Evet yazmalıyım, hem de usanmadan, çekinmeden, yılmadan yazmalıyım.
Kendimce sorumluluğumu biliyor ve yüreğimin tam ortasında halkımızın sorunlarını yazmam gerektiğine inanarak yaşamaya çalışıyorum.
Yazmadığımı söyleyenler veya yazılmıyor diye konuşanların yazılanlardan habersiz yaşadıklarını düşünüyorum. Yağışlı havada yaya olarak yürüyenin ıslanmasındaki yaşadıklarını, otomobili ile trafikte seyredenler anlayamazlar.
Sevda çekmeyenler aşkın acı veya tatlı yönlerini anlayamaz, tok yaşayanlar da aç karın yatağa yatanın halini bilemez…
Yazmalıyım ama neresinden başlasam elimde kalan bir çarpıklık gözlüyorum. Aslında net ve gerçek anlamda bakıldığında bunu sizler de gözlüyorsunuz, ama görmek istemeyenler, ya da gözlerinin önüne perde koyulmuş olanlara olayları anlatabilmek zor oluyor işte!..
Bu hafta sonu Pazar günü yerel seçimler yapılacak, kentimdeki adaylar veya siyasi partilerin çalışmaları ile ilgili yönlendirici veya yerici sözleri köşeme taşımayışım, benim korktuğumu veya sustuğumu ya da yazmadığım anlamına gelmiyor.
Aslında bu sütunda 20 yıldır günlük olarak olumlu veya olumsuz çok konuları, olayları gündeme taşıdım. Olumsuz olayları yazdığımda çözüm noktalarının bulunması için duyarsız kalan yetkilileri de duyarlılık gösteren yetkilileri de tanıdım ve gördüm.
Olumsuzlukların peşine düşmeyen siyasileri de tanıdım. Muhalefette olduklarında eleştiri yapanlar, kendileri iktidara geldiklerinde ise yapılan eleştirilere dayanamaz halde olduklarına da tanık oldum.
Mesleğim gereği her meslekteki insanlarla oturup sohbet ettim, onları dinledim, konuşmalarını aklımın bir kenarında bir gün gerek olacak diye sakladım. Gün oldu kendi yaptıkları hataları unutup, bir başkasının aynı hatayı yapmış olması karşısında “yazılmıyor!?” diye tepki gösterenleri de tanıdım.
Dedi-kodu ürütme atölyesi gibi çalışan kişileri de tanıdım, çocuklarını işe almadığı için veya imar uygulamasındaki bir olayla ilgili işini yaptıramadığı için destekleyip iktidara getirdiği partisinin seçilmişine en ağır sözleri konuşanları da tanıdım! Neler tanımadım, hangi olayları yaşamadım ve görmediğim ki kentimde!..
Olayların gelişinden sezinleyip kaleme aldığım yazılanların günün birinde yaşandığını gördüm, ben gördüm ama daha önceleri bana tepki gösterenler bu kez kafalarını kuma gömercesine karşımda sadece susmayı yeğlediler, daha önce savunduklarının hatalı olduğunu bile kabullenme özrünü gösteremediler.
Küçücük çıkarları uğruna memleketimde çok kayıplarımız oldu, geri dönüşümü zor olan kayıplarımız karşısında seyredenler, gün geldi işi oluruna bırakıp, yaşananları sanki suyun akışına bırakır oldular.
Pazar günü seçimler yapılacak. Muhtarlar ve azaları seçilecek. Belki de 5 yıldır görev yapan aynı Muhtar yeniden seçilecek. Ya da Yerel yönetimlerdeki Belediye Başkanları, Meclis üyeleri, İl Genel meclis üyeleri yeniden seçilecek!
Bir seçimi daha geride bırakırken, yapılan hizmetlerin ne derece halkı hoşnut ettiğine bakılarak veya hoşnut olunmadı ise değiştirme gereğine bakılarak mı sandığa gidilecek, yoksa;” Benim siyasetimden olsun da kim olursa olsun!”diyerek mi oylar kullanılacak?
Yazıyorum, yazıyorum ama yazdıklarımı algılamakta zorluk çekenler; “Bu kentte gazeteci yok!” diye konuşanların aynaya bakmalarını da anımsatmak istiyorum. Saygılarımla…
