ABD ve Kolombiya Arasındaki Kriz 12 Saatte Çözüldü

ABD Başkanı Donald Trump, Latin Amerika’daki bir müttefikiyle ilk kez karşı karşıya geldiği sınır dışı uçuşları krizini, yalnızca 12 saat içerisinde çözmeyi başardı.

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro’nun geri adım atmasıyla sonuçlanan bu anlaşmazlık, Trump yönetiminin kriz yönetimindeki hızlı ve agresif yaklaşımını bir kez daha gözler önüne serdi.

Anlaşmazlık, Trump’ın ABD’den Kolombiya’ya yapılacak sınır dışı uçuşları artırma talebine Petro’nun itiraz etmesiyle başladı.

Kolombiya hükümeti, bu uçuşların iki ülke arasındaki ilişkilerde sorun yaratacağını savunurken, Trump’ın sert mesajları ve ağır gümrük vergileri uygulama tehdidi, krizin seyrini değiştirdi.

Kolombiya tarafının bu baskıya dayanamayarak geri adım atması, Trump’ın liderlik tarzının bir zaferi olarak yorumlandı.

Trump’ın Kolombiya krizini çözmek için kullandığı taktikler, başkanın diğer uluslararası meselelerde de nasıl bir yol izleyeceğine dair ipuçları veriyor.

Ağır gümrük vergileri tehdidiyle hızlı sonuç alınması, özellikle Panama ve Danimarka ile yaşanması muhtemel gerilimlerde tekrar gündeme gelebilir.

Beyaz Saray kaynaklarına göre, Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun önümüzdeki günlerde Panama’ya giderek, Panama Kanalı üzerindeki kontrolün ABD’ye devredilmesi talebini gündeme getireceği belirtiliyor.

Aynı şekilde, Trump’ın Danimarka’dan Grönland’ı satın alma isteği de uluslararası arenada tartışma yaratmaya devam ediyor.

Trump yönetiminin Kolombiya’ya karşı kullandığı hızlı ve baskıcı taktik, ABD’nin diğer ülkelerle ilişkilerinde de bu yaklaşımı sürdüreceğinin işareti olabilir.

Özellikle Trump’ın seçim kampanyasında söz verdiği toplu sınır dışı politikalarının uygulanması, birçok ülkeyi zor durumda bırakmış durumda.

ABD’nin sınır dışı uçuşlarına hazırlık yapmaya çalışan hükümetlerin, Trump’ın gümrük vergisi tehditleri ve ekonomik yaptırımları karşısında nasıl bir yol izleyeceği merak konusu.