Yaza yaza, yazının sonuna gelirken, yaz da yaklaşmaya başladı.
Ne kaldı şunun şurasında Nisan ayına girdiğimizde İlkbahar mevsiminin doğayı nasıl güzelleştirdiğine tanık olacağız.
Yazıdaki gölgeyi görebilmek hüner ister. Yazıda bir gölge ki, güneşin battığı yöne doğru bakar.
İnsan gölgesini yakalayabilir mi? Daha doğrusu gölgeyi tutabilmek için ardından koşan birini görürseniz, ne yapmaya çalıştığını anlamak için aklınızı yorarsınız.
Yazıdaki gölge ne zaman oluşur, ne zaman oluşur ve bu gölgeyi ancak yazıda olanlar görebilir!
Yazıdaki gölgenin nasıl oluşabileceğini anlatmak isterken hemen aklınıza yazı yazılmasından dolayı getirilen “yasaklama” gelmiş olabilir.
Benim asıl anlatmaya çalıştığım, yazıdaki gölge ise daha farklı bir gölge.
Anadolu’da yaşayan insanlar ürünlerini ektikleri arazi veya tarlalarına “yazı” diye de isim verirler.
Kırsal alanda yaşayan insanlar çalışmak için arazilerine giderken, “Yazıya gidiyorum” diye konuştukları olur.
Kırsal alanda yaşayan insanların arazileri üzerinde göz alabildiğince toprak üzerinde bazı anlarda tek ağaç göremeyebilirsiniz.
Eğer bu arazi üzerinde bir ağaç görebildiğinizde ise mutlaka yakıcı güneş altında kendinizi serinletmek amacı ile ağacın gölgesine sığınırsınız.
Ucunu göremediğiniz geniş bir arazide bir ağaç gördüğünüzde gölgesine oturmayı hayal ederken, “yazıda bir gölge var!” diye düşünürsünüz.
İşte geniş bir arazi üzerindeki ağacın toprağa verdiği gölgeyi anlatırken, yazıda bir gölge olduğunu anlatmaya çalışırsınız.
Tarım arazilerinin bir yerinde gölgesi toprağa düşen ağacın bedeninin nasıl ayakta kaldığını, sadece yağmur suları ile beslenerek yaşama direndiğini düşünürsünüz.
Bu ağaçlar yağacak bir damla yağmur damlasına özlemle beklerken, dalları kurur, yaprakları yere döküldüğüne gölgesi de seyrek düzer toprağa.
Yeşil yapraklarının seyrek olduğu mevsimlerde güneşin gölgesi de farklıdır toprak üzerinde. Temmuz ve Ağustos aylarında iyiden iyiye suya hasret kalan ağacın gövdesinin altında gölge beklemek ancak düş görmek gibidir.
Arazisinde çalışan çiftçiler öğle yemek ve sarı sıcağın altından korunabilmek için bir ağaç gölgesi ararlar. Bu insanlar için “yazıda bir gölge” bulunamamışsa, çapraz şekilde iki ağaç kolunun üzerine koyacakları bez parçaları ile gölge oluşturmaya çalışırlar.
Gölgeler sadece; araziler üzerinde “yazıda” özlenmez. Deniz kıyısında da gölgeler ve gölgelikler önemlidir.
Deniz kıyısındaki kumlar üzerine yazdığınız yazılar, bir dalganın hareketi ile kaybolup gider. Yazılar silinir, gölgeler kalır. Bazı anlarda da gölgeler gider, yazılar kalır.
Kıyıdaki kumların üzerindeki yazıları denizin hırçın dalgaları silerken, yazıdaki ağacın gölgesini ise güneşin bulutlar arasına gizlendiği ve yağmurlu günlerin kaybettiğine tanık olabiliriz.
Yorum Yazın