25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5027
EURO34.983
ALTIN2436.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Yüz metredeki Yüzlerle…

Yüz metrelik yol yürürken görüşüp, selamlaştığım yüzlerle aramızda geçen konuşmalardan sözedeceğim.

Gazete bürosundan çıkıp, gözlerimi dinlendirmek amacı ile yüz metrelik yol yürüdüğüm andaki olayları anlatacağım.

Bizim sokaktaki çay ocağının önündeki kaldırımın yanında tablası ile sarımsak satan bir vatandaş gün boyu aynı yerde durur. Merak edip sarımsağın kilosunu sorduğumda 50 Tl olduğunu söyledi. Önce şaka yaptığını sandım, yemin etti, şaka yapmadığını ve gerçek olduğunu anlattı.

Sarımsak satıcının oradan uzaklaşırken kasabın vitrinindeki etlerin gövdelerine baktım. En pahalı etin kilosunun 47,5 Tl olduğunu öğrendim. Kurban Bayramı sonrasında kilosunun 30 Tl’den satıldığını öğrendiğim sarımsak, bu kez 50 Tl’ye yükselmişti. 

Gazete bürosuna geldim, internetteki haber sayfalarına girip sarımsak kilosunu araştırdım. Bazı illerimizde sarımsağın kilosunun 70 Tl’den bile satıldığı, hatta yılbaşına doğru 100 Tl olabileceği haberlerini okudum.

Günlük olarak ayarlanmış saat gibi bizim büronun yanındaki kaldırımdan geçen, tam sokak girişine geldiği sırada kollarını havaya kaldırarak, kendi kendine küfürlü sözler kullanan bir engeli vatandaşımız var.

Alıştık bu insana, hatta onun bağırarak küfrettiğini duyduğum anda, saatin 14.30 veya 15.00 olduğu yönünde arkadaşlarımla yaptığım iddiayı da kazanmışımdır. Çünkü dakik olarak her gün aynı saatlerde bizim oradan geçer.

Dün yine saatler 15.00’i gösterirken sokak girişinde Arif ile karşılaştım. Elimi omuzuna koyup, selam verdim.  “Arif bugünlerde buradan geçerken kimseye küfür etmiyorsun, sesini duymaz olduk, sessiz geçiyorsun hayırdır!?”diye sordum.

Arif başını geriye doğru kaldırdı, yüzüme baktı. Gayet sakin ve kendinden emin bir insan davranışı ile; “Yok be abi! Kim ne yaparsa kendine yapar” diye konuştu.

Arif’ten ayrılıp kaldırımda yürümeye başladım, her an düşünerek yürüyen, bazı anlarda sinirlerine hakim olamayıp sağ kolunun bileğini ısırarak sakinleşmeye çalışan engelli bir vatandaşla karşılaştım.

Musa Şahin Bulvarı üzerindeki geniş peyzaj alanının yanına yapılan bankın üzerinde oturup, elindeki pet bardakla adı C. İle başlayan ABD içeceği  içiyordu.

(Reklamını yapmak istemediğim için ismini yazmıyorum)

Merhaba deyip yanına oturdum, benden sigara istedi. Sigaranın ve elindeki içeceğin zararlarını anlatmaya çalışırken, sözlerim boğamıza düğümlendi.

Yüzyüze geldiğimiz insan, “zihinsel engeli olarak” toplumda tanınan biri olsa da benim sözlerime verdiği yanıtta; “Abi be, sen hiç sigara içmedin mi yahu!? Annem, elektriğe yüzde 15, şekere yüzde 15, bilmem neye yüzde 15 zam yapıldığını söylüyor.

Ama babamdan kalan anamın emekli maaşına yüzde 5 zam yapılmış.

Bak abi; Yüzde 5 ile Yüzde 15 arasında 10 numara fark var. Anamın aldığı şekere 15, aldığı maaşa 5 zam yapan kim ise, onların ne içtiğini, zararlı olup olmadığını da sorsana!..”diye konuşurken  gözlerine baktım beden dilini okumaya çalıştım; Bazı eylemlerde konuşan insanlardan daha ciddi ve gerçekleri konuşan bir söylevi vardı.

Tam buradan ayrılmak istediğim sırada “Tartarız!”diye dolaşıp insanların kiloları tartarak aldığı birer lira ile evinin ekonomisine katkıda bulunmak isteyen gencimizle karşılaştım. Benden önce o bana sahip çıkıp selam verdi.

İşlerinin nasıl gittiğini sorduğumda; “abi be, yiğenime defter alabilmek için üç gündür cadde ve sokakları dolaşıp para kazanmak istiyorum.

50 lira tuttu alacağımız defterin fiyatı. Suriyeli çocukların her şeyini devlet karşılıyor ama bizler perişanız be abi!”dediğinde, yine sözcükler boğazımda düğümlendi.

Yüz metre yürümek istediğim kentimde, yüzlerine baktığım yüzlerle yaşadıklarımı sizlerle paylaştım. Saygılarımla…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar