Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan ayının ilk iftarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde şehit aileleriyle birlikte gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan ayının ilk iftarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde şehit aileleriyle birlikte gerçekleştirdi.
Erdoğan, iftar programında yaptığı konuşmada şehit yakınları ve gazilerin milletin emaneti olduğunu vurgulayarak, "Kendilerinin her meselelerinde yanlarında olmak, gönüllerini hoş etmek, rızalarını almak boynumuzun borcudur" dedi.
Erdoğan, konuşmasına Ramazan-ı Şerif'i tebrik ederek başladı. "Başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu da ebedî azaptan kurtuluş olan Ramazan-ı Şerifi’nizi canıgönülden tebrik ediyorum" diyen Cumhurbaşkanı,
her yıl olduğu gibi bu yıl da ilk iftarlarını şehit yakınlarıyla yapmak istediklerini belirtti.

Programa devlet protokolünün de iştirak ettiğini ifade eden Erdoğan, şehit yakınları ve gazilerin milletin emaneti olduğunu söyledi.
"Kendilerinin her meselelerinde yanlarında olmak, gönüllerini hoş etmek, rızalarını almak boynumuzun borcudur" diyen Cumhurbaşkanı, devletin bu sorumluluğunun bilinciyle hareket edeceklerini ifade etti.
“Bu amaçla hem gereken kurumsal düzenlemeleri yaptık hem de onları kalbimizin en mutena köşesinde misafir etmeyi şeref bildik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bugün de sınırlarımız içinde, sınırlarımızda ve sınırlarımız ötesinde milletimizin huzuru, devletimizin bekası, geleceğimizin güvencesi için vazife yürüten kardeşlerimiz var.
Sayılarını milyonlarla ifade edebileceğimiz askerimize, polisimize, jandarmamıza, güvenlik korucumuza ve diğer kamu personelimize şükran borçluyuz.
Rabbim hepsini de korusun, muhafaza etsin, ayaklarına taş değdirmesin.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Esasen, 15 Temmuz’da gördük ki bu ülkenin erkeği ve kadınıyla, genci ve yaşlısıyla, her meslekten,
her kesimden insanıyla tamamı yeri geldiğinde birer savaşçı kahramana dönüşebilmektedir.
Tarihçiler, milletlerin öne çıkan vasıflarını anlatırken, bizim için ‘asker millet’ tespitini yaparlar.
Gerçekten de binlerce yıllık millet tarihimiz ve 2 bin 200 yılı aşkın devlet geleneğimiz boyunca bu vasfımızı hep gösterdik.
Son olarak Çanakkale’de ve Millî Mücadele’de topyekûn seferberlik anlayışıyla vatan topraklarını savunurken de aynı saikle kıyam ettik.
Yakın geçmişimizde PKK’dan FETÖ’süne kadar bütün terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadele de esasen millî bir şahlanıştı.
Son 21 yılda biz de eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma her alanda hayata geçirdiğimiz reformlarla, bu millî şahlanışın altyapısını güçlendirdik.”

Savunma sanayine yaptıkları yatırımlarla, Türkiye’yi gerçek anlamda bağımsız bir devlet hâline getirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,
“Çevremizde yaşananları görüyorsunuz. Şayet siyasetiyle, ekonomisiyle, savunma sanayiyle, sosyal yapısıyla güçlü bir devlet değilseniz size her türlü zulmü reva görüyorlar.
Vatan topraklarınızı korumanın ve o sınırlar içinde güvenle yaşamanın yolu her bakımdan güçlü olmaktan geçiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyeti’mizin ilk asrında bu konuda yaşadığımız eksiklerin bedelini, geri kalmışlıkla,
istikrarsızlıkla, kaosla, vaktimizi ve enerjimizi iç mücadelelere harcayarak ödedik.
Bilhassa son 10 yılda Türkiye’yi yeniden aynı duruma düşürmek için pek çok oyun oynandı, pek çok tuzak kuruldu.
Terör saldırıları ve darbe girişimleri de bunların arasındaydı.
Hamdolsun milletimiz, birliğine, beraberliğine, kardeşliğine sahip çıkarak tüm bu oyunları ve tuzakları bozdu” diye ekledi.
Şehitlerin ve gazilerin fedakârlığıyla, 85 milyonun tek yürek ve tek bilek olarak istiklaline ve istikbaline sahip çıkmasıyla yollarına devam ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
“Türkiye Yüzyılı vizyonuyla, geleceğimize yeni bir ufuk açtığımız şu dönemde elbette hâlâ aşmamız gereken sıkıntılarımız mevcuttur. Allah’ın izniyle hepsinin de üstesinden geliriz.
Sahip olduğu güçlü altyapı sayesinde ülkemiz için artık gündemindeki her meselenin çözümü sadece irade, plan ve vakit işidir.
Çünkü biz, bir ülkenin programlarını hayata geçirebilmesi için gereken ilk şarta yani huzur ve güven iklimine, siyasi istikrara, sosyal barışa sahibiz.”
Türkiye’ye diz çöktürerek, ülkeyi yeniden eski zayıf günlerine geri döndürmek isteyenlerin çabalarının hiç bitmeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Önemli olan bizim milletçe kazanımlarımıza ve geleceğimize sahip çıkmamızdır. Yaşadığımız her sınamada görüyoruz ki milletimizin bu konudaki kararı nettir, kesindir.
Bu duygularla Ramazan-ı Şerifi’nizin tekrar mübarek olmasını diliyorum. Bu ay boyunca tutacağınız oruçların, yapacağınız ibadetlerin Hak katında kabul olmasını niyaz ediyorum.
Bir gül bahçesine girercesine toprağa düşen aziz şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
İftarımızı teşrifleriniz için sizlere teşekkür ediyorum.
Devlet kurumlarımızın temsilcilerine de bu güzel iftar soframızda bizlerle birlikte oldukları için teşekkür ediyorum.”
Yorum Yazın