Bugün 21 Mart, yeni gün anlamına gelen Nevruz’u kutlamak üzere Cumhuriyet Meydanı’nda buluşacağız.
Yeni bir güne merhaba demek, barışın, huzurun, mutluluğun, dostluğun ve birlikteliğin sembolü olmalı tüm günlerimiz diye diye dillerimizi yoruyoruz.
İşte en güzel bugün olmalı, bir başlangıç olmalı Nevruz bayramı, bir ışık yakmalı kirli ve öfkeli yüreklere; sevdadan, kardeşlik ve barıştan yana.
Birileri bir başkalarını ötelemeye çalışırken, birilerinin kalbini kırmadan yaşamalı insanlar ve tüm canlılar.
Televizyon kanallarında belgeseller izlersiniz. Görüntüleri ekrana gelen geniş arazi içerisinde veya balta girmemiş ormanlardaki hayvan sürülerini izlerken, yırtıcı hayvanların birbirlerine saldırmaları, parçalayıp yemeye çalıştıklarını ve yem olmama adına kaçmaya çalışan hayvanları izlerden yüreğinizden neler hissediyorsunuz?
Gücü yetenin gücü yettiğini yeme adına pençeleri veya dişleri ile saldırmaları olaylarında birkaç aslana yem olmakla karşı karşıyla kalmış olan bir ceylan veya yaban keçisinin o andaki son çırpınışları karşısında içiniz sızlayabiliyorsa, yüreğinizde insanlık erdemi bitmemiş demektir.
Yırtıcı hayvanların saldırıları karşısında, içinizden geçen duygular, yem olmama adına çırpınan hayvanın kurtuluşundan yana ise işte içinizdeki barış ve dostluk ruhu sizleri güzelliklere çağırıyor demektir.
İnsanlar arasındaki ilişkilerin ‘para’ olarak değerlendirilmeye çalışıldığı bir süreçten geçiyoruz. Karşılıklı selamlaşmaların bile ardında çıkar ilişkileri yattığı bir süreçte, borç para alış verişlerinin bile acımasızca bir kefillikle yaşandığı ortamda, ekonomik yaşamın sürebilmesi için paranın ön plana çıkarılarak, insanların dostluklarını bozduğu bir süreçten geçiyoruz.
İnsanlar kendi ürettiklerinin esiri halinde yaşamını sürdürür hale getirilirken, mesleklerini yürütmeye çalışan kişilerin, çevresindeki diğerlerine karşı duygularını yitirmeye başladığı, anlık tartışmaların oluştuğu, kavgaların, gürültülerin, birbirlerini anlayabilmenin zor dönemler yaşayan bir süreçten geçiyoruz.
Bireysel kavgaların toplumsal ve kitlesel hale dönüştürülmeye çalışıldığı, emperyalist güçlerin ürettikleri silahları tüketme adına ülkeler içerisindeki insanları kutuplaştırarak huzur bozucu eylemlerin ve can kayıplarının yaşatıldığı olayları çok iyi okumak zorundayız.
Ülkeler içerisindeki kutuplaşmaların sonunda iç savaşların oluşması, komşu ülkelerin kötü günler yaşayan ülkelerin bir takım kaynaklarına el koyma adına yaptıkları eylem ve davranışları da iyi okumak zorundayız.
Gün birlik, dayanışma, barış içerisinde yaşama günü diyorsak eğer, tarihimizde atalarımızın yaşadıkları olayları gözlerimizin önüne getirerek, olumlu ve olumsuz olaylardan birer ders çıkarmamız gerekiyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün çok önemli sözlerini unutmamak gerekiyor; “Ülkeyi yönetenler gaflet, delalet, hatta ihayet içerisinde olabilirler…”diye başlayan sözleri tüm dünyadaki ülkelerde yaşayan gençlerin iyi anlaması gereken sözler olarak bilinmelidir.
Bugün gerçekleşecek olan Nevruz etkinliklerindeki coşkunun, yarınlarda da aynı güzellikle yaşanması ile insanlarımızı kutuplaştırmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmeme ve onların yüreklerindeki kirli emellerine alet olmama adına binlerce kez düşünmeliyiz.
Kazan temizli yürekli insanların düşündükleri Barış, huzur, birliktelik ve güzel ülkemdeki bahar çiçeklerinin renkleri olsun. Saygılarımla…
Yeni bir güne merhaba demek, barışın, huzurun, mutluluğun, dostluğun ve birlikteliğin sembolü olmalı tüm günlerimiz diye diye dillerimizi yoruyoruz.
İşte en güzel bugün olmalı, bir başlangıç olmalı Nevruz bayramı, bir ışık yakmalı kirli ve öfkeli yüreklere; sevdadan, kardeşlik ve barıştan yana.
Birileri bir başkalarını ötelemeye çalışırken, birilerinin kalbini kırmadan yaşamalı insanlar ve tüm canlılar.
Televizyon kanallarında belgeseller izlersiniz. Görüntüleri ekrana gelen geniş arazi içerisinde veya balta girmemiş ormanlardaki hayvan sürülerini izlerken, yırtıcı hayvanların birbirlerine saldırmaları, parçalayıp yemeye çalıştıklarını ve yem olmama adına kaçmaya çalışan hayvanları izlerden yüreğinizden neler hissediyorsunuz?
Gücü yetenin gücü yettiğini yeme adına pençeleri veya dişleri ile saldırmaları olaylarında birkaç aslana yem olmakla karşı karşıyla kalmış olan bir ceylan veya yaban keçisinin o andaki son çırpınışları karşısında içiniz sızlayabiliyorsa, yüreğinizde insanlık erdemi bitmemiş demektir.
Yırtıcı hayvanların saldırıları karşısında, içinizden geçen duygular, yem olmama adına çırpınan hayvanın kurtuluşundan yana ise işte içinizdeki barış ve dostluk ruhu sizleri güzelliklere çağırıyor demektir.
İnsanlar arasındaki ilişkilerin ‘para’ olarak değerlendirilmeye çalışıldığı bir süreçten geçiyoruz. Karşılıklı selamlaşmaların bile ardında çıkar ilişkileri yattığı bir süreçte, borç para alış verişlerinin bile acımasızca bir kefillikle yaşandığı ortamda, ekonomik yaşamın sürebilmesi için paranın ön plana çıkarılarak, insanların dostluklarını bozduğu bir süreçten geçiyoruz.
İnsanlar kendi ürettiklerinin esiri halinde yaşamını sürdürür hale getirilirken, mesleklerini yürütmeye çalışan kişilerin, çevresindeki diğerlerine karşı duygularını yitirmeye başladığı, anlık tartışmaların oluştuğu, kavgaların, gürültülerin, birbirlerini anlayabilmenin zor dönemler yaşayan bir süreçten geçiyoruz.
Bireysel kavgaların toplumsal ve kitlesel hale dönüştürülmeye çalışıldığı, emperyalist güçlerin ürettikleri silahları tüketme adına ülkeler içerisindeki insanları kutuplaştırarak huzur bozucu eylemlerin ve can kayıplarının yaşatıldığı olayları çok iyi okumak zorundayız.
Ülkeler içerisindeki kutuplaşmaların sonunda iç savaşların oluşması, komşu ülkelerin kötü günler yaşayan ülkelerin bir takım kaynaklarına el koyma adına yaptıkları eylem ve davranışları da iyi okumak zorundayız.
Gün birlik, dayanışma, barış içerisinde yaşama günü diyorsak eğer, tarihimizde atalarımızın yaşadıkları olayları gözlerimizin önüne getirerek, olumlu ve olumsuz olaylardan birer ders çıkarmamız gerekiyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün çok önemli sözlerini unutmamak gerekiyor; “Ülkeyi yönetenler gaflet, delalet, hatta ihayet içerisinde olabilirler…”diye başlayan sözleri tüm dünyadaki ülkelerde yaşayan gençlerin iyi anlaması gereken sözler olarak bilinmelidir.
Bugün gerçekleşecek olan Nevruz etkinliklerindeki coşkunun, yarınlarda da aynı güzellikle yaşanması ile insanlarımızı kutuplaştırmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmeme ve onların yüreklerindeki kirli emellerine alet olmama adına binlerce kez düşünmeliyiz.
Kazan temizli yürekli insanların düşündükleri Barış, huzur, birliktelik ve güzel ülkemdeki bahar çiçeklerinin renkleri olsun. Saygılarımla…
