19 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.8416
EURO35.0759
ALTIN2513.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Yaşamın tadı…

Yaşamın tadına varmak, yaşamı yaşayabilmek ya da yaşadığını sanarak yaşamak…

Her insan mutlu, sağlıklı, huzurlu ve özgürce yaşamayı ister, özler ve mücadele verir.

Yaşamın tadına varmak nasıl bir olaydır diye düşünenler de vardır. Onlar ki istedikleri gibi yaşayıp, kendilerine göre sıkıntılar yaşamadan günlerini gün edenlerdir.

Ancak, her ne kadar kendilerini özgürce yaşam sürdürdüklerini sansalar da onların en önemli sorunu çevresindekilerin sadece ‘paraları’ olduğu sürece dostluk kurduklarıdır.

Öylesi insanlar aslında yalnız, mutsuz ve huzursuz bir yaşamın döngüsü içerisinde yaşadıklarını sanırlar.

Şöyle bir çevrenizdeki insanlara bakın, araştırın ve inceleyin! Kentteki evlerinin dışında, yaylada ve denizde de yazlıkları vardır. Eşinin, çocuklarının ve kendilerinin de otomobilleri bulunmaktadır. Evlerinden işyerlerine giderken yolda yürümeyi unutmuşlar, otomobilleri ile neredeyse odalarına bile girebilecek kadar güzel yaşadıklarını sanıyorlardır.

Ya çevresindekiler, onlar da kendileri gibi insanlardan oluştuğu için, sokaktaki bir yoksulun halinden anlamazlar! Hatta ayakkabı boyayan bir çocuğu küçümserler, onlara farklı gözlerle bakanlar vardır!

Yaşantılarının hep böyle süreceğini sanarak, işsizlerle, okuyamamış olanlarla alay ederler ama, kendileri bir kitap okuma zahmetinde bile bulunmazlar. Varsa okudukları tek taraflı bir gazetedir. Televizyon dizileri bellidir, sosyal paylaşım sitesindeki paylaşım ve beğenilerini ile yaşantılarını sürdürürken mutlu olduklarını sanırlar.

Denize giderler, yanarlar, eğlenirler, akşam saatlerinde de alkol sefası yaptıktan sonra uluorta serilip yatarlar.

Ya da yaylalara giderler, çam ağaçlarının altında kıçlarını devirip çocuklarının yanında otururken, kebaplar, salatalar ve yanında alkolleri eksik olmaz.

Evlerindekileri ile yetinmeyerek, dışarıda avlanmayı severek yaşadıklarını sanarken, onlar için ceplerindeki para kadar yaşayabildikleridir.
Günler, aylar ve yıllar gelip geçtiğinde sağlıklarında sorunlar çıkınca gerçekleri anlamaya başlarlar. Ama yanlarındaki dostları kendilerini arayıp sormazlar. Çünkü onlar ki, varlıklı hallerin dostlarıdır.

Günler gelip te sağlık sorunları gündeme yerleştiğinde yanına gelen olursa başlar konuşmaya; “Allah bana para yerine sağlık verseydi keşke! Bir şey yiyip içemiyorum, sıvı içeceklerle beslenmeye başladım.

Yalıların da, evlerin de otomobillerin de bir değeri yok şimdi benim için! Şu sokaktaki insanlara pencereden bakıyorum, o hallerinde bile gülebiliyorlar! Dün bende gülüp geçiyordum bu insanlara! Onlar hala gülebilirken, ben bugün sağlığımı düşünüyorum!”diye iç geçirir.

Eee işte hayatın cilveleri mi desek, yoksa yaşamı yaşabilmenin güzelliklerinin farkına varamadan yaşadığını sanmak mı desek!

Ramazan ayının paylaşım, yardımlaşma ve dayanışma olduğunu söyleyenler, 11 Ayın sultanı’da gerilerde kalıyor. Bir hafta sonrası Ramazan ayı da bitecek.

Hiç kendinizi sorguladığınız oldu mu? “Ramazan ayında bir yoksul çocuğunu sevindirdim mi, bir iftar sofrasına pide alıp götürdüm mü!”diyeniniz var mı? Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar