23 Nisan, 2024, Salı
DOLAR32.5619
EURO34.8949
ALTIN2433.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Zıtlaşmanın sonunda…

TBMM’ne gönderdiğimiz Milletvekilleri, Partilerinin Genel Başkanları arasındaki zıtlaşmaların neticesinde neler yaşadığımız ortada.

Hükümet kurulamadı, ‘erken seçim’ için harekete geçildi. Liderlerin bir araya gelip ortak noktada buluşamamış olması, Koalisyon için somut adımların atılamayışı neticesinde erken seçim kaçınılmaz olarak görüldü.
Erken seçim için ilk sözleri kullanan Hemşehrimiz ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmuştu. Henüz oyların resmi sonuçları bile açıklanmadan 8 Haziran günü erken seçim yapılmasını isteyen Bahçeli, ondan sonraki süreçte de Koalisyon için ‘kırmızı çizgilerini’ ortaya koymuştu.

CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ak Parti ile görüşmeleri de sonuçsuz kaldı. Yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması ile Koalisyon Hükümeti de kurulamadı. HDP zaten olayları seyrediyordu, ancak dışarıdan destek verebileceği koalisyon senaryolarını da öneriyordu.

Bundan sonra ne olacak? Seçim Hükümeti kurulacak ama hangi siyasi partilerin Milletvekilleri bu taşın altına elini koyacak.

Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin Milletvekillerinden oluşacak seçim hükümetine CHP’de MHP’de sıcak bakmıyor. O zaman geriye AK Parti ile HDP kalıyor. Bu iki siyasi parti Milletvekillerinin dışında bir başka yöntem daha var ki, Meclis dışından bağımsız bazı isimlerin seçim hükümetinde yeralması yönünde.

Cumhurbaşkanı erken seçim istiyor. MHP erken seçim istiyor. HDP ise seyirci olma durumunu sürdürüyor. Ak Parti ile CHP arasında da buzların eridiğini düşündüğümüzde 23 Ağustos tarihi de gelip kapıya dayandığına göre erken seçim sinyalleri yoğunluk kazanmış durumda.

Buraya kadarki olayları özetledik. Bundan sonrasına bakmak gerekirse, erken seçim sonrasında hangi partiler oylarını artıracak, hangileri azaltacak olarak hesaplar yapılıyor. Ak Parti yüzde 50’nin üzerinde oy almayı hedefliyor. Diğer partiler de oylarının artacağı hesaplarını yapıyorlar.

Evdeki hesap çarşıya uymadı diyelim, sandıktan farklı bir sonuç çıkmaz, yine tek başına hiçbir siyasi parti Hükümeti kuramaz ise Anayasa’nın gerektirdiği koşullara Cumhurbaşkanı nasıl bir yol haritasını ortaya koyacak.

Hükümet kurulamaması sonunda zıtlaşan siyasi liderlerin geçmişte bu ülkenin başına neler getirdiklerini anımsıyorum.

12 Eylül 1980 öncesinde siyasi liderlerin zıtlaşmaları, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Milletvekillerinin “Bülent Ersoy’a” oy verdiklerini anımsıyorum. Ülkenin dört bir yanında terör olayları tırmanmış, halk sokağa çıkamaz halde iken, bazı bölgelerdeki ‘olağanüstü hal’ uygulamaları da sonuç vermiyordu.

Ülkede yaşanan Hükümet kurulamaması ve yoğun terör olaylarını fırsat bilen dönemin Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren ve beraberindeki Komutanlar ülkede ‘askeri darbe’ girişiminde bulunarak, demokrasiyi kesintiye uğratmışlardı. Sonrasında yaşananlar, idamlar, tutuklamalar ve siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının kapatılması olaylarını yaşadık.

Bugünlere geldiğimizde; siyasi parti liderlerinin zıtlaşmaları, ülkenin değişik bölgelerinde terör olayları yaşanıyor. 12 Eylül darbesinin silindiri üzerinden geçen siyasiler mutlaka vardır, o günleri anımsamalı ve Demokrasi’nin korunması ve yaşatılması adına TBMM’de kenetlenmeleri önem taşımaktadır.

Biz o vekilleri kavga etsinler diye değil, ülkede huzur ve güvenin sağlanması için gönderdik. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar