Halkımızın yaşanan veya gelişen bazı olaylar karşısında alıştırılmaya çalışıldığı gibi öngörüler akla geliyor.
Türkiye’nin kredi notunun düşürülmesi sonucu, hangi ülkelerle eşdeğere geldiğimizi sanırım pek çok vatandaşımız bilmiyor!
Ekonomide Ağustos ayının bayında bu yana yaşanan çalkantılar, yıllar sonrasında ilk kez iki derecelendirme kuruluşu tarafından not düşürülmesi olayı aynı günde gerçekleşti.
Uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu “Ba2’den Ba3’e düşürdü” Böylece Türkiye Azerbaycan, Brezilya, Kostarika, Hırvatistan ve Gürcinsan gibi ülkelerin gerilerinde kalmış oldu. Türkiye ile birlikte Ba3 notunu; Fildişi sahilleri, Senegal ve Sırbistan paylaşıyor.
Standard&Poor’s ise Türkiye’nin uzun dönem yabancı para cinsinden kredi notunun “BB’den B+”ya düşürdü. Türkiye ile birlikte ‘BB’ notunu Bahreyn, Brezilya, Bangladeş, Dominik Cumhuriyeti, Ürdün ve Vietnam paylaşıyordu.
Son not durumu ile birlikte Türkiye’nin kredi notu S&P’de şu anda Arnavutluk, Arjantin, Cook adaları, Fiji, Honduras, Kenya, Karadağ, Nikaragua, Papua yeni Gine, Senegal, Surinam ve Senegal ile denk geliyor.
Dolar ise 6,00 üzerindeki seviyesini çok sevdi, bir türlü aşağılara indirilmesi sağlanamıyor. Bu arada TL’nin değer kaybetmesini fırsat bilen uyanık İngilizler Marmaris ve Bodrum’daki yazlıkları satın almak için adeta yarışa girdiler. Antalya’ya Bayram tatili için yabancı turistler akın ediyor, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Havaalanındaki kalabalığı görünce mutlu oldu; “Antalya’ya gökten turist yağıyor!” diye sevincini dile getirdi.
Elbetteki TL’nin değer kaybetmesi yabancı turistlere bu yaz “Cennet” gibi bir tatil yaşatacaktır. Bu arada bir miktar da yabancı para girdisi ülkemiz adına sağlanmış olacaktır. Bu arada ABD Başkanı ile ülkemiz arasında yaşanan veya yaşatılmak istenilen olumsuzluklar düzelecek mi? ABD’ye giden bir ekip olumlu bir sonuç alabildi mi? ABD’nin paramız üzerindeki oyunları, BTÖ’ne destekleri ve benzeri yaşananların altında başkaca olaylar olabilir mi? Bazı Müslüman ülkeler neden Türkiye’nin değil de ABD’nin yanında yeralmıyorlar?
Dövizlerini bozdurma yarışına girenlerin Döviz bürolarında TL’ye çevirdikleri paraları ardından başkaları gelip yeniden alıp almadığı neden düşünüyor mu?
“Ekonomik kriz bahane edilerek, Döviz artışı bahane edilerek kendine göre zam uygulayan esnaf günah işliyor!” diye konuşanlar, yazanlar veya sosyal paylaşım sitelerinde tepki gösterenler, aynı tepkilerini “verilen sayının yerine gelmemesi halinde vatandaşın vergisi ile ödeme sözü veren ve ödeyen iktidar yöneticileri” için neden söylemiyorlar.
Allah aşkına, akıl ve mantıksal olarak düşünelim. “Bu hava alanından bu kadar uçak iniş-çıkış yapacak, yapmazsa geriye kalan sayının bedelini ödeyeceğim.” Veya “Bu hastaneye bir ayda ... kadar hasta gelecek, eğer gelmezse geriye kalan sayının bedelini devlet olarak ödeyeceğim!” diye bir anlayış olabilir mi!?
Devlet bütçesindeki açıklar kabardı, Dış ülke ilişkilerimizde barış içerisinde yaşayabileceğimiz ülke sayısı azaldı. Komşularımızla ise çoğunluğu ile barışık değiliz. Bu olumsuz olayları ABD’nin istek veya öneri doğrultusunda yerine getiren iktidarımız(!) bu günkü aşamaya gelip dayandı.
Şimdi ülkeyi kurtarma zamanı! Gemiyi suya girdirip yüzdüremeyen kaptanın gemideki ‘delik yamasına’ yolcular sahip çıkıyor. Yaralı gemi yoluna devam ediyor, yolcular omuz verip batmamasına uğraşırken, kaptan ne yapıyor!?
“Biz ne denizler gördük, dalgalarını yükseltince ‘Astık-kestik!’ Biz ne denizler gördük ABD’nin 6. filosuna direnenleri, İncirlik Hava üssüne karşı gelenleri kollarından tuttuğumuz gibi cezaevlerine gönderdik! O gençlerimiz çok haklıymış bugün anladık!” diyebiliyorlar mı!? Saygılarımla…
