
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Haftalık Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi üyelerine suç duyurusunda bulunmasını değerlendirdi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Haftalık Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi üyelerine suç duyurusunda bulunmasını değerlendirdi.
Babacan, "Anayasa Mahkemesi'ni Bahçeli'nin veya Beştepe'deki bir avuç danışmanın şahsi hırslarına heba edemeyiz" dedi.
Babacan, Devlet Bahçeli'nin Anayasa Mahkemesi ile ilgili açıklamalarına da tepki gösterdi. Babacan, " Geçtiğimiz gün Krizlerin Ortağı bu sefer de Anayasa Mahkemesi’ne ‘adalet düzeninin safrası ve sancısı’ demiş, sonra da bir kez daha ‘Ya kapatılmalı ya yeniden yapılandırılmalıdır’ demiş.
AYM Başkanı’na ‘Cesaretin varsa Kandil’e git’ demiş. Devlet ciddiyetinin, millet sorumluluğunun en ufak kırıntısına sahip olan bir insan böyle laflar edemez.
Defalarca söyledim, tekrar ediyorum. Sayın Bahçeli, bu ülkenin yaşadığı her krizin ortağı olmuştur. Nerede kriz, orada Bahçeli.
Ülkemiz, onarılması güç bir hukuk krizinin ortasındayken, Bahçeli yine ortada, yine sahnede” dedi." diye konuştu.
Babacan; ““Ülkemizde adaletsizliğin hızla arttığı son yıllarda, Anayasa Mahkemesi, hukuk namına bir nebze de olsa nefes almamızı sağlayan kurum şu anda.
Buna rağmen, iktidarın küçük ortağı mahkemenin kapatılması için sabah akşam bağırıyor. Bu yetmezmiş gibi, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi görevini yaptığı için mahkemenin yargıçları hakkında suç duyurusunda bulunuyor.İnanılır gibi değil.
Bu, tarihimizde bir ilk. Yargıtay'dan gelen açıklamalar sadece bir ‘yargısal aktivizm’ veya Anayasa Mahkemesi’ne karşı yapılmış bir ‘saygısızlık’ olarak değerlendirilemez.
Yapılan, yasama, yürütme ve yargı erklerinin tamamını hedef alan açık bir darbe girişimidir;Anayasal düzeni alt üst etme teşebbüsüdür.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hakemlik açıklamasını da değerlendiren Babacan, " Şimdi buradan Sayın Erdoğan’a sormak istiyorum: Siz sporu takip edersiniz.
Havadayken tuttuğu takımı ilan edip, ayakları karaya bastığında hakem olmaya heveslenen birisine, dünyanın neresinde hakemlik yaptırırlar? Siz bu milletle dalga mı geçiyorsunuz?
Üstelik, Anayasaya göre, böyle bir konuda Cumhurbaşkanına hakemlik görevi falan da düşmez. Herkesin Anayasa’nın açık hükümlerine uyması gerekir. Bu kadar.
Madde 153 ne diyor? ‘Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.’
Bu kadar açık ve net. Burada bir gri alan yok. Yani, Anayasa Mahkemesinin kararları, Yargıtay’ı da bağlar, Cumhurbaşkanı’nı da bağlar, diğer tüm yargı organlarını da bağlar.
Siz, bu milletin kafasını karıştırıp, yargıyı tamamen ‘bağlı’ ve ‘taraflı’ yapmaya çalışıyorsunuz" dedi.
Babacan, Yeni Anayasa tartışmalarına ilişkin de şu açıklamalarda bulundu: "Mevcut Anayasa’yı tanımayanların, uymayanların, ‘yeni anayasa’ laflarına itibar etmemiz mümkün değildir.
Siz Anayasa’yı bir üst hukuk normu olarak kabul ediyor musunuz, kabul etmiyor musunuz? Önce bunu söyleyin. Anayasa ile kendinizi bağlı hissediyor musunuz, hissetmiyor musunuz?
Önce bunun cevabını verin. Anayasa sizin için önemsizse, zaten uymayabiliyorsanız, yeni anayasa deyip de bu milleti boşuna oyalamayın.
