Türkiye'nin en önemli araştırmacı gazetecilerinden Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da evinin önünde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
Türkiye'nin en önemli araştırmacı gazetecilerinden Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da evinin önünde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
Suikastın üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen failleri ve nedenleri hala aydınlatılabilmiş değil.
Mumcu, 1942'de Kırşehir'de doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra gazeteciliğe başladı.
1975'ten itibaren Cumhuriyet gazetesinde "Gözlem" başlıklı köşesinde yazılar yazdı. Aynı zamanda Anka Ajansı'nda çalıştı.
Mumcu, araştırmacı gazeteciliğiyle tanınıyordu.
Türkiye'nin yakın tarihine ilişkin birçok önemli konuda araştırma yaptı.
Silah kaçakçılığı, terör, derin devlet, faili meçhul cinayetler gibi konulara odaklandı.
Mumcu'nun en önemli araştırmalarından biri, 1978 yılında öldürülen gazeteci Abdi İpekçi'nin cinayeti üzerine yaptığı çalışmalardır.
Mumcu, İpekçi cinayetinin arkasında derin devlet olduğunu savundu.
Bu iddiaları, "Sakıncalı Piyade" ve "Aziz Nesin'in Kaleminden Abdi İpekçi Dosyası" adlı kitaplarında ele aldı.
Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da evinin önünde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
Suikastın failleri ve nedenleri bugün hâlâ aydınlatılabilmiş değil.
Faili meçhul cinayetlerin arkasında kim var?
Suikastı, İBDA-C ve Hizbullah gibi örgütler üstlense de aradan geçen 31 yıla rağmen cinayetin üzerindeki sis perdesi kalkmadı.
Mumcu'nun suikastının failleri ve nedenleri hala aydınlatılamamış olsa da, birçok kişi bu suikastın da diğer faili meçhul cinayetler gibi derin devletin bir ürünü olduğunu düşünüyor.
Mumcu, araştırmalarında derin devlete dair birçok iddia ortaya attı.
Bu iddialar, derin devlet tarafından Mumcu'nun öldürülmesinin bir nedeni olarak gösteriliyor.
Mumcu'nun suikastının ardından, Türkiye'de derin devlet tartışmaları yeniden alevlendi.
Bu tartışmalar, bugün de devam ediyor.
Umut Davası'nda sanıkların yeniden yargılanmasına karar verildi
Uğur Mumcu suikastının yanı sıra, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok cinayetlerini de kapsayan "Umut Davası"nda, sanıkların yeniden yargılanmasına karar verildi.
Anayasa Mahkemesi, gözaltında tutuldukları tarihlerdeki mevzuatın, gözaltı süresinde avukata erişim imkanı tanımadığı gerekçesiyle,
sanıklar Recep Aydın, Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç, Mehmet Şahin ve Yusuf Karakuş'un yeniden yargılanmasına karar verdi.
Mumcu'nun kızı Özge Mumcu, 28 Şubat belgeseline yaptığı açıklamada şöyle dedi:
"Her siyasi cinayet sonrası olduğu gibi, 'Mutlaka çözülecektir. Kanı yerde kalmaz. Namus borcudur.' sözleriyle yaklaştılar ve hani Demirel'inden -o dönemin başbakanıydı-, içişleri bakanı İsmet Sezgin'di, Erdal İnönü başbakan yardımcısıydı.
Hepsi 'namus borcu sözü' verdiler.
Cenazede, olay yerine geldiklerinde, hepsi... Ama namus borçlarını yerine getiremediler."
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, 23 Mayıs 2021'de YouTube aracılığıyla, suikastin arkasında kimlerin olduğu ile ilgili iddialarda bulundu.
Sedat Peker'in açıklamalarının ardından Uğur Mumcu'nun eşi, eski CHP Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu şöyle konuştu:
“Senelerdir, 'Uğur Mumcu Cinayeti'nin aydınlatılması için kim ne biliyorsa anlatsın, işin ucu kime dokunuyorsa dokunsun.' dedik. Çekin tuğlaları, yıkılsın duvar, altında kim kalırsa kalsın!”
Yorum Yazın