Vatan topraklarının emperyalist güçler tarafından işgal altında bulunduğu, ülkeyi yönetenlerin emperyalistlere boyun eğdiği, halkın sıkıntılar içerisinde yaşadığı bir süreçte, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının verdiği Kurtuluş savaşı sonunda Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulması olayı ile ilgili bilgileri tarih kitaplarının sayfalarında okumuş olmalısınız.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak kuruluşunda önderlik eden Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 78. yıldönümü. Aradan geçen yıllara baktığımızda, Atatürk’ün sağlığında söylediği sözlerin bugün bile geçerliliğini koruduğunu inkar edemeyiz.
Atatürk’ün gençliğe hitabesi ile Nutuk’ta yazılı sözleri okuyup incelediğimizde, yıllar sonrasını görebilen akla sahip bir devlet adamı ile ilgili bazı sapık zihniyetteki zatların eleştirilerine de tanık oluyoruz.
Halkını her zaman seven, inançlara saygılı olan, doğayı ve çevreye önem veren bir lider olan Atatürk’ü bugün emperyalist zihniyetin ülkemizdeki uzantıları farklı şekillerde göstermeye çalışıyorlar.
Atatürk’ü anmak, onu anlamakla olur. Dünyanın bir çok ülkesinde Atatürk ile ilgili güzellikler ortaya konulurken, bazı devlet adamlarının Atatürk’ün fikirlerini örnek alarak kullanırken, bizim ülkemizdeki bazı sapık zihniyetteki zatları anlayabilmekte zorlanıyorum.
Kurtuluş Savaşı mücadelesi en büyük örnektir. İnsanlar arasında milliyet, ırk, dil, din, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin insanları bir araya getirip topyekün vatanın bağımsızlık mücadelesi vermesinde önder olan bir liderle ilgili olumsuzluklar oluşturmak isteyenler, o günlerden kalma İngiliz ajanlarının torunları olabilirler.
Kurtuluş Savaşı öncesinde bu vatan toprakları hangi ülkeler tarafından paylaşılmış, hangi ülkenin işgal kuvvetleri insanlarımıza nasıl davranıyorlardı? Camilerimizde ezan sesi duyulabiliyor muydu? Tarihin o günlerine gidip araştırıldıktan sonra, bir de Kurtuluş Savaşı’nın ardından bağımsızlığını kazanan Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yaşananlara bakmak gerekiyor.
Bugün Atatürk ile ilgili bazı eleştirilerde bulunanlar, o günlerdeki gibi insanlarımıza işkence edilmesinden, camilerimizde ezanın engellenmesinden hoşnut mu oluyorlar?
Bugünlere gelindiğinde insanlarımız emperyalist devletlerin askerleri ve baskıları altında olmayıp, özgürce hareket ve ibadet edebilme ortamına kavuşmuşlarsa bunu göz ardı edenlerin o günlerdeki sömürgece zihniyeti özledikleri anlamına gelir.
Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı sonrasında ülkede yeniden yapılanma yaptığı dönemi inceleyelim. Kurulan fabrikalar, demir yolları ve diğer yapılanmaları gözlerinizin önüne getirmek zorundayız.
Atatürk ve arkadaşlarının bize emanet etiği bugünkü Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve vatan topraklarımızın değerini ve önemini ne kadar bilebildiğimizi sorgulamalıyız.
Bugün bazı sapık zihniyetli gazetelerin Atatürk’le ilgili tek söz yazmayanlarını, bazı sapık zihniyetli gazetelerin ise Atatürk’e tepki veren yazı veya haberlerini görebilirsiniz!
Böylesi yayın yapan gazetelerde çalışanlar arasında mutlaka bir ‘sapık’ olduğunu düşünürsek, onların Atatürk’e uzattıkları dilleri karşısında, yılgınlığa kapılmamak önemlidir.
Yokluğunun 78. yılında O’nu daha çok arıyor ve özlemle anıyoruz. Saygılarımla…
Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak kuruluşunda önderlik eden Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 78. yıldönümü. Aradan geçen yıllara baktığımızda, Atatürk’ün sağlığında söylediği sözlerin bugün bile geçerliliğini koruduğunu inkar edemeyiz.
Atatürk’ün gençliğe hitabesi ile Nutuk’ta yazılı sözleri okuyup incelediğimizde, yıllar sonrasını görebilen akla sahip bir devlet adamı ile ilgili bazı sapık zihniyetteki zatların eleştirilerine de tanık oluyoruz.
Halkını her zaman seven, inançlara saygılı olan, doğayı ve çevreye önem veren bir lider olan Atatürk’ü bugün emperyalist zihniyetin ülkemizdeki uzantıları farklı şekillerde göstermeye çalışıyorlar.
Atatürk’ü anmak, onu anlamakla olur. Dünyanın bir çok ülkesinde Atatürk ile ilgili güzellikler ortaya konulurken, bazı devlet adamlarının Atatürk’ün fikirlerini örnek alarak kullanırken, bizim ülkemizdeki bazı sapık zihniyetteki zatları anlayabilmekte zorlanıyorum.
Kurtuluş Savaşı mücadelesi en büyük örnektir. İnsanlar arasında milliyet, ırk, dil, din, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin insanları bir araya getirip topyekün vatanın bağımsızlık mücadelesi vermesinde önder olan bir liderle ilgili olumsuzluklar oluşturmak isteyenler, o günlerden kalma İngiliz ajanlarının torunları olabilirler.
Kurtuluş Savaşı öncesinde bu vatan toprakları hangi ülkeler tarafından paylaşılmış, hangi ülkenin işgal kuvvetleri insanlarımıza nasıl davranıyorlardı? Camilerimizde ezan sesi duyulabiliyor muydu? Tarihin o günlerine gidip araştırıldıktan sonra, bir de Kurtuluş Savaşı’nın ardından bağımsızlığını kazanan Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yaşananlara bakmak gerekiyor.
Bugün Atatürk ile ilgili bazı eleştirilerde bulunanlar, o günlerdeki gibi insanlarımıza işkence edilmesinden, camilerimizde ezanın engellenmesinden hoşnut mu oluyorlar?
Bugünlere gelindiğinde insanlarımız emperyalist devletlerin askerleri ve baskıları altında olmayıp, özgürce hareket ve ibadet edebilme ortamına kavuşmuşlarsa bunu göz ardı edenlerin o günlerdeki sömürgece zihniyeti özledikleri anlamına gelir.
Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı sonrasında ülkede yeniden yapılanma yaptığı dönemi inceleyelim. Kurulan fabrikalar, demir yolları ve diğer yapılanmaları gözlerinizin önüne getirmek zorundayız.
Atatürk ve arkadaşlarının bize emanet etiği bugünkü Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve vatan topraklarımızın değerini ve önemini ne kadar bilebildiğimizi sorgulamalıyız.
Bugün bazı sapık zihniyetli gazetelerin Atatürk’le ilgili tek söz yazmayanlarını, bazı sapık zihniyetli gazetelerin ise Atatürk’e tepki veren yazı veya haberlerini görebilirsiniz!
Böylesi yayın yapan gazetelerde çalışanlar arasında mutlaka bir ‘sapık’ olduğunu düşünürsek, onların Atatürk’e uzattıkları dilleri karşısında, yılgınlığa kapılmamak önemlidir.
Yokluğunun 78. yılında O’nu daha çok arıyor ve özlemle anıyoruz. Saygılarımla…