Bizden destek falan da beklemeyin. Samimi iseniz, önce mevcut Anayasa’ya uyun, bir görelim. Eğer Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir hukuk devletiyse demokrasi ile hukukun aynı eş değerli iki sütun olarak sapasağlam durması gerekiyor.
Demokrasinin yanında sapasağlam bir hukuk sütunu da olmazsa o zaman bu ülke seçilmişler eliyle otokrasiye gider. Bu ülke seçilmişler eliyle kaosa götürülür. Son toplantımızda da söylemiştim. Demokrasi hukuk olmadan değerini bulmaz."
Babacan konuşmasının devamında; “Biz, Anayasa’nın açık hükümlerini ihlal edenlerin, Anayasa Mahkemesinin kararlarını uygulamayanların bu gücü nereden aldıklarını da gayet iyi biliyoruz.
Biz, bu hoyratlığı kabul etmeyen, içine sindirmeyen milyonlarla beraberiz. Ben, AK Parti içinde, bütün bu olanlardan rahatsız olan çok sayıda insan olduğunu biliyorum. Buradan AK Parti’deki makul insanlara sesleniyorum: Sizi dönüşü olmayan karanlık dehlizlere sokuyorlar. Sesinizi çıkarın. Gün bugündür.”
“Hep söylüyorum. Hukuk olmadan bu ülkenin hiçbir sorunu, hiçbir krizi çözülemez. Bırakın ülkeye yeni yatırımcı cezbetmeyi, mevcut yatırımcılar Türkiye’de artık yatırımları küçültüyor veya tamamen sonlandırıyorlar.
Çünkü hukuk olmadan ekonomi de olmaz. Son haftalarda önemli bir finans kuruluşu Türkiye’deki operasyonları minimize etme kararı aldı. Dünyaca ünlü bir otomotiv kuruluşu Türkiye’deki operasyonlarını sona erdirme kararı aldı.
Bütün bu hukuksuzluk, bütün bu krizler dönüyor dolaşıyor ülkenin bütçesini, hazinesini vuruyor ve en çok da ülkenin geçim derdinde olan işçisini, emeklisini, memurunu, çiftçisini, esnafını vuruyor.”
Faizle ilgili olarak ise DEVA Partisi lideri, “Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı’nın tek imzasıyla, devlete geç ödeme yapan vatandaşlarımızdan yıllık %42 faiz alınacağı da ilan edilmiş oldu.
Hani faiz düşmanı Erdoğan? Hani ‘faizle mücadele edeceğim’ diyen Cumhurbaşkanı? Üstelik Merkez Bankası açıklamış enflasyonu %36 bu yıl, gelecek yıl için de açıklamış %14. Gerçekten büyük bedel ödüyoruz.
Bu ülkenin ekonomisi sadece ve sadece ekonomi politikalarıyla düzelmez. Bu hukuksuzluğa devam ettikleri sürece, ülkeyi böylesine yargı darbelerine mahkûm ettikleri sürece bu ülkenin ekonomik krizlerini asla çözemezler, çözemeyecekler.”
Babacan, KYK yurtlarında yaşanan ihmallere ilişkin de şunları söyledi: "Haftalardır KYK Yurtlarındaki vakalar bizleri, aileleri, gençleri korkutuyor.
Şimdi de yurtlardaki yemeklerle ilgili sorunlar ortaya çıkıyor. Ailelerin devlete emanet ettiği, kendilerini devlete emanet eden gençler bunlar.
Tam da devlete emanet edilmiş gençlerimizin hayatı, canı söz konusu. Acilen tedbir bekliyoruz"
Babacan, Filistin-İsrail meselesine ilişkin de şu açıklamalarda bulundu: "Netanyahu hükûmeti ve savaş kabinesi tam 40 gündür, her gün, Gazze'de insanlık suçu işliyor, savaş suçu işliyor.
Yaklaşık 12.000 sivil bugün hayatını kaybetti. Çocuk, kadın acımasızca katledildi. Gazze'de sadece insanlar ölmüyor.
Gazze'de “insaf” ölüyor, ‘vicdan’ ölüyor. ‘İnsanlık’ ölüyor. Gazze'de uluslararası hukuka dayanan dünya düzeni ölüyor"

Yorum Yazın