Amerika hayranı mısınız!?

Amerika hayranı ya da Amerika’da yaşamak, bir başka deyimle de Amerika kültürünü sevmek nasıl bir olayı beraberinde getirir diye düşündünüz mü?

Bir yerleşim yerindeki kültürel değerler, sosyal, siyasal, ekonomik ve toplumsal anlamda da yaşamı etkiler. Bizim ülkemizdeki Amerika hayranlarının bu ülkenin nesine hayran olduklarını merak ediyorum.

Ormanların kralı Aslan’ın kükremesinden sadece gökyüzünde uçan ve ağaçların dallarından aşağıya inmeyen kuşlar korkmuyor ve etkilenmiyorlar.

Bizim ülkemizde Amerika hayranlığı veya ‘yardımı’ adı ile ilkokul öğrencilerine Amerika’dan getirilen ‘süt tozu’nu sınıflara girmeden içiren ülke yöneticilerimiz oldu. Kendim bile köyümdeki İlkokula giderken sabahleyin derse girerken sıra olup birer bardak süt tozu içtiğimizi anımsıyorum. 

Amerika’nın ilkokul öğrencilerine bu kıyağının altında ne yatıyordu dersiniz!? Bu benzeri ‘yardım’ adı ile ülkemin yönetimindeki ‘becerisiz’ kişileri inandırarak ‘ülkemiz ekonomisine yardım’ ettiklerini Amerikalı yöneticiler tereyağından kıl çeker gibi hayata geçirdiler.

Bu kez Amerikalı Papaz’ın  serbest kalıp, vatanına gitmesi ve ülkemiz aleyhinde Amerikan basını önünde konuşmalarına değinmeyeceğim.

Amerika’dan iki önemli haberi paylaşacağım sizlerle. Amerika’nın Misssisipi Eyaletinde 48 yaşındaki Carolyn Jones adlı anneanne, 20 aylık torunu Marie Floyd’u önce bıçaklayıp öldürüyor. Torunun bir tepsiye koyup, kızgın fırına atarak pişiriyor. Olayı fark eden bebeğin abisi  polisi arayarak babaanneyi şikayet edip, tutuklanmasını sağlıyor.

Bir başka olay yine Amerika’da geçiyor. Adı açıklanmayan bir Liseli kız öğrenci, öldükten sonra yakılan dedesinin küllerinden kurabiye yaparak okula getirip arkadaşlarına ikramda bulunuyor. Öğrencilerden Andy Knox, “tadı tuhaf” diye konuşunca, kız gülerek  gerçeği açıklayınca olay polise yansıyor. 

Polis ne yapıyor dersiniz? “Sağlık tehlikesi olmadığı” gerekçesi ile olayla ilgili soruşturma açılmıyor.

Şimdi gelelim ülkemize. Ankara’nın Çankaya ilçesindeki bir olayı paylaşmak istiyorum. 43 yaşındaki Uzay Çebi boğularak öldürülüp, evi de ateşe verilmiş. Olay 19 Ocak 2015 tarihinde yaşanmış ama, bu güne kadar yapılan soruşturmalar, polisin teknik takipleri sonucu noktalanmış. Uzay’ın katilinin dolmuş şoförü Fazlı T. olduğu ortaya çıkınca tutuklanıp cezaevine gönderilmiş.
 
Kayseri’den bir haberi paylaşmak istiyorum. Fadime B. 24 yaşındaydu, dedi kodu yaptığı gerekçesi ile babaannesi 82 yaşındaki Pambe B.’yi kafasını keserek öldürdü. Tutuklu olan Fadime B. Mahkeme heyetine; “suçsuzum, tahliyemi istiyorum”dedi.  Olayın yaşandığı tarihi merak edenleriniz olabilir, 28 Nisan 2012 günü oluşan bir olayın ikinci  duruşmasında yaşananlar bunlar. Duruşmanın 14 Kasım tarihine ertelendiğini öğreniyoruz.

Isparta’dan bir haberi daha paylaşalım. 23 yaşındaki kamyon şoförü Ferhat T., Polise giderek eşi 22 yaşındaki Ümmühan T’nin  kaybolduğu ihbarında bulundu. Polis ekipleri inceleme araştırmalar neticesinde şüpheli ifadelerden yola çıkarak Ferhat T.’yi gözaltına aldı. İki çocukları bulunan ailenin yapılan inceleme sonunca Ferhat T. tarafından eşini 15 Ekim günü boğarak öldürdüğü ve bir dere yatağına attığını ortaya çıktı.

Amerika halkının yaşadıkları ile bizim halkımızın yaşadıkları arasında bir farklılık olup olmadığını okurlarımla paylaşmak istedim. Saygılarımla…