Kartallar yüksekten uçarlarmış, su da yüzenler, sonbahar yapraklarının arasına gizlenen ve toprakla bütünleşip yaşamakta olan kuş türlerini bilirsiniz.
Çiftçi tarlasını sürerken toprağın üzerinde ki siyah renkli Sığırcık kuşlarına şimdi rastlayamıyoruz.
Kuş Cenneti’ndeki kirlilik nedeniyle sulak alanları terkedip gidenler, kendilerine yeni bir sulak alan aramaya başladı.
Ağaçların yere düşen yaprakları arasında yiyecek arayan Karatavuk ve diğer kuşlar köyleri terketip kentte yiyecek aramaya başladılar.
Leylekleri tarlalarda göremez olduk, yeşilliklerde dolaşmaya başladılar. Buğday tarlaları yerlerini farklı ürünlere bıraktığı günlerden bu yana köstebekleri ve fareleri bile göremiyoruz.
Kerpiç duvarların yarıklarına eşek arıları yuva yapardı. Çocukluk günlerinizde arıların yuvalarına çomak sokup, sonrasında kaçarken başınızın üzerinde uçuşmalarını anımsarsınız.
Kırlangıçlar yuva yapardı binaların çatılarına, yavrularına getirdiği yiyecekleri gagaları ile yedirmeye çalışırdı.
Ormanların makilik alanlarında Keklikler dolaşırdı, sürü halinde onları görenler tutmaya çalışır, yavru olanları tuttuklarında evlerindeki kafeslerde beslerlerdi.
Keklikleri tutmak o kadar da kolay olmazdı. Keklikler bir insanın kendilerini yakalamak istediğini anladığı anda, toprağın üzerindeki bir taş parçasının yanına gizlenir, taş ile toprak arasında onları farketmek kolay olmazdı.
Bukalemun da kendisini ortamın rengine büründüren hayvanlardan biri olduğunu biliriz.
Bülbül’ün Çınar ağacının yaprakları arasında gizlendiğinde yine farkedebilmeniz zor olur.
İnsanlar uçurdu ağaçların dallarındaki kuşları, tarlalardaki kuşları aç bıraktılar, suları kirletip başka alanlara kaçmalarını sağladılar…
İnsanlar sadece doğayı ve suları kirletme, hayvanları ürkütmekte, kuşların yaşam alanlarını yaşanmaz hale getirmiyorlar! Kendilerinin de yaşam alanlarını, toplumların yaşama haklarını zorlaştırmak için obur hareketleri ile davranışlarını bir türlü bırakmıyorlar.
Suriye’de yaşananlar son olaylar olarak diyemeyiz, yenileri için değişik çalışmalar yapılıyor. İran sıra ve kargaşa çıkarmak için oyunlar sahneye konulurken, ülkemizin dört biryanındaki olumsuzluklar gösteriyor ki, hedefte Türkiye var!
Emperyalizmin doymayan oburluğu, masum insanları evlerinden ve vatanlarından ediyor. Suriye’de yaşanmaz olayların ardından Türkiye’ye sığınan insanlar, kendileri için yeni yaşam alanları aramak için şimdi de Avrupa yollarına düştüler.
Sınır hatlarında ölenlerin cansız bedenleri kimbilir hangi ülke topraklarına gömülüyor!? Ölülerinin mezarlarının nerede olduğunu ve yıllar sonrasında ziyaret bile edemeyecek kadar yuvasız kalan insanların dramları sizlerin yüreklerini sızlatmıyor mu!? Saygılarımla…
