Dünyanın dört bir yanında doğayı kirlettik, iklimler değişti, değişik ölümler yaşanmaya başladı, bir bardak petrol ve su için silahlar ürettik canlara kıyılması için insanları birbirlerine kırdırdık…. “Affet Allah’ım!” diyebiliyor musunuz?
Arkadaşıma karşı hata yaptım; Affet!.. Cana kıydım, haksızlık yaptım, kul hakkı yedim, insanlar arasında ayrım yaptım, taraflı davrandım; Affet!... diyebiliyor musunuz?
Türkiye’de Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler ile farklı suçlardan dolayı ceza almış insanlar belli yıllarda affedildi. TBMM’de ilk ”Genel affın” 7 Ocak 1922 tarihinde çıkarıldığını biliyoruz. Bundan sonraki yıllarda da belli yıllarda farklı isimlerle af yasaları çıkarıldı.
Türkiye’de çıkarılan af yasaları ile ilgili ayrıntılı tarihlerle birlikte bilgileri bir sonraki köşemde sizlerle paylaşacağım.
Şimdi ise birkaç gün önce çıkarılan ve bugünlerde Cezaevlerinden evlerine dönmekte olan aftan yararlananlarla ilgili olayları paylaşayım.
Seçimler öncesinde MHP Lideri devlet Bahçeli’nin ısrarla önerdiği “af yasası” nihayet geçtiğimiz günlerde TBMM’den geçerek yasalaştı. Yaklaşık 90 bin kişinin cezaevlerinden çıkarak evlerine dönmelerine de başlandı.
Çıkarılan af yasası çeşitli tartışmalara neden olsa da, olayın doğru veya yanlışlığı üzerine şimdilik yorum yapmıyorum.
22 Aralık 2000 tarihindeki “şartlı salıverme ve erteleme yasası” ile cezaevlerinin nüfusu 70 binden 40 bine kadar düşmüştü. Aradan geçen yıllara baktığımda 2007 yılında 90 bin, 2017 yılında ise cezaevlerindeki nüfusun 220 binlerde olduğunu öğreniyoruz.
Şimdi evlerine dönen bu insanların, yani 90 bin kişiyi yeni bir yaşama uğraşı ve iş bekliyor. Sosyal hayata alışabilme, toplumla kaynaşabilme, yeniden suç işlememe gibi zor günlerin beklediğini biliyoruz.
Yeni af yasasından yararlanıp evine gelen Derviş’in anılarından sözetmek istiyorum. Derviş, yaklaşık iki yıl önce kamyoneti ile bir çocuğun ölümüne neden olmaktan yargılandı. Maddi olarak masrafları oldu, evini satmak zorunda kaldı. Çocuğun ailesine “kan parası” ödediği halde cezaevine girmekten kurtulamadı.
Derviş, 15 mart günü cezaevinden çıkarak sabaha karşı evine geldi. Sabahın erken saatinde eşi ve çocukları uykulu gözlerle kapıyı açtıklarında sürprizle karşılaşırlar.
Sürpriz Derviş için bu kadar da sınırlı değil! 15 Mart , derviş için önemli tarihler arasında yeralıyor. Doğum günü ve Evlilik yıldönümü 15 Mart tarihi olan Derviş, evine girdiğinde koltuğa oturup ağlamaya başlar.
Tesadüflerin bu kadar üstüste gelebileceğini hiç aklının ucundan bile geçiremeyen Derviş, 15 Mart tarihine bir de özgürlüğüne kavuşma günü eklendiğini söylüyor.
Affetmek ve affedilebilmek farklı olaylar olsa da, doğanın düzenini bozmak ve toplumları; “Böl-parçala-yönet” anlayışı ile birbirine kırdıranlar nasıl affedilecek!?
Bir halk türküsü vardır; “Atmacayı vurdular, bir avuç darı için…”diye başlayan dizeleri dinlerken, emperyalistlerin dünyayı yaşanmaz hale getirmek için yaptıkları affedemem!.. saygılarımla…
