26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5453
EURO34.985
ALTIN2438.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

“Yavrum benim!”

İnsanoğlundaki sevgilerin en tatlı olanının evlat sevgisi olduğunu bildiren bir mektup aldım.


Bebeklerini ölüme terk eden veya acımasızca öldüren annelerin psikolojik bunalımlarını tanımayan, nedenlerini bilmeyen veya bilemeyen bir sosyal yaşamın içinden gelen annenin mektubuydu bu.


Kentin kenar mahallelerinde, 8 çocuğu ile birlikte, çatısı çinkolu bir evde, yatalak hasta kocası ile birlikte yaşayan Hürü teyzeden geliyordu bu mektup.


Kendisinin okuma yazması olmadığı için, kendisi söylemiş, oğlu da yazmış. Bunu bile kaleme almıştı Hürü teyze mektubunda.


Mektup, “Yavrum benim, anaların kuzusu!”diye başlıyordu tümcelerine. Sonrasında ise, “evlatlarını ölüme terk eden vicdansız analara”diyerek sözcükler birbiri ardına sıralanıyor, tümceler akıp gidiyordu.


Bu mektubu okurlarımla paylaşmak istedim.


“Yavrum benim, anaların kuzusu. Mutlaka seni de bir ananın doğurduğunu bildiğim için, ağaç kovuğundan çıkacak değilsin ya a oğul, onun için analar kuzusu diyorum. sakın ha gadasına gurban olduğum, alınmayasın ha bana. Ben de senin bir anan sayılırım, yaşım 80’in üzerinde. Ben bunu söylerken hınzır evlat,(böyle dediğime bakma, o benim canımın içi, ciğerimin bir parçası) anne, Osmaniye plakasını geçmişsin diye benimle alay ediyor. Etsin be gurban olduğum, etsin. Onlar evimizin neşesi, gönlümüzün eğlencesi. Elin adamı evlat bulamaz, gitmedik doktur, yazdırmadık muska, çalmadık kapı bırakmaz, hatta başbakan Recep bile en az üç çocuk diye basbas barıyor, bazı vicdansız analar da çocuklarını ölüme terk ediyor. A be oğlu, ne günlere kaldık. Babam derdi di, gün gelecek beton binalar artacak, zina çoğalacak. Şimdi bunlar olmuyor mu? Ecel meccel çıkacak, insanlar kardeşi kardeşe kırdıracaklar. Olmuyor mu a gadasına gurban olduğum oğul, bunlar olmuyor mu? Televizyonlar, internetmidir nedir, bir de kayfe koymuşlar bu lafın arkasına, çocuklarımıza açık seçik oyunlar göstertiyorlarmış. Ne deyim a oğul, gadasını aldığım evladım ne deyim. Benim 8 yavrum var, her biri birbirinden tatlı, şeker gibi kuzucuklarım. Et tırnaktan ayrılır mı, evlat ölüme terk edilir mi. Baba malı ile hanek işleyenler, alın terinin kıymetini ne bilir a oğul ne bilir? Biz çocukluğumuzda cendermeyi gördüğümüzde portakal ağaçlarına çıkar pıslanırdık, kaçacak kuytu yerler arardık. Şimdi öylemi ya gadasını aldığım oğul öyle mi? Bunların hepisi nereden oluyor bilemiyorum ama, azdık oğul azdık, Allah sonumuzu hayır getirsin iyice azdık. Bu memleketin gözünde bir görükür var ama, Allah sonumuzu hayır getirsin. İnsanlar arasında dostluk, arkadaşlık, güven heç kalmadı. Senetsiz, kefilsiz heç bir iş yapılmaz oldu. Çocuklarımı işe girdireceğim, hangı hökümet varsa başta, onun başına gidip el durup, boyun bükecekmişiz. Biz emmi oğlunun oğlu okuyup bir yere müdür mü ne olmuş, ona gettim yalvardım, şu guzucuklarımdan birini kapıyın önünde süpürgeci yap bari diye. O da bişeycikler yapamadı, bana bir partinin binasını tarif etti oraya gönderdi. Bizim emmi oğlu ne biçim müdür olmuş böyle, oturduğu sandalyesinde bile sanki beline çivi sokmuşlar gibi rahat edemeden oturuyo. İşte böyle be gadasını aldığım, bu mektubumu yayınla da masum, Allah’ın sabılarına, bebelere kıymasınlar. Zaten savaş dedilen zillette en fazla kadınlar ve çocuklar öldürülüyor, bir de analar öldürmesin evlatlarını, sütleri kesilsin evlatlarına kıyan anaların. Sağlıcakla kal gadasını aldığım oğul, bu mektubuda köşende şöyle bir yol yazdırıverirsin işallah. Allah’a emanet ol”


Bu günde sizlere bir mektup paylaştım, esen kalın…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar