20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5038
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Yırtık çorap

Biçim çocukluğumuzda yırtık giysili birini gördüklerinde ayıplarlardı.


Yamalı bile giyseler, iyi yama yapılmamışsı onu da kınarlardı.


Bazı kadınlar evlerinde dikiş makinesi olmadığı için iğne iplikle yama yaparlar, yamanın yeri biraz büzülmüşse eğer, içlerine iyi sinmese de giyilmek zorunda kalırdı.


Aradan geçen yıllar ve kapitalizmin ekonomimize iyiden iyiye hakim olması ile birlikte bizim yıllar öncesinde ayıpladığımız ‘yırtık’ moda olarak giyilmeye başlandı.


Sadece yırtıklar değil, ‘yama’ bile moda olarak gündeme yerleşti. Önce kot pantolonların arkalarına yama vurulurken, gün oldu diz kapakları eritilip, hatta bıçakla kesilerek ‘moda’diye giymeye başlandı.


Kot pantolonları makas veya bıçakla kesip ‘moda’ diye giyen gençler, bir süre sonra vitrinlere baktılar ki, ne görsünler,
firmalar yırtık kot pantolon üretmeye başlamışlar.


İnanmayanlar giyim mağazalarının vitrinlerine baktıklarında dizleri aşınmış yırtık kot pantolonları görebilirler.


Bir trafik kazası sonrası kazazedenin mutlaka ayakkabısının ayağından çıkıp bir yerlere düştüğüne tanık olursunuz. Kaza geçiren insanın ayağında ayakkabısı durmak, mutlaka çıkmış olur.


Olay yerine gelen gazeteciler veya sağlık görevlileri yaralıyı sedyeye koyarken ayak uçlarından ve başından kaldırırken, gazetecilerin alabilecekleri görüntü ayak uçları olur. Ambulansa bindirilmek istenirken yaralının arka plan görüntüsü alınmak istendiğinde ayakları ön plana çıkmış olur. Burada yaralının ayağındaki çoraba takılıdır gözler. Yırtık bir çorap  gözlere takılırken, kaza sırasında mı oldu, yoksa bu insanın ayağındaki çorap zaten yırtık mıydı diye düşünceye kapılanlar olur.


13 Mayıs’ta Soma maden ocağında yaşanan olaylar sırasında maden işçileri ocaktan yaralı olarak çıkarılırken sedyenin üzerinde kaç maden işçisinin çoraplarının yırtık olduğunu görüntülerde izlemiş olmalısınız.


En önemlisi de yaralı bir maden işçisinin sedye kirlenmesin diye ayağındaki çizmeyi çıkarmak istemesi günlerde konuşulmuştu.


Birileri ‘yırtık’ giyinmeyi moda olarak tanımlarken, birileri de ayağındaki çorabın yırtığını göstermemek için başını öne eğiyor.


Böylesi bir olayla dün karşılaştım. Bir arkadaşımın yanına gitmiştim, kapıdan girdiğinizde ayakkabınızı çıkarıyorsunuz.


Odada otururken ayağınızdaki çorap temiz ise kokmuyor, ama kirlenmiş bir çorapsa odanın içerisindeki hava adeta burnunuzun direğini kırıyor.


Arkadaşım kapıda beni karşıladı, odaya girmek istediğim sırada ayakkabımı çıkarmamı rica etti. Girdik odaya, oturduk gösterilen sandalyeye.


Tam çaylarımızı yudumlarken zil çaldı, bir müşterisi gelmişti. Sekreter kapıyı açtı ve vatandaşı odaya davet etti. Sekreter ayakkabının çıkarılmasını isteyince vatandaş bir ayağına baktı, bir de sekretere. Belli ki çıkarmak istemiyordu. Kapıda görüşmek istediğini söyledi. Arkadaşım kapıya doğru yürüdü ve müşterisinin kolundan tutup odaya davet ederek, çay içebileceğini söyledi. Vatandaş girmemek için ısrarlı, arkadaşım odaya almak için ısrarlıydı. Sonunda vatandaş patladı; “Yahu Arif bey, sen içeriye gir diyorsun ama, benim ayağımdaki çorabın ikisinin  de burnu delik, milleti bana mı güldüreceksin, anlasana yahu!”


Arif bey adamın yüzlerine bile bakacak halde değildi, başını öne eğdi, yutkundu, başını tavana doğru kaldırarak sustu, sustu, sustu… Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar