ABD’de İşçi Bayramı 130. Kez Kutlanıyor

Amerika Birleşik Devletleri'nde her yıl Eylül ayının ilk Pazartesi günü kutlanan İşçi Bayramı, bu yıl 130. kez kutlanıyor.

Dünyanın pek çok yerinde 1 Mayıs’ta anılan İşçi Bayramı, ABD'de aynı zamanda yaz mevsiminin resmi olmayan sonunu simgeliyor.

Üç günlük hafta sonu tatili, birçok Amerikalı için yazın son günlerini barbekü partileri, seyahatler ve indirimli alışverişlerle geçirmek anlamına geliyor.

İşçi Bayramı’nın kökenleri, 19. yüzyılın sonlarında aktivistlerin işçileri onurlandırmak için özel bir gün yaratma çabalarına dayanıyor.

İlk kutlama, 5 Eylül 1882’de New York’ta Merkez İşçi Sendikası ve Emek Şövalyeleri tarafından düzenlenen ve yaklaşık 10 bin işçinin katıldığı bir yürüyüşle gerçekleşti.

İlerleyen yıllarda, az sayıda şehir ve eyalet İşçi Bayramı'nı tanıyan yasalar çıkarmaya başladı.

1894 yılında Başkan Grover Cleveland, bu günü federal tatil ilan eden Kongre tasarısını imzaladı.

Rutgers Üniversitesi’nden yardımcı doçent Todd Vachon’a göre, Cleveland’ın bu adımı, aynı yıl Chicago yakınlarında tren vagonu imalatçısı Pullman şirketi işçilerinin gerçekleştirdiği grevin ardından yaşanan şiddetli olayları takiben, işçi sınıfıyla “barışma” çabası olarak değerlendiriliyor.

Bu grev sırasında ücretleri kesilen ancak kiraları düşürülmeyen işçiler, büyük bir direniş başlatmış ve bu direniş, federal birliklerin müdahalesiyle 12'den fazla işçinin ölümüne yol açmıştı.

Bugün ise, İşçi Bayramı kutlamaları ABD genelinde farklı etkinliklerle sürüyor. Chicago’da, bayramın köklerinin bulunduğu Pullman Mahallesi'nde düzenlenen geçit töreni ve festivalde, sendika üyeleri ve aileleri bir araya geliyor.

Vachon, İşçi Bayramı'nın kökenlerinin, büyük sendikaların varlık gösterdiği bölgelerde daha fazla hatırlandığını, ancak sendika gücünün zayıf olduğu yerlerde bu bilincin daha az fark edildiğini ifade ediyor.

Bu özel günde, ABD’de barbekü partileri uzun bir gelenek olarak sürdürülüyor.

Gastronomi yazarı ve tarihçi Robert F. Moss, barbekünün başından beri İşçi Bayramı kutlamalarının bir parçası olduğunu belirtiyor.

19. yüzyılın sonlarında işçi hareketlerinin yükseldiği dönemde, büyük grupların bir araya geldiği bu etkinlikler, barbekü için doğal bir ortam sağladı.

Moss, 20. yüzyıl boyunca barbekülerin arka bahçelere taşındığını, ancak toplumsal bir araya gelme geleneğinin sürdüğünü ekliyor.

Son yıllarda, işçi hareketleri ve sendikalaşma konularında yeni bir canlanma görülüyor.

Vachon, özellikle Y ve Z kuşağının, 1880'lerdeki işgücü huzursuzluklarına benzer bir dönemde işgücü piyasasına girdiğine dikkat çekiyor.

Bu nesiller, Amerikan rüyasını gerçekleştirmek için yeterli ücretlerin ödenmediği bir dönemde iş yaşamına adım atıyor.

İşçi Bayramı'ndan sonra beyaz kıyafetlerin giyilmemesi gerektiğini öğütleyen eski bir Amerikan atasözü de bulunuyor.

Moda uzmanları, bu geleneğin, 1800'lerin sonlarında New Yorklu zenginlerin yazlık beyaz elbiselerini şehirdeki tozlu sokaklara dönmeden önce kaldırmalarıyla başladığını söylüyor.

Ancak günümüzde, moda dünyası bu kuralı büyük ölçüde geride bırakmış durumda.

ABD’de, okulların açılma dönemine denk gelen bu tatil, aynı zamanda yazlık kıyafetlerden daha ciddi iş kıyafetlerine dönüşü simgeliyor.

Moda uzmanı Daniel James Cole, bu dönüşümün, İşçi Bayramı'nın hem yazın sonunu hem de yeni bir çalışma döneminin başlangıcını işaret ettiğini belirtiyor.