Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerçekleştirilen kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, deprem bölgesinde 650 bin konut inşa edileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerçekleştirilen kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, deprem bölgesinde 650 bin konut inşa edileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı'nın ardından yaptığı basın açıklamasında çeşitli konulara değindi. İlk olarak, depremzedelerin durumuna ve yapılan çalışmalara değindi. Hatay, Adıyaman, Maraş gibi 11 vilayetin tamamında ihya ve inşa çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Toplamda 650 bin konut inşa edileceğini ve ilk bir yıl içinde 319 bin deprem konutunun teslim edilmesinin hedeflendiğini söyledi.
“Depremzedelerin yalnız olmadıklarını hissettirmek için bayramda deprem bölgelerindeydik”
Erdoğan;
“Bu bayram döneminde özellikle depremzede kardeşlerimizi ihmal etmedik. Kabine üyelerimizden milletvekillerimize pek çok arkadaşımız bayramda deprem bölgesindeydi, böylece depremzedelerimizin yalnız olmadıklarını bir kez daha kendilerine hissettirdik. Başta depremde en çok yıkıma uğrayan Hatay, Adıyaman, Maraş olmak üzere 11 vilayetimizin tamamında ihya ve inşa çalışmaları şu anda devam ediyor.
Yaptığı binalar 6 Şubat depremlerinden anlının akıyla çıkan TOKİ’miz, bölgenin yeniden ayağa kaldırılması sürecinde öncü rol oynuyor. Bir taraftan yeni deprem konutlarının temelleri atılırken, diğer taraftan inşasına başlanan binalar hızla yükseliyor. Ekim-Kasım ayından itibaren yapımı tamamlanan konutların teslimatına başlıyoruz. Amacımız, ilk bir sene içerisinde 319 bin deprem konutunu teslim etmektir. Bölgede inşa edeceğimiz konut sayısı ise 143 bini köy evi olmak üzere toplam 650 bindir. Şimdiye kadar inşa süreci başlayan konut, köy evi ve ahır sayısı 180 bini buldu. Evleri yıkılan vatandaşlarımızın çok büyük bir bölümünün gelecek bayramı yeni yuvalarında karşılamasını hedefliyoruz.” dedi.
“İslam dünyasında Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar hepimizi öfkelendiriyor”
Ardından, İsveç'teki bir cami önünde gerçekleştirilen Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıyı kınyan Erdoğan, bu saldırının İslam düşmanlığından kaynaklandığını ve insanların kutsallarına yönelik saldırıların düşünce özgürlüğü olarak nitelenemeyeceğini vurguladı. Ayrıca, Müslümanlara yönelik artan ayrımcılığa dikkat çekerek, Müslümanların inançlarını özgürce yaşamanın giderek zorlaştığını ifade etti.
Erdoğan konuyla ilgili olarak; Stockholm’de Kurban Bayramı’nın ilk günü hem de bir camii önünde gerçekleştirilen menfur eyleme münferit bir hadise gözüyle bakamayız. Bu saldırıları Batı’da habis bir ur misali hızla yayılan İslam ve Müslüman düşmanlığı hastalığının yeni tezahürleri olarak görüyoruz. Batı dünyası, özellikle bu hastalıkla mücadele noktasında hiçbir adım atmıyor. Dört yıl önce Yeni Zelenda’nın Christchurch şehrinde bir camide ibadet eden 51 Müslümanın şehit edildiği terör eyleminden hâlâ ders alınmıyor. Neo-Nazi örgütler çoğu zaman devlet içindeki uzantılarının da desteğiyle palazlanmaya devam ediyor. Aşırı sağcıların işlediği nefret suçlarının kaydı çoğu zaman hiç tutulmuyor. Failler ya yakalanmıyor ya da ön kapısından girdikleri mahkeme salonlarının arka kapısından ellerini kollarını sallayarak çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, ayrıca batılı ülkelerdeki kültürel ırkçılığın kurumsal ırkçılığa dönüştüğünü ve sömürgeci geçmişi olan ülkelerde ayrımcılığın toplumsal bir norm haline geldiğini belirtti. Irkçı terör saldırılarının sadece Müslümanlara değil diğer gruplara da yönelik olduğunu ve bu durumun adaletsizlikleri derinleştireceğini ve daha vahim olayların fitilini ateşleyebileceğini söyledi.
Son olarak, Türklerin İslam düşmanlığından en çok mağdur olan toplumlardan biri olduğunu ifade etti ve Solingen'deki katliamı, dönerci cinayetlerini ve saldırıya uğrayan mescitleri, dernekleri ve iş yerlerini hatırlattı. Irkçı nefrete karşı durulması gerektiğini ve Türkiye'nin yurt dışında 7 milyon vatandaşı bulunduğunu belirtti.
“Stokçu Ve Fırsatçılardan Hesap Soracağız”
Asgari ücrete yapılan yüzde 34’lük zamma değinen Erdoğan,
“Son 21 yıldır kararlılıkla sürdürdüğümüz halkımızı enflasyona ezdirmeme prensibimize bugün de sahip çıkıyoruz. Özellikle toplumumuzun kırılgan kesimlerini hayat pahalılığının etkilerinden korumaya çalışıyoruz. Fahiş kira artışlarına karşı geçen sene devreye aldığımız üst sınır uygulaması, bu tedbirlerden biriydi. Konut kira sözleşmelerinde artırım oranını yüzde 25 ile sınırlandırmıştık. Temmuz ayında yenilenecek konut kira sözleşmeleri için de aynı sınır uygulanmaya devam edecektir.
Sıfır ve ikinci el araç fiyatlarında oluşan balonu da yakından takip ediyoruz. Ekonomik şartlardan ziyade tamahkârlıktan ve açgözlülüklerden kaynaklanan bu meselenin üstüne gideceğiz. Ticaret Bakanlığımız denetimlerini daha da sıklaştıracak. Stokçuluk ve fırsatçılık yapanlara asla müsaade edilmeyecek. Milletin canını yakanlardan hukuk ve serbest piyasa kuralları içinde muhakkak hesap soracağız” diye konuştu.
Yorum Yazın