Türkiye'de Gaziantep başta olmak üzere Adana, Mersin, Osmaniye, Şanlıurfa, Trabzon, Hatay gibi bir çok il yemek kültürünün önemli merkezlerinden birisi olarak gösteriliyor.
Kulağıydı, gözüydü, diliydi; Türkiye'nin her köşesinde, her sokak arasında bir lezzet hikayesi saklı.
Gaziantep'in sıcacık sokaklarında dolaşırken, burnuna dolan kebapların, içli köftelerin, baklavaların muhteşem kokusu seni sarıp sarmalıyor.
Bir de üzerine bir fincan zahter çayı içtiğinde, lezzetin doruklarına ulaşıyorsun.
Deprem yerle bir etti Hatay’ı evet. Ancak sokaklarından gelen lezzet kokusu hala devam ediyor.
Etin dansıyla hazırlanan Fellah köftesi, humusunun o doyumsuz tadı damağında unutulmaz bir iz bırakıyor.
Şanlıurfa'nın eski çarşılarında gezinirken, her köşe başında taze yapılan çiğ köftenin, nefis kokusu seni adeta büyülüyor.
Bir fincan taze demlenmiş menengiç kahvesi eşliğinde, Şanlıurfa'nın lezzet şölenine tanıklık ediyorsun.
Adana'nın sıcak sokaklarında yürürken, yavaşça kokusu burnuna dolan kebapların, ciğerlerin, lahmacunların sana "Merhaba!" dediğini hissediyorsun.
Bir de yanına bir bardak buz gibi şalgam suyu alıp, Adana'nın damak çatlatan lezzetlerinin tadına varıyorsun.
Peki ya Osmaniye. Zorkun tavası adeta yazı müjdeliyor. Yoğurtlu kömbesi ise damaklarda iz bırakıyor.
Her türlü sebzenin adeta raks ettiği çakıldaklı çorba ekşi ve acısıyla adeta damakları çatlatıyor.
Doğada şifa dağıtmayı bekleyen Tırşık ise çorba olarak sofralardaki yerini alıyor.
.jpg)
Trabzon'un serin rüzgarları arasında dolaşırken,Karadeniz'in berrak sularının çağırışına kulak veriyorsun.
Karadeniz'in lezzet zengini mutfağı seni adeta büyülüyor; taptaze balıkların,
Karadeniz pidesinin, hamsili pilavın, seni mest ediyor.
Yorum Yazın