
Osmaniye’nin serin kaçış noktalarından olan Zorkun Yaylası'nda yaz sezonunun sonuna gelinirken, yayla sakinleri şehre geri dönüş hazırlıklarına başladı.
Osmaniye’nin serin kaçış noktalarından olan Zorkun Yaylası'nda yaz sezonunun sonuna gelinirken, yayla sakinleri şehre geri dönüş hazırlıklarına başladı.
Çukurova Bölgesi'nde uzun yıllardır süregelen ve yerel halk arasında bir gelenek haline gelen yaylacılık, yaz aylarının bunaltıcı sıcaklarından bir nebze olsun kurtulmanın yollarından biri olarak kabul ediliyor.
Haziran ayından itibaren yaylaya çıkan aileler, Eylül ve Ekim aylarının gelmesiyle birlikte şehir hayatına geri dönmeye hazırlanıyor.
Osmaniye’nin sıcak yaz günlerinde serin bir nefes almak isteyen aileler, yaylacılığı nesiller boyunca sürdürülen bir gelenek olarak görüyor.
Her yıl Haziran ayında başlayan yayla yolculuğu, Zorkun Yaylası’nda serin bir yaz geçirmenin yanı sıra, doğayla iç içe bir yaşam fırsatı sunuyor.
Ortalama 1.650 metre rakıma sahip olan Zorkun Yaylası, serin havası ve doğal güzellikleriyle biliniyor.
Yayla, sadece Osmaniyelilerin değil, çevre illerden gelen pek çok ziyaretçinin de tercih ettiği bir tatil yeri haline gelmiş durumda.
Zorkun Yaylası'na yaz boyunca göç eden aileler, evlerinin kapılarını son kez kapatmadan önce, mevsimlik yaşam alanlarını topluyor ve köylerine ya da şehir merkezlerindeki evlerine dönüş için hazırlıklarını tamamlıyor.
Yaylacılar, geleneksel olarak yaylada geçirdikleri sürede hayvancılık ve tarımla uğraşarak kış ayları için ihtiyaçlarını karşılıyorlar.
Eylül ve Ekim ayları, yayladaki tarımsal faaliyetlerin de son bulduğu ve bu geçici yaşamın sona erdiği aylar olarak dikkat çekiyor.
Yayla, doğal güzellikleri, temiz havası ve yayla kültürüne tanık olmak isteyen doğa severleri kendine çekiyor.
Ziyaretçiler, yaz boyunca yaylada düzenlenen şenlikler ve çeşitli kültürel etkinliklerle hem bölge kültürünü tanıyor hem de serin bir yaz geçiriyorlar.
Osmaniye’nin yaylacılık geleneği, modern şehir hayatına rağmen varlığını korumaya devam ediyor.
Ancak son yıllarda yaylacılık kültürünün, kente olan bağımlılığın artmasıyla zayıfladığı da gözleniyor.
Genç nesillerin bu gelenekten uzaklaştığı, yaz aylarını yaylada geçirmek yerine sahil bölgelerine ya da turistik yerlere yöneldikleri belirtiliyor.
Yaylacılar, bu kültürün korunmasının önemini vurgulayarak, yeni nesillere bu geleneğin aktarılması için çalışmalar yapılması gerektiğini dile getiriyor.
Zorkun Yaylası’ndan dönüşler devam ederken, Osmaniye halkı bir sonraki yaz mevsiminde yeniden serin yayla havasında buluşmayı umut ediyor.

Yorum Yazın