
Osmaniye’de “Tenekeci Talip” olarak bilinen ve 78 yaşında olmasına rağmen mesleğini büyük bir aşkla sürdüren Talip İşçi, tam 66 yıldır tenekecilik yapıyor.
İlkokul yıllarında çırak olarak başladığı bu meslek, onun için sadece bir iş değil, hayatının anlamı olmuş.
Emekli olmayı hiç düşünmediğini söyleyen Talip Usta, çalışma aşkının kendisini hayata bağladığını dile getiriyor.
“Çalışma aşkı var içimde. İnsanlarla iç içe olmayı, zamanımı değerlendirmeyi seviyorum. Ömrümün sonuna kadar çalışacağım.”
Bize kendinizi tanıtır mısınız?
78 yaşındayım. Gaziantep’te doğdum, ilkokulu orada bitirdim. Çocukluğum Gaziantep’te geçti. Babam Erzin’de çavuştu. Erzin’e giderken Osmaniye’nin yeşiline kapılmış ve ailesini Osmaniye’ye getirmeye karar vermiş. 1941’de Osmaniye’ye yerleştik.
Tenekecilik işine ne zaman başladınız?
12 yaşında, ilkokuldan hemen sonra başladım. İlkokul yıllarında ise ağabeyimin çalıştığı dükkânda çıraklık yapıyordum. Ağabeyim benim ustam oldu ve beni yetiştirdi. Daha sonra ben de usta oldum.
Osmaniye’deki ilk dükkânınızı ne zaman açtınız?
Askere gidip geldikten sonra, 1950 yılında ağabeyimle birlikte Osmaniye’de bir dükkân açtık. O dönem işimiz çok iyiydi, paranın değeri vardı ve az bir gelirle büyük işler başarabiliyorduk.
Osmaniye’deki ilk dükkânınız neredeydi?
1952 yılında şimdiki Akbank’ın olduğu yerin yanında, ağaç bir barakada çalışıyorduk. O yıllarda işlerimiz oldukça yoğundu ve kazancımızla evimizi bile yapabiliyorduk.
Hiç “Başka bir meslek yapsaydım” dediğiniz oldu mu?
Hayır, hiçbir zaman böyle bir şey düşünmedim. Hatta “Sana para verelim, evde otur” deseler kabul etmem. Ancak “Para almadan çalış” deseler yine çalışırım. Çünkü işimi seviyorum ve onunla yaşıyorum. Evde oturmak bana göre değil.
Dükkânınızda neler yapıyorsunuz?
Banyo sobası, soba boruları, radyatör, mutfak eşyaları tamiri, kaynak işleri ve mangal yapıyorum.
Bir gününüz nasıl geçiyor?
Günlerimiz kışın ve yazın farklı geçiyor. Sabah 07.30’da işe başlıyoruz. O gün elimizde hangi iş varsa ya da dükkâna hangi işler gelirse tüm gün onlarla meşgul oluyoruz. Kışın günler kısa olduğu için işi erken bırakıyoruz, yazın ise gün uzun olduğu için daha geç bitiriyoruz.
En çok hangi işler geliyor?
En çok mutfak eşyası tamiri, kaynak işleri, araba parçaları ve aspiratör boruları gibi işler geliyor. Aynı zamanda banyo sobası ve mangal yapımında da oldukça tecrübeliyim.
Mesleğiniz tehlikeli mi? İş kazası geçirdiniz mi?
Evet, geçmişte bazı tehlikeli kazalar atlattım. Eskiden araba benzin depolarını kaynakla tamir ederdik. Patlamalar sonucu yanıklar oluşurdu. Ayrıca pompalı gaz ocaklarının borularını temizlerken barut kullanırdık. Bir keresinde barut kutusunun kapağını açık bırakmışım, alev aldı ve elim yüzüm yandı. O günden beri daha dikkatli çalışıyorum.
Osmaniye’de sizin mesleğinizi yapan başka biri var mı?
Şu an bu işi benim gibi yapan kimse yok. Bir kalfam var, o da işi benden öğrendi. Eskiden Osmaniye’ye geldiğimizde 3 tenekeci vardı. Biz Gaziantep’ten geldiğimiz için bize “Antepli tenekeciler” derlerdi. Bizim yaptığımız işi o zaman kimse yapamazdı.
Mesleğinizin devam etmesi için ne yapılmalı?
Meslekler ölmemeli. Şimdi herkes fabrikalarda çalışmak istiyor ama fabrikalarda işçi de lazım, tamirci de lazım. Bozulan eşyaları çöpe atacak kadar zengin bir ülke değiliz. Tamircilik mesleği mutlaka yaşatılmalı. İsraf edecek kadar zengin değiliz.
Kaç çocuğunuz var? Sizin mesleğinizi devam ettiren var mı?
5 çocuğum var; 4 oğlan, 1 kız. Benim mesleğimi birebir yapmıyorlar ama daha ileri bir safhasını yapıyorlar. Çocuklarım çelik kapı işiyle uğraşıyor.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
İnsanlar çalışmaktan yılmasınlar. Çalışmak insanı ayakta tutar. Paraya kıymet vermesinler, insana kıymet versinler. Para gelip geçer, insan kalır.
78 yıllık hayatına sığdırdığı bu hikâyeyle Talip İşçi, Osmaniye’nin hem geçmişine ışık tutuyor hem de çalışmanın insanı hayata nasıl bağladığını örnekliyor. Onun azmi ve mesleğine olan aşkı, yeni nesillere ilham olacak nitelikte.