23 Nisan, 2024, Salı
DOLAR32.5922
EURO34.8255
ALTIN2421.7
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Yıl(ı)an

Soğuk bir isim, hem de baharı yaşadığımız bu günlerde insanların ismini duyduğunda tüylerinin dikek diken olduğu Yılandan mı sözedeceğimi sanıyorsunuz?

Ben yazımın başlığında ‘Yılan’ sözcüğünü kullanmadık, dikkatli okursanız ‘Yıl(ı)an’ diye yazdım.

Başlıktaki yazıyı nasıl anlıyorsanız öyle yorumlayabilirsiniz. İster ‘yılan’ diye okuyup kendinize göre yorumlayınız, isterseniz ‘yılı an’ diye okuyup kendi anladığınıza göre okuyabilirsiniz.

Yılan denildiğinde sadece soğuk ve zehirli bir hayvanı mı anımsıyorsunuz? Ya da ‘Yılı an’ denildiğinde geride kalan yılı anma olayını mı anımsıyorsunuz?

Her iki olayla ilgili yine yorumları sizlere bırakıyorum.

Okuduklarını anlamak, anladığı kadar yorumlayabilme eylemi olduğuna göre, sizlerde okuduklarınızı nasıl anlayabiliyorsanız, zaten öyle yorumladığınıza göre benim sizlere bir yön verme gibi niyetim olamaz.

Nasıl olsa, günümüzde kişilerin bir çoğu kendi gözlemleri, olayların gelişimi ile ilgili yorumları başkalarının ağzından duyduklarına göre değerlendiriyorlar, yine başkalarının yorumlarını ulu orta yerlerde kendi yorumları gibi konuşmayı alışkanlık haline getirmiş durumdalar.

Bir okulda yaşanan olayları kendi gözlemleri veya olayların yaşanma biçimini araştırıp incelemeden eleştiri yapanlara bakalım.

Birileri çıkıp kendi hücresindeki sözleri farklı bir amaç adına konuşurken, vicdanından geldiğini sanmadığımız yorumları ve sözleri ile çevresinde bazı kişileri de etkisi altına alarak, olayları büyütmeye çalışabiliyor.

Var olanları bile yok gösterircesine, bunu da  var olanı ‘yetersiz’ sayarak kullandığı sözlerle gençlerin kafalarını karıştırıp böylesi bir olayda neyin peşinde olduğunu sadece kendisi biliyor.

Paylaşılan sözler, deyimler, sloganlar ve benzeri eleştirilerde, kişilerin mi, yoksa bazı grupların mı, yoksa genel olarak toplumun mu yarar veya zarar görebileceği üzerine düşünceler azalmaya başladı.

Birileri çıkıp, farklı düşünceleri eleştirirken, bazı anlarda olayları sabote edercesine, karşı tarafı ‘düşman’ gösterircesine sözler kullanabiliyor.

Sadece kendileri haklı, diğerlerinin ise en küçük haklılık yönünün bulunmadığını inandırmaya çalışırken, bazı anlarda da konuşarak batanlar olabiliyor.

İşte bu ve benzeri gelişmeleri iyi inceleyebildiğimizde, olayları iyi okuyabildiğimizde, kimsenin etkisinde kalmadan kendi görüş alanı ve vicdanımızın sesini de dinleyerek incelediğimizde ‘provakatör’ olan kişilerin amaçlarına ulaşmalarına engel olabiliriz. Böylesi durumlarda da toplumun huzur ve güven ortamını sarsmaya çalışan, barışa balta vuranların baltaları ellerinde kalacaktır.

Özellikle genç beyinleri etkilemeye çalışanların yaşlarına ve eğitimlerine bakıyoruz.

Eğitimlerini de bir kenara bırakalım, görevlerine ile iş ve hizmetlerinin hangi yöne doğru kaydığını iyi okuyabildiğinizde anlayabiliyoruz.

Kişiler iki dudağının arasından çıkan ve karşı tarafa yönlendirmeye çalıştığı sözcüklerin anlam ve önemi ile sonucunu önceden kestirebildiği anda, zaten sorun ortadan kalkacaktır.

Dün yaşadığımız havadaki berraklık, doğadaki güzellik gibi toplumda yaşayan insanların da aynı güzellikte yaşayabilmelerine engel olma adına, kendi yaşamlarını düşünenlerin toplamda ayrışmalara varan sözleri kullanan ‘provakatör’ kılıklılara kanmadığımız sürece bu ülkede barış içinde yaşarız. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar