Osmaniye’de çok katlı binaların yapılması ile birlikte yeli alanlarımızın da azaldığını görmekteyiz.
O eski portakal bahçelerinin yerine yükseltilen binalar nedeniyle portakal çiçeklerinin kokularını özler olduk.
Çok katlı binaların altında veya çevresinde otoparklar yapılmadığı için, araçların kaldırımlara ve gelişi güzel yerlere parketmeleri ile ilgili bu sütunlarda çok kez gündeme getirdiğim olaylar olmuştur.
Osmaniye kent merkezindeki Kıbrıs Şehidi Albay H. İbrahim Karaoğlanoğlu Parkı’nın ilgisizlikten ağaçlarının kuruduğu, yıkıldığı, gözler önündeki beton yığını gibi duran susuz havuzu ve diğer bakımsızlıklarla ilgili de birçok kez olayı gündeme getirdim.
Şimdi de güzel bir olayı paylaşmak istiyorum sizlerle. Valilik binasının yıkılmasının ardından, gelişen süreç içerisinde Diş hastanesi ve Özel İdare binasının yıkılması ile burada geniş bir alan oluştu. Bu alanın nasıl değerlendirileceği ise vatandaşların merakları arasında konuşuluyordu.
Valimiz Kerem Al, boşalan bu alanın yeşillendirileceğini ve vatandaşların hizmetine sunulacağını söylediğinde, olayın bir de Belediye tarafını düşünüyorduk.
Olur ya, Belediye birilerine burayı satabilir, yerine yeni bir AMV veya başka türlü iş merkezi yapılabileceği kaygısını taşıyorduk. Böyle beklentilerimiz boş çıktı ve şu anda bu alan düzlenerek çiçeklendirildi, ağaçlar dikildi.
Belediye ise vatandaşlarımızın dinlenebileceği oturma grupları yerleştirdi, çiçekler ve ağaçlar sürekli olarak sulanıyor ve bakımları takip ediliyor.
Bu sevindirici bir gelişmeydi Osmaniye’miz için. Ancak unutulan bir başka olay vardı ki, o da bu alana iki odalı da olsa tuvalet yapılması unutulmuştu!
İnsanlarımızın hizmetine sunulan bu alandaki oturma gruplarının özenle kullanılması, zarar verilmemesi, çimlerin üzerinde otururken zarar verilmemesi olayından ise kullanan vatandaşlarımızı ilgilendiriyordu.
Osmaniye’nin piknik ve mesire alanlarına gittiğimizde, kirlilikten geçilmediğini görmekteyiz. “Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak!” sözünü defalarca anımsattığımız halde, insanlarımız kirli bırakmaktan vazgeçmez gibi davranışlarını sürdürüyor!
Yeni yapılan yerin kullanımına vatandaşlarımızın önem vermelerini ve temiz tutulması için özen göstermelerini bekliyoruz. Öyle ki, il dışından gelen insanların böylesi güzel bir alanda otururken, kentimizde yaşayan insanları eleştirmesinden, temiz olarak görmeleri halinde de gittikleri kentlerinde övgü ile sözetsinler.
Osmaniye’deki Üniversitemizdeki öğrenci sayısının 10 bin kişinin üzerine çıktığını öğreniyoruz. Bu öğrencilerin kendileri, yanlarına ziyarete gelen aileleri ile birlikte parklarımıza dinlenmeye geldiklerinde geri dönüşlerinde Osmaniye’mizin kirli ve yaşanamaz bir kent olarak anlatmalarına davetiye çıkarmamak gerekiyor.
Ne olacak, içtiğiniz suyun boş şişesini iki adım ötedeki çöp kutusuna atmak zor mu geliyor, ayaklarınız mı yorulacak? Yerleri ve çimlerin üzerini temiz tuttuğunuzda, sizden sonra gelip oturmak isteyenler kalkıp gidenlere küfür etmeleri hoş bir olay mıdır?
İnançlı olmaktan ve inançlı olmakla övgü duyanlar, bunu bir siyasetmiş gibi kullanarak “kendileri gibi düşünmeyenleri” öteleyen zihniyet! Bu kentin temiz kalması için neler yapıyorsunuz? Bu kentin kirliliğinden her birey sorumludur! Saygılarımla…
O eski portakal bahçelerinin yerine yükseltilen binalar nedeniyle portakal çiçeklerinin kokularını özler olduk.
Çok katlı binaların altında veya çevresinde otoparklar yapılmadığı için, araçların kaldırımlara ve gelişi güzel yerlere parketmeleri ile ilgili bu sütunlarda çok kez gündeme getirdiğim olaylar olmuştur.
Osmaniye kent merkezindeki Kıbrıs Şehidi Albay H. İbrahim Karaoğlanoğlu Parkı’nın ilgisizlikten ağaçlarının kuruduğu, yıkıldığı, gözler önündeki beton yığını gibi duran susuz havuzu ve diğer bakımsızlıklarla ilgili de birçok kez olayı gündeme getirdim.
Şimdi de güzel bir olayı paylaşmak istiyorum sizlerle. Valilik binasının yıkılmasının ardından, gelişen süreç içerisinde Diş hastanesi ve Özel İdare binasının yıkılması ile burada geniş bir alan oluştu. Bu alanın nasıl değerlendirileceği ise vatandaşların merakları arasında konuşuluyordu.
Valimiz Kerem Al, boşalan bu alanın yeşillendirileceğini ve vatandaşların hizmetine sunulacağını söylediğinde, olayın bir de Belediye tarafını düşünüyorduk.
Olur ya, Belediye birilerine burayı satabilir, yerine yeni bir AMV veya başka türlü iş merkezi yapılabileceği kaygısını taşıyorduk. Böyle beklentilerimiz boş çıktı ve şu anda bu alan düzlenerek çiçeklendirildi, ağaçlar dikildi.
Belediye ise vatandaşlarımızın dinlenebileceği oturma grupları yerleştirdi, çiçekler ve ağaçlar sürekli olarak sulanıyor ve bakımları takip ediliyor.
Bu sevindirici bir gelişmeydi Osmaniye’miz için. Ancak unutulan bir başka olay vardı ki, o da bu alana iki odalı da olsa tuvalet yapılması unutulmuştu!
İnsanlarımızın hizmetine sunulan bu alandaki oturma gruplarının özenle kullanılması, zarar verilmemesi, çimlerin üzerinde otururken zarar verilmemesi olayından ise kullanan vatandaşlarımızı ilgilendiriyordu.
Osmaniye’nin piknik ve mesire alanlarına gittiğimizde, kirlilikten geçilmediğini görmekteyiz. “Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak!” sözünü defalarca anımsattığımız halde, insanlarımız kirli bırakmaktan vazgeçmez gibi davranışlarını sürdürüyor!
Yeni yapılan yerin kullanımına vatandaşlarımızın önem vermelerini ve temiz tutulması için özen göstermelerini bekliyoruz. Öyle ki, il dışından gelen insanların böylesi güzel bir alanda otururken, kentimizde yaşayan insanları eleştirmesinden, temiz olarak görmeleri halinde de gittikleri kentlerinde övgü ile sözetsinler.
Osmaniye’deki Üniversitemizdeki öğrenci sayısının 10 bin kişinin üzerine çıktığını öğreniyoruz. Bu öğrencilerin kendileri, yanlarına ziyarete gelen aileleri ile birlikte parklarımıza dinlenmeye geldiklerinde geri dönüşlerinde Osmaniye’mizin kirli ve yaşanamaz bir kent olarak anlatmalarına davetiye çıkarmamak gerekiyor.
Ne olacak, içtiğiniz suyun boş şişesini iki adım ötedeki çöp kutusuna atmak zor mu geliyor, ayaklarınız mı yorulacak? Yerleri ve çimlerin üzerini temiz tuttuğunuzda, sizden sonra gelip oturmak isteyenler kalkıp gidenlere küfür etmeleri hoş bir olay mıdır?
İnançlı olmaktan ve inançlı olmakla övgü duyanlar, bunu bir siyasetmiş gibi kullanarak “kendileri gibi düşünmeyenleri” öteleyen zihniyet! Bu kentin temiz kalması için neler yapıyorsunuz? Bu kentin kirliliğinden her birey sorumludur! Saygılarımla…
