bu yıl kurbanlık fiyatlarının pahalı olduğunu gördüğümüzde kesemeyenlerin sayılarında azalma olacağı düşünülse de, taksitle ve kredi kartı ile satışlara rastlamaktayız.
Kurbanlıklar Pazar yerlerinde veya köylerde, ya da hayvanların besi ahırlarında satışa sunulur. Ancak, bazı alış veriş merkezlerinde kurbanlık satışları yapılıyor. Bu AVM’lerde kredi kartları ve taksitli satışlar yapılıyor.
AVM’ler kurbanlıkları kent dışında bulunduruyor ama Gıda ürünleri satışı yapan AVM’lerin canlı hayvan satışları bazı insanlara gülünç geliyor.
Bakkalların kapanmasına neden olan AVM’lerin, şimdi de kurbanlık satışı yapan insanların ticaretine el attıkları olaylarını yaşamaktayız.
Kredi kartı ve taksitli satışlar denildiğinde, akla “faiz” geliyor. Bankalar kredi kartlarına “faiz” uyguladığına göre, kredi kartı ve taksitle alınan böylesi kurbanlıkların doğru olup olmadığı olayları tartışma konusu haline geliyor.
Vatandaşın cebinde nakit parası olmayınca, kredi kartına sarılıp kurbanlıklarını almak zorunda kaldığına göre insanların kafalarında soru işaretleri çoğalıyor.
30 Ağustos Zafer Bayramınızı kutlar, mutlu günler dilerim…
