Suriye’nin İblib kentinde, Kandil gecesi’nde, ilk açıklanan bilgilere göre 33 askerimiz şehit düştü.
Şehit haberi bir anda ülkemizin dört bir yanında acı, üzüntü ve kaygı ile karşılanırken, internet hizmetlerinde yavaşlama, sosyal paylaşım sitelerinde durgunluk gibi olaylar yaşanmaya başladı.
Elbette yapılan ilk açıklamalarla ilgili bir takım sosyal medya üzerinden farklı rakamlar paylaşılıyordu. Vatandaşlarımızı daha fazla üzmeme adına sosyal medya hizmetlerinde kısıtlamalar yapılabilirdi. Ancak, internet hizmetlerinin diğer görüşme ve paylaşımlarındaki yavaşlatma olayından ABD güdümlü sermayenin parasına para katma olayı ortaya çıkıyordu.
İnternet kullanıcıları dakikalarca beklediğinde, enerji kaybı ile birlikte internet hizmetlerine para yazıyordu. İdlib’de askerleri şehit olan bizler, üzülen bizler, ancak internet erişimlerinden yoksun kalan ve ulaşmak için para ödeyenler yine bizler oluyorduk.
Devletimizin yetkilileri tarafından önce açıklanan 33 askerimizin şehit olması ile internet hizmetlerinde böylesine yavaşlama yapılıyorsa, bunun hizmet merkezi olarak geldiği noktaya dikkat edilmesi önemlidir!
Rusya destekli, Suriye rejim güçlerince askerlerimiz şehit edilirken, ABD tarafından da internet hizmetleri üzerinde erişimlerde kısıtlamaların yapılması olayı karşısında bizlere düşen görev; “Aklımızı kullanmak” olmalıdır.
Atatürk’ün “Gençliğe hitabesi”nde; “Ey Türk Gençliği, Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” diyordu.
Suriye’deki yaşanan olayları ilk günlerden bu yana izliyorum. ABD ile Rusya arasında kalmış ve kendimizce çıkar yol bulmaya çalışan, aynı zamanda da iki süper devlete “blöf” yaparak dünyaya meydan okumaya çalışma içiresindeki yöneticilerimizin iki dudağı arasındakilerle süreci izliyoruz.
12 Eylül 1980 öncesinde, yani bundan 40 yıl öncesinde; “Ne Amerika, Ne Rusya. Bağımsız Türkiye!”diye gösteriler yaparken, aradan geçen 40 yıl sonrasında hala bu ülkelerin kalleşliklerini anlayamayan, ya da anlamak istemeyenlerin neyi amaçlarını merak etmiyor musunuz!?
Tepeden tırnağa kadar bu ülke topraklarını çamura bulayanlar olsa da, Atatürk dönemindeki gibi; “Din adamı kılığındaki yeni İngiliz Ajanları” bugün görevlerinin başında olsa da, bu milletin nerede ve ne zaman neler yapacağını hesap edemeyeceksiniz!..
Şehitlerimizi rahmet ve saygı ile anarken, kendisini “Müslüman” olarak halka tanıtanların, Lütfen; “İslamiyetin ve Kur’an-ı Kerim’deki anlatılanları” kendi görüşlerine göre uyarlama yapmadan, doğru ve dürüst olarak yaşamalı-yaşatmalısınız!... Saygılarımla…
