26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.4584
EURO34.7352
ALTIN2441.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Yokluk ve sanatçı olmak

Sanatla uğraşan insanların ekonomik olarak belli birikimleri olmadan dünyadan göçtüklerine tanık oluyoruz.

Bazı sanatçılar ise yaşları ilerleyince Huzurevi’ne yerleşiyor, yaşamı da burada sona eriyor. Yıllarca sanatsal olarak hizmette bulunan insanların yokluk ve sahipsizlik içerisinde hayata veda etmeleri üzüyor beni.

Edebiyatçıları düşünün, filmlerde rol almış aktörleri ve tiyatro oyuncularını aklınıza getirin. Ölüm haberlerini duyduğunuzda, yokluk içinde, tek başına yaşadığı evde veya huzurevi’nde öldüğünü öğrendiğinizde üzüntünüz biraz daha yoğunlaşıyor.

Birkaç gün önce büroda otururken yanıma bir genç geldi, benimle tanışmak istediğini söyledi. Osmaniye’deki orta yaşlı insanlar anımsarlar; TRT radyosunun eski sanatçılarından Mustafa Ceyhanlı’nın oğlu Ceyhan Ceyhanlı’ydı yanıma gelen.

Mustafa Ceyhanlı’nın tek çocuğu Ceyhan, annesini 8 yaşında iken kaybetmiş. Babası TRT’de o yıllarda önemli ses sanatçılarından biri. İstanbul’da yaşıyorlar, Ceyhan Arif Sağ’dan bağlama dersleri alarak çalıp söylemeyi öğrenmiş. Anneden sonra babanın da ölmesiyle Ceyhan İstanbul’dan kalkıp Osmaniye’ye gelmiş ve burada yaşamaya başlamış.

Bağlama çalıp, türküler söyleyen Ceyhan, Osmaniye’de kendisine sahip çıkılmadığından yakındı konuşmasında. Bir evde tek başına kirada kaldığını ve yaşamının vazgeçilmezlerinden en önemlisinin bağlama çalış türkü söylemek olduğunu anlattı.

Ceyhan’ın konuşmaları hoşuma gitmişti. Ancak doğru muydu, gerçekten rahmetli Mustafa Ceyhanlı’nın oğlu muydu diye de kuşku duymadı değilim. İsterse Ceyhanlı’nın oğlu olmasın, ama gerçekten bağlama çalış türkü söylüyorsa sahip çıkılması gerektiğine inanıyordum. Bağlamasını da alıp bir gün yanıma gelmesini söyledim.

Nihayet dün öğle saatlerinde Ceyhan yanıma geldi. Beyaz bir şeker çuvalının içerisine koyduğu bağlaması ile içeriye girdi. Siyah poşetten nota defterini, şeker çuvalının içinden de bağlaması çıkarıp OŞYAD’taki arkadaşlarla tanıştı. Arkadaşlarla birlikte Ceyhan’ı dinledik. Parmaklarını çalıştırmasından da öte, TRT’de dinlediğimiz usta bağlamacıların telleri dillendirdiği yöntemle çalmasından anladım ki Ceyhan doğru söylüyordu.

İstanbul gibi kültür ve sanatın merkezinde çocukluğu ve gençliği geçmiş bir insan, bir çok isim yapmış sanatçı ile görüşüp konuşan ve eski bir TRT sanatçısının oğlu olan Ceyhan Ceyhanlı, elindeki bağlamasına kılıf bulamadığı için şeker çuvalında taşıyordu. İşsizdi, arada bir bulduğu günledik işlerde çalıştığını söyledi. Ceyhanlı’nın bizlerle konuşmasında önemli tümceleri de sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ceyhanlı; “Eğer ben bağlamayı öğrenmeseydim, türküler söyleyerek kendimi oyalamasaydım; ya esrarcı, ya hırsız, ya dolandırıcı ya da aklınıza gelebilecek toplumda ilgi görmeyen bir batıklığın içinde bulurdum kendimi. Sigara bile içmiyorum, canım sıkıldığı zaman bağlamamı alıp türkülerimi söylüyorum. Beni kötü alışkanlıklardan uzaklaştıran bağlamam ile türkülerimi ve bana bu sanatı bırakan babamı rahmetle anıyorum.”diye konuşurken, bilmem bizim de bir yorum yapmamıza gerek kalmadığını düşünüyorum. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar