Yerel yönetimlerin başındakiler, öncelikli olarak kentlerindeki insanların mutlu, huzurlu ve barış içerisinde yaşamaları için uğraş verirler veya ben öyle biliyorum ya da öyle öğrendim.
Sokak ve caddelerin yollarının asfaltlanması yanında, çarşı içerisindeki esnafın sorunları ile ilgili de görüşlerin alınması ve değerlendirmesi yerel yönetimlerin görevleri arasında olsa gerek!
Yerel yönetimin başındaki kişiye eğer il veya yurt dışında değilse 10 gün içerisinde ulaşılamamak, istenilen görüşmeye yanıt verilmemesi çok düşündürücü bir olay olarak değerlendirilir!
Seçim zamanında seçmene bireysel olarak mektup göndererek ulaşabilen bir Belediye Başkan adayı, seçimi kazandığında kendisine “hayırlı olsun” için gelenleri haftalarca bekletiyorsa, günün birinde halk gerçekleri görebilir.
31 mart seçimleri sonucunda yeni seçilen başkanlar da, yeniden seçilen mevcut Başkanlar da kasalarının “boş” oldukları yönünde sızlanmalarını, bazı belediyelerin borçlarının yeni seçilen Başkanlar tarafından kamuoyu ile paylaşıldığı meslektaşlarımın haberlerinden öğreniyorum.
Yeni seçilen Başkan bunu söyleme hakkına sahip, ama mevcut Başkan yeniden seçilmişse ekonomik anlamda zor durumda olduğunu söylüyorsa, kendi dönemindeki 5 yıllık başarısızlığını kendi sözleriyle kabullenmiş oluyor demektir.
Tokat’ın Zile Belediyesi, AKP’li Başkandan CHP’li Başkana geçmiş. Önceki dönemdeki borçlardan dolayı ödenek gelmeyince yeni Başkan Şükrü Sargın, Bayramda personelinin rahat etmesi için 300 bin Tl’yi cebinden ödemiş.
İpsala ilçe Belediyesi’nin AKP’li başkandan görevi devralan İYİ Partili yeni Başkan Abdullah Naci Ünsal, Belediyenin borç ve alacaklarını binanın dışına afiş yaparak astırmış. AKP’li eski başkan Mehmet Kerman Belediye’yi 39 milyon 593 bin 868 Tl. borçla devretmiş.
31 Mart seçimleri öncesinde AKP Genel Başkanı başta olmak üzere, Adaylarının afişlerinde; “Belediyecilik gönül işi!” sloganlarını okuyorduk. Demek ki sağ ellerini sol göğüslerinin üzerindeki yüreklerine koyarak; “Belediyecilik gönül işi” demek bu imiş!..
Halkımız eskisi gibi düşünmüyor artık! Sözlere değil, yapılan işlere ve davranışlara bakıyor. Seçim yaşını 18’e indiren AKP iktidarı, gençlere yeterli desteği veremediğini düşünmeden, onların oylarını alacağını sanıyordu ama, hesaplar tam tersine döner oldu.
Yaşanan olumsuz olaylar sadece yerel yönetimlerde değil, kamu kurum ve kuruluşlarında da vatandaşın yakından görmesi ve yaşaması ile tepkilerin olumsuz yönde olmasına neden olmaya başladı.
Vatandaşa hizmeti unutup, mevcut siyasi iktidara yakın görünme adına çalışan, parti binasından aldığı direktiflerle kamuda görev yapıp koltuğunu korumaya çalışan kişilerin sayıları çoğalırsa, gelecekte toplumsal açıdan beklenmedik olumsuz olaylar yaşanabilir.
Bu kentin insanı olarak sayıp kabullendiğimiz Belediye Başkanı Kadir Kara’nın, üçüncü dönem seçilmesinin ardından “ulaşılamaz Başkan” olması olayı, kendisinin istediği zaman halkın arasına girip sağ elini yüreğinin üzerine koyarak selamlaması ile olmuyor! Saygılarımla…
