Ankara’da yaşanan olaylara üzülmemek elde değil. Gündem bir anda değişiverdi. Olayların ayrıntılarına girmeyeceğim. Ama kuşkuluyum ülkemde yaşanan üzücü olaylardan.
Anımsarsanız; Reyhan’lıda yaşanan olaylardaki can kayıpları ülkemiz gündemini bir anda sarsmıştı. Tam bu olayları unutmaya çalışırken Diyarbakır’da patlama gündeme yerleşti. Bunu da unutmaya çalıştığımız ve ülkemizde huzur ve güven ortamı yaşanması özlemiyle hareket etmeye çalışırken Suruç’tan gelen haberler yüreğimizi dağlamıştı.
Seçim çalışmalarına girilmişken, şehit cenazelerinde azalmalar olduğunu düşündüğümüz ve barış adına, huzur ortamı adına Ankara’da yapılacak olan mitingde yaşananlar ülkemizde yaşanan olayları bir kez daha acı, üzüncü, nefret ve kaygı ile düşündürmeye başlattı.
Ülkemizde yaşanan ve sivil insanların yaşamını yitirdiği olaylara baktığımızda, Reyhanlı ilçesindeki Suriye’de yaşanan olayların yansımaları olarak konuşuldu.
Diyarbakır ile Suruç yine farklı yorumlarla değerlendirildi. Bu kez Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetildiği, Başkent Ankara’da böylesi bir olayın yaşanması akıllara durgunluk veriyor.
Ülkeyi yönetenler, Siyasiler, İşadamları, Sendikalar, Sivil toplum kuruluşları panik yaşar hale gelmeye başladı.
Ne idi bu eylemin amacı, neden ‘barış mitingi’ne kan damlatılmıştı? Akıllarda bir çok soru işaretleri yerini bulmaya çalışırken, insanlıktan nasibini almamış bazı kişilerin eleştirileri, sosyal medyada paylaşımlar da duyarlı insanları üzüyordu.
Olaylar nerede ve nasıl yaşanırsa yaşansın, giden cansa eğer, hele de insan canı ise bir de bunu insan kaynaklı yapıldığını öğrendiğimizde neler yaşamaya başlıyoruz diye kendimizi sorgulamamız gerekiyor?
Önce İNSAN olduğumuzu aklımızdan çıkarmamız gerekiyor. Komşu ülkelerde yaşanan ve binlerce can kayıplarına neden olan terör olaylarına nasıl üzülüyorsak, Suriye’de yaşanan olayların ardından buradaki insanlara kucak açıp ülkemize getirip onların bizimle birlikte barış içerisinde yaşamasına olanak tanımışsak, aynı duyarlılığı bir insan olarak sadece kendi vatanımızda değil, dünyanın neresinde olursa olsun üzücü olaylara duyarlı olmalı ve tepkilerimizi ortaya koymalıyız.
Giden canlara üzülmeyen, olayların içerisinde masum çocukların da olduğunu düşündüğümüzde, ayrım gözetmeksizin giden canlara üzülmek yerine sosyal paylaşım sitelerinde farklı yorumlar yaparak ülkemizde gerginlik oluşturmak isteyenleri öncelikle insanlık duygularını anımsamaya davet ediyorum.
Bu ülkede bugün bir siyasi görüş ülkeyi yönetiyorsa, yarın bir başka görüşteki siyasiler yönetecektir. İktidar ile muhalefet arasında gerginlikler ve ötelemeler yaşanmadan, yaşatılmasına izin vermeden barış içerisinde ve saygı kapsamında hareket edilmelidir.
Gerginlikler, öteleme ve taraflı olmalar ülkemizi yeni bir kaosun içerisine sürükler. Şu anda izlenmek istenilen olayların da altında bunlar yatarken, emperyalizmin oyuncağı haline gelmeden, oyunlara alet olmadan, sağduyu ile hareket ederek, ancak siyasilerin de dudaklarından çıkabilecek her sözcüğün nereye varabileceğini düşünerek konuşmalarına özen göstermeleri gerekiyor.
Ankara’da yaşanan üzücü olayın altında neler yattığını okuyabilenler okuyorlar. Şiddet, kaos ortamı ve terörden bir şeyler beklemenin caniliği ile hareket etmek yerine, ülkemizin nereye doğru sürüklenmek istendiğini de iyi okuyarak, olayların çıkış noktalarının iyi belirlenerek halkımızın bölünmeden, birlik içerisinde her türlü teröre karşı bütünlüğünü bozmadan hareket ederek, inadına BARIŞ ve KARDEŞLİK duyguları ile hareket etmelerini bekliyoruz.
