Aydın (iha) - Aydın Tarımının Tamamen Barajlara Bağlı Olduğunu Ifade Eden Aydın Ziraat Odaları Il Koordinasyon Kurulu Ve Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu; “kuru Tarım Asla Sulu Tarımın Alternatifi Olamaz” Dedi.
Aydın tarımının tamamen barajlara bağlı olduğunu ifade eden Aydın Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu ve Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu; “Kuru tarım asla sulu tarımın alternatifi olamaz” dedi.
Önemli tarım kentlerinden olan Aydın’da, üreticiler her yıl barajların doluluk oranlarını merakla takip ederken, Aydın Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu ve Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, Aydın tarımının tamamen barajlara bağlı olduğunu belirtti. Aydın Valiliği koordinesinde paydaş kurumlar işbirliğiyle kuraklıkla mücadele için birçok proje geliştirilirken, yağışların az olmasıyla beraber barajların dolmaması çiftçileri endişelendiriyor. Aydın tarımının tamamen barajlara bağlı olduğunun altını çizen Kendirlioğlu ise “Kuraklığın bizden daha önce geldiği ülkelerde bunu görüyoruz. Artık dünya çok küçük. Bir işi başa gelmeden önce tedbir almakta fayda var. Sürekli de kamuoyunu bilgilendiriyoruz ve yetkili kurumlarla da entegre bir şekilde çalışıyoruz. Aydın tarımı, tamamen barajlara bağlı ve il genelindeki barajlarımız bizim için bir nimet. Kar, yağmur gibi barajları dolduran yağışlar olmadığı zaman da, o barajlar boş kalacak. Dolayısıyla da kuru tarıma geçmek zorunda kalacağız. Kuru tarım, sulu tarımın alternatifi asla olamaz” dedi.
“Tarım, tek başına gelir olmaktan çıkar”
Yazlık ekim olmaz ise çiftçilerin ekonomik açıdan daha da kötüye gidebileceğini ifade eden Kendirlioğlu; “Kuru tarımda, sadece kışlık ekilir. Kışlık ekilen mahsuller de belli sayıdadır. Yazlık ekimi olmadığı andan itibaren çiftçilerimizin ekonomik durumu çok kötüleşir. Şu anki durumdan çok daha aşağılara doğru iner. Artık tarım, tek başına bir gelir olmaktan çıkar. Bu da işin bir başka sosyal boyutu. Aydın, şu an daha çok göç alan bir il ama eğer kuru tarım ile ilgili tarımın sıkıntıları ile ilgili kuraklık da devreye girerse, buradan da göç başlar. Bu da işin sosyal boyutu olarak değerlendirilebilir. Yani tedbirlerin geleceğe yönelik alınması gerekiyor. Bizim de bu konuda eğitim çalışmalarımız var. Paydaş kurumlarla sürekli irtibat halindeyiz. Kısacası alternatif ürünlere yönelik çalışmalar devam etse de her şeyden önce çiftçilerin modern sulama teknolojilerine geçişinin teşvik edilmesi ve buna göre tedbirler alınması daha önemli. Vahşi sulamadan vazgeçmeliyiz. Kuraklığa dayanıklı çeşidi bulmaktansa, öncesinden tedbir almakta daha büyük bir fayda var” dedi.
Yorum Yazın