Ülke gündeminde neler var? Bedelli askerlik, yeni Bakanlar kabinesi, bakan yardımcıları, Adnan Oktar ve ekibinin gözaltıları ile tutuklanmaları…
Ekonomik anlamda neler yaşanıyor? Temmuz ayının ilk gününden başlamak üzere iğneden ipliğe yapılan zamlar. Toplumsal anlamda yaşananlar; çocuk kayıpları ve vahşice öldürülen çocuklar, kadın cinayetleri, kadına şiddet, akla gelmeyecek türden tartışmaların kavgaya, hatta cinayetlere dönüşmesi. Dinci faşist örgüt üyelerinin yenilerinin yakalanıp gözaltına alınması ve bazılarının tutuklanması, aynı örgüt üyeliğinden tutukla bulunan veya haklarında dava açılanlarının bazılarının davalarının düşürülmesi. OHAL’in kaldırılması ile birlikte Vali’lere yetkiler verilerek OHAL’e benzeyen uygulamaların Vali’lerin insiyatifine bırakılması.
Bu ve benzeri olaylar yaşanırken, Siyasetteki Ana Muhalefet Partisi konumundaki CHP, seçimler sonrasında “Kurultay” çağrıları, ardından imzaların toplanması ile meşgul olmaya başladı.
MHP içerisindeki kırgınlardan oluşan, yanlarına diğer partilerden aldıkları bazı siyasilerle birlikte kurulan İYİ Parti de ise seçim sonuçları değerlendirmesinde kavgalar yaşanır oldu. Henüz bir yıllık bile olmayan Akşener’in partisindeki kargaşanın ardından Akşener “kurultay” çağrısı yaparken, aday olmayacağını da vurguladı.
Ülke gündemi; CHP ve İYİ Parti’de kurultay üzerinde yoğunlaşırken, MHP destekli AK Parti iktidarı bedelli askerlik olayında 28 günü, 21 güne indirdi.
Gelişmeleri tartışan, tepki gösteren vatandaşların beklentilerini gündeme taşıyabilen medya sayısına bakıyoruz; 5 temmuz 2018 günü Haber Türk gazetesi kapanış sayısını yayınladı. Birinci sayfasında gazetenin başlığı, altında “Son baskı” yazısını görüyorduk. Bu gazetede ve baskı tesislerinde kaç kişinin çalıştığını, gazetenin kapanması ile birlikte işsiz kalan basın emekçileri ile onların bakmakta olduğu bireylerin sayılarını hesap edebiliyor musunuz!?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, “Basın hürdür sansür edilemez!”demişti. 24 Temmuz günü; “Basında sansürün kaldırılışının 110. yıldönümü ve Gazeteciler Bayramı idi.
Ülkemizde yukarıda özetle saydığım olaylar gelişirken, biryerlerden bir şeyleri kaşımak gerekiyor, halkın nabzını yoklamak gerekiyor diye düşünenlerin oyunlarını sahneye koymaya başladılar.
Şu anda tutuklu bulunan Adnan Oktar, ifadesinde “Atatürkçü” biri olduğunu bile söyledi.
Geçtiğimiz günlerde Adana’da Belediye parkı içerisindeki Atatürk büstüne satırla saldırıda bulunan “Suriye uyruklu” kişiye Polis bile yaklaşmakta zorlandı. Olay yerine gelen eli satırlı zanlıyı yakalamak yerine, olayı görüntüleyen vatandaşa “ne çekiyorsun!?”diye çıkışıyordu.
Ardından; Anıtkabir’de yaşanan olay. Bu olayı öyle basit ve sıradan olarak görmüyorum. İlk izlediğim anda bu olayın gündeme yerleştirilmesi için yapılan bir kurgu olduğunu sezinlediğimi belirtmek isterim.
Anıtkabir ziyareti sırasında çektiği görüntüde 23 yaşındaki Safiye i. Adlı kara çarşaflı kadının, sözcükleri gerçekten ürkütücü ve görünümündeki inancına yakışmayacak türdendi! Bu kadın; “Atatürk ile ilgili olarak, şu andaki Cumhurbaşkanı adını vererek ….bile olamaz!”tümcesi, açıkca bir provakasyon ve gündem değiştirme olayıydı bence.
Anlaşılan o ki, bu ülkede; isim yapmak veya gündeme gelebilmek için öncelikli olarak Atatürk’e “hakaret” ön plana çıkarılıyor.
Hakaret bile olsa Atatürk’süz isim yapamayanlar, O’nun adını kullanırken “Gazi Mustafa Kemal” diye konuşanlar bile günü geldiğinde Atatürk’süz bir yerlere varamayacaklarını iyi biliyorlar!
Not: “Basında sansürün kaldırılması olayı, bence farklı olduğu için; böyle bir yazıyı kaleme almadım! Çünkü; kalemler yazılırken, sarılan elleri arıyoruz. Saygılarımla…
