
Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, Karacabey Deprem Paneli’nde Türkiye’deki sismik riskleri değerlendirdi.
Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, Karacabey Deprem Paneli’nde Türkiye’deki sismik riskleri değerlendirdi.
Türkiye genelinde 5.5 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip 500 diri fay bulunduğunu vurgulayan Aykan, bu fayların 24 ilin merkezinden geçtiğini ve bu illerin her an deprem riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
Bursa’nın Karacabey ilçesinde düzenlenen Deprem Paneli, Ergün Koç Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Panelde konuşmacılar arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan ve Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Soykan yer aldı.
Panelde, Türkiye’nin diri fay haritası ve yerleşim yerlerinin depreme uygunluğu ele alındı.
Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, Türkiye’nin diri fay haritasına ilişkin çarpıcı veriler paylaştı. Türkiye genelinde 500 diri fayın bulunduğunu belirten Aykan, "Bu faylar, 5.5 ve üzeri büyüklükte depremler üretebilecek potansiyele sahip.
Ayrıca, yapılan son çalışmalara göre, 24 ilin kent merkezinden diri faylar geçiyor. Bu şehirler arasında Balıkesir, Bursa, Kocaeli, İzmir, Denizli, Erzurum gibi yerleşim yerleri var.
24 kentimiz ve 110’dan fazla ilçemiz doğrudan fay hatlarının üzerinde yer alıyor.
Bu durum, çok ciddi bir risk teşkil ediyor" dedi.
Aykan, Türkiye’de yaklaşık 20 sismik boşluk olarak tanımlanan fay bulunduğuna dikkat çekti. "Sismik boşluklar, kırılma zamanı gelmiş, yeterli gerilimi biriktirmiş ve her an deprem üretebilecek fay parçalarıdır.
Bu faylar arasında Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi’nden geçen kısmı, İzmir, Aydın, Hakkari-Yüksekova, Muğla, Denizli, Erzurum ve Antakya gibi bölgelerde bulunan faylar yer alıyor.
Özellikle Marmara Denizi’nde 1999 depreminden sonra yapılan çalışmalarda, 30 yıl içinde yüzde 65 ihtimalle 7’nin üzerinde bir deprem olabileceği ifade edilmişti.
Bu süre içinde 25 yıl geçti. Bu nedenle, Marmara Bölgesi için çok ciddi bir riskle karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.
Bursa’daki diri faylarla ilgili bilgi veren Aykan, şehir merkezinden geçen Kayapa-Yenişehir Fayı’na dikkat çekti. "Bursa’da en son 1855 yılında meydana gelen ve ‘Küçük Kıyamet’ olarak bilinen deprem büyük yıkımlara yol açtı.
Ancak, yeni yapılan çalışmalarda, Bursa şehir merkezinden geçen Kayapa-Yenişehir Fayı keşfedildi. Bu fay, mevcut diri fay haritasında yer almıyor.
1400 yılında gerçekleşen bir depremin Kayapa-Yenişehir Fayı’nın doğu kesiminde, 1855 depreminin ise batı kesiminde gerçekleştiği tespit edildi.
Bu fay 624 yıldır suskun. Yapılan değerlendirmelere göre, Kayapa-Yenişehir Fayı 7’nin üzerinde bir deprem üretme potansiyeline sahip" ifadelerini kullandı.
Aykan, fayların geçmişteki davranışlarını ve deprem tekrarlama periyotlarını inceleyen paleosismolojik çalışmaların Bursa’da henüz yapılmadığını belirtti.
"Bursa’da birçok fay hattı var ve fay hatları üzerinde bina bulunmaması gerekiyor. Ancak kaç binanın fay hatları üzerinde olduğuna dair bir çalışma yapılmış değil.
Mikro bölgeleme çalışmalarıyla afet risk haritalarının hazırlanması şart. Bursa’nın 17 ilçesinin neredeyse her birinden fay hatları geçiyor.
Bu nedenle, acilen detaylı çalışmalar yapılması gerekiyor" dedi.
Marmara Denizi içinden geçen Kuzey Anadolu Fayı’na ilişkin açıklamalarda bulunan Aykan, "1766 yılında Marmara’da meydana gelen büyük deprem, Avusturya’dan İtalya’ya kadar geniş bir coğrafyada hissedildi ve büyük yıkımlara yol açtı.
Bugün bu depremin tekrarı, Marmara Denizi’ne kıyısı olan tüm illeri ağır şekilde etkileyebilir.
Uluslararası araştırmalara göre, Marmara’da 7’nin üzerinde bir depremin olma süresi yaklaşıyor. Bu nedenle bir an önce önlem alınması gerekiyor" dedi.
Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Soykan ise Karacabey ve çevresinin jeolojik özelliklerine dikkat çekerek, "Ülkemizde 6 Şubat 2023’te yaşadığımız büyük felaketten aldığımız dersleri ivedilikle hayata geçirmemiz gerekiyor.
Başta İstanbul ve Marmara Denizi olmak üzere, deprem riski taşıyan bölgelerde tüm önlemler bir an önce alınmalı" diye konuştu.
Deprem Paneli’nde, afet bilincinin artırılması ve alınacak önlemlerin hayata geçirilmesi gerektiği bir kez daha vurgulandı.
Yetkililer, deprem gerçeğini görmezden gelmenin büyük bedellere yol açabileceğini belirterek, riskli bölgelerde gerekli çalışmaların hızlandırılması çağrısında bulundu.

Yorum Yazın