Yaşanan olayları üzülerek karşılarken, patlamada yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Saygılarımla…
Anımsarsanız; Reyhan’lıda yaşanan olaylardaki can kayıpları ülkemiz gündemini bir anda sarsmıştı. Tam bu olayları unutmaya çalışırken Diyarbakır’da patlama gündeme yerleşti. Bunu da unutmaya çalıştığımız ve ülkemizde huzur ve güven ortamı yaşanması özlemiyle hareket etmeye çalışırken Suruç’tan gelen haberler yüreğimizi dağlamıştı.
Seçim çalışmalarına girilmişken, şehit cenazelerinde azalmalar olduğunu düşündüğümüz ve barış adına, huzur ortamı adına Ankara’da yapılacak olan mitingde yaşananlar ülkemizde yaşanan olayları bir kez daha acı, üzüncü, nefret ve kaygı ile düşündürmeye başlattı.
Ülkemizde yaşanan ve sivil insanların yaşamını yitirdiği olaylara baktığımızda, Reyhanlı ilçesindeki Suriye’de yaşanan olayların yansımaları olarak konuşuldu.
Diyarbakır ile Suruç yine farklı yorumlarla değerlendirildi. Bu kez Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetildiği, Başkent Ankara’da böylesi bir olayın yaşanması akıllara durgunluk veriyor.
Ülkeyi yönetenler, Siyasiler, İşadamları, Sendikalar, Sivil toplum kuruluşları panik yaşar hale gelmeye başladı.
Ne idi bu eylemin amacı, neden ‘barış mitingi’ne kan damlatılmıştı? Akıllarda bir çok soru işaretleri yerini bulmaya çalışırken, insanlıktan nasibini almamış bazı kişilerin eleştirileri, sosyal medyada paylaşımlar da duyarlı insanları üzüyordu.
Olaylar nerede ve nasıl yaşanırsa yaşansın, giden cansa eğer, hele de insan canı ise bir de bunu insan kaynaklı yapıldığını öğrendiğimizde neler yaşamaya başlıyoruz diye kendimizi sorgulamamız gerekiyor?
Önce İNSAN olduğumuzu aklımızdan çıkarmamız gerekiyor. Komşu ülkelerde yaşanan ve binlerce can kayıplarına neden olan terör olaylarına nasıl üzülüyorsak, Suriye’de yaşanan olayların ardından buradaki insanlara kucak açıp ülkemize getirip onların bizimle birlikte barış içerisinde yaşamasına olanak tanımışsak, aynı duyarlılığı bir insan olarak sadece kendi vatanımızda değil, dünyanın neresinde olursa olsun üzücü olaylara duyarlı olmalı ve tepkilerimizi ortaya koymalıyız.
Giden canlara üzülmeyen, olayların içerisinde masum çocukların da olduğunu düşündüğümüzde, ayrım gözetmeksizin giden canlara üzülmek yerine sosyal paylaşım sitelerinde farklı yorumlar yaparak ülkemizde gerginlik oluşturmak isteyenleri öncelikle insanlık duygularını anımsamaya davet ediyorum.
Bu ülkede bugün bir siyasi görüş ülkeyi yönetiyorsa, yarın bir başka görüşteki siyasiler yönetecektir. İktidar ile muhalefet arasında gerginlikler ve ötelemeler yaşanmadan, yaşatılmasına izin vermeden barış içerisinde ve saygı kapsamında hareket edilmelidir.
Gerginlikler, öteleme ve taraflı olmalar ülkemizi yeni bir kaosun içerisine sürükler. Şu anda izlenmek istenilen olayların da altında bunlar yatarken, emperyalizmin oyuncağı haline gelmeden, oyunlara alet olmadan, sağduyu ile hareket ederek, ancak siyasilerin de dudaklarından çıkabilecek her sözcüğün nereye varabileceğini düşünerek konuşmalarına özen göstermeleri gerekiyor.
Ankara’da yaşanan üzücü olayın altında neler yattığını okuyabilenler okuyorlar. Şiddet, kaos ortamı ve terörden bir şeyler beklemenin caniliği ile hareket etmek yerine, ülkemizin nereye doğru sürüklenmek istendiğini de iyi okuyarak, olayların çıkış noktalarının iyi belirlenerek halkımızın bölünmeden, birlik içerisinde her türlü teröre karşı bütünlüğünü bozmadan hareket ederek, inadına BARIŞ ve KARDEŞLİK duyguları ile hareket etmelerini bekliyoruz.
Yaşanan olayları üzülerek karşılarken, patlamada yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Saygılarımla…
