
Psikodiyet, yalnızca kilo vermeye odaklanmak yerine duygusal ve zihinsel boyutlarıyla sağlıklı yaşamı hedefleyen bütüncül bir beslenme yaklaşımıdır.
Zayıflamak artık yalnızca kalori hesaplamakla sınırlı değil. Geleneksel diyet anlayışını kökten sorgulayan psikodiyet yöntemi, bireyin sadece fiziksel değil, duygusal ve zihinsel süreçlerini de kapsayan bütüncül bir yaklaşım sunuyor.
Bayındır Söğütözü Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Esma Nazlı Bulut, psikodiyet sistemiyle sağlıklı yaşamın nasıl sürdürülebilir hale getirilebileceğini anlattı.
İdeal vücut algısı ve moda dayatmalarıyla şekillenen “diyet kültürü”, 20. yüzyıl boyunca bireylerin yaşamını yönlendirdi. Ancak son yıllarda giderek daha fazla kişi, bu anlayışın kalıcı sonuçlar vermediğini fark ediyor.
Psikodiyet ise bu anlayışa alternatif sunarak bireyin yaşam öyküsünü, duygularını ve davranışlarını merkeze alıyor.
Dyt. Esma Nazlı Bulut, psikodiyeti şöyle tanımlıyor:
“Psikodiyet, geleneksel diyetlerden farklı olarak bedeni, zihni ve ruhu birlikte değerlendiren bütüncül bir beslenme yaklaşımıdır.
Kişinin yeme alışkanlıkları, geçmiş yaşam deneyimleri ve duygusal süreçleriyle birlikte ele alınır.”
Psikodiyetin hedefleri şu şekilde sıralanıyor: Kişinin yeme davranışlarını analiz etmek, Yemeği tetikleyen duygusal durumları belirlemek, Negatif beden algısını olumluya çevirmek, Duygusal yeme alışkanlığını dönüştürmek.
Dyt. Bulut’a göre psikodiyet, bireyin sağlıklı beslenmeyi sürdürülebilir bir yaşam biçimi haline getirmesini amaçlıyor.
Psikodiyet yaklaşımı özellikle şu gruplar için etkili sonuçlar sunuyor: Duygusal yeme alışkanlığı olan bireyler, Yeme bozuklukları yaşayanlar, Obezite ile mücadele eden bireyler, Bariatrik cerrahi öncesi ve sonrası süreçte olanlar, Diyetlerden yorulan ve sağlıklı beslenmeyi kalıcı hale getirmek isteyen kişiler
Klasik diyet listelerinden farklı olarak psikodiyet, kişinin kendi beslenme davranışlarını anlamasını teşvik eder.
Dyt. Bulut, bu yaklaşımı şu şekilde özetliyor:
Yasak yoktur: Kişiye özel esnek öneriler sunulur.
Etiketleme yoktur: Yiyecekler "iyi" ya da "kötü" olarak sınıflandırılmaz.
Yargı yoktur: Eleştiri veya ceza yerine destekleyici dil tercih edilir.
Ödül-ceza sistemi uygulanmaz: Kişinin içsel motivasyonu ve farkındalığı ön plana çıkar.
Duygusal yeme atakları ve sağlıksız alışkanlıkların değiştirilmesinde uzman desteği büyük önem taşır.
Dyt. Esma Nazlı Bulut, şu uyarıda bulunuyor:
“Klasik anlamda diyet listeleri yerine, beslenme eğitimi, duygusal farkındalık ve davranışsal takiple ilerlemek gerekir.
Bu nedenle süreç, mutlaka alanında uzman sağlık profesyonelleriyle yürütülmelidir.”

Yorum Yazın