25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5497
EURO34.9322
ALTIN2426.9
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Yaylanın çimenine

Bir türkünün girişini anımsadınız sanırım. Hani bir türkümüz var ya; “Yaylanın çimenine, kuzu yayılır kuzu…”diye devam ediyor.

Ben sizlere bu türküden sözetmeyeceğim, ama yaylalardan sözedeceğim. Bizim Osmaniye’nin Zorkun başta olmak üzere değişik isimde yaylaları vardır.

Zorkun yaylası ise Şenlik Tepesi ve Keldazı ile ismini ön plana çıkarmıştır. Çukurova insanı yazın sıcağından bunaldığı zaman yaylalara göçmek zorunluluğu hisseder. Daha doğrusu sıcaklık çekilmez olduğu Temmuz ve Ağustos aylarında insanlar iyiden iyiye bunalıma girerler. Bir de Ramazan ayı bu aylar içinde yaşanıyorsa işte o zaman daha da yaylalara göçetmek zorunluluk haline gelir.

Bizim insanlarımız yıllar öncesinden yaylalarda barakadan evler yapmışlar, mevsimi geldiğinde de buralara giderler. 30 yıldır oturduğu yayladaki baraka evine Mahkemeden karar gelip, Orman İşletmesine para ödemek zorunda kalan vatandaşların şimdi bu kararlar zorlarına gidiyor.

Binlerce lira para cezası gelen ve bunları ödemedikleri için hapis yatma endişesi yaşayan insanlarımız çözüm için bir süre önce “Yaylamı istiyorum” imza kampanyası açarak imzaları TBMM’ne gönderdiler. Osmaniye Milletvekillerinden de ilgi ve destek beklediler.

Ak Parti Milletvekilleri Durdu Mehmet Kastal, Suat Önal başta olmak üzere, Tarım ve Köyişleri Bakanı bile Osmaniyelilerin yayla sorununun yeni meclisin açılması ile görüşüleceğini ve insanların bu konuda rahat olmaları yönünde basında açıklamalar yapıldı.

Para cezası kararı alanlar ödemeye başlarken, bazı vatandaşlara da “Evinizi boşaltın” şeklinde yazılar geldiğini öğreniyoruz. Mevsim kış ve şu anda Zorkun’da olmayan vatandaşa evinin boşaltılması için yazı gelmesi, yayla sakinlerini bir kez daha strese sokuyor.

Hani yaylaların sorunları çözülecekti, hani Meclis görüşmeleri başladığında gündeme gelecekti?
Çukurova insanını yaylalardan soğutamazsınız, Çukurova insanı sıcak kanlı, iyi yüreklidir. Ancak sabırında bir sınırı olduğunu düşündüğümüzde insanların bir gün canlarına ‘tak’ dediğinde inadına yaylalarına sahip çıkmasını da bilirler. İnsanları en çok üzen ise siyasetçilerin söyledikleri sözler ve yerine getirilememiş olmasıdır.

Yapamayacağını ve yapacağını doğru söyleyip yerine getiren, getiremiyorsa da özür dilemesini bile siyasetçileri arayan vatandaşlarımız, 30 yıldır yayla evlerinin boşaltılmasının istenmesi, para cezaları ödemek zorunda kalmaları canları sıkıyor.
Ne olacaksa olsun! Kanun mu çıkacak, özel yasa mı çıkacak veya bir başka yöntem mi denenecek? Ne yapılacaksa yeni yayla mevsimi gelmeden yürürlüğe girmelidir.

Zorkun yaylası, Keldaz bu günlerde beyaza bürünmüş ve kar yığını halinde turistik görünüm almış durumda. Bursa’nın Uludağı gibi değerlendirilmesi gereken Zorkun’un turizme açılması, teleferik ve otel yapılması projeleri üzerinde görüşler bildirilirken, insanları Zorkun’dan ve mevsimlik oturdukları evlerinden çıkarmak istemeleri üzücü olduğu kadar, insanların da strese girmelerine neden oluyor.

Çukurova sıcağı ve nemli havasından özellikle kalp krizi sonucu ölümlerin çok yaşandığı Osmaniye’de, yayla evleri sorunu nedeniyle strese girerek veya girdirilerek sorunlar yaşatılması, bu kentte yaşamı zorlaştıracaktır.

Osmaniyeli, verilen sözlerin yerine getirilmesini, Yayla sorununun çözümlenmesini ve bu sorunun ciddiye alınmasını istiyor. Bu konuda da başta iktidar partisinin milletvekilleri, İl yöneticileri olmak üzere Osmaniye’nin biri Siyasi Parti Genel başkanı olmak üzere Milletvekillerinden çözüm için etkin mücadele bekliyor.

Unutulmamalı ki, Yayla sorununun çözümlenmesi 100 bin Osmaniyeli’yi ilgilendirdiği kadar 350 bin dolayında bir seçmen kitlesinin olumlu veya olumsuz tepkisini alma anlamına da geliyor. Saygılarımla…
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar