Yarın ülkemizin geleceği açısından çok önemli bir gün. Yarın aynı zamanda yeni bir ayın ilk günü, yani 1 kasım 2015 tarihini gösterirken takvimler, erken seçimin de yapılacağı bir gün olarak tarihe geçecek.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 92. yıldönümünü kutladığımız bu günlerde, yeni ayın ilk günü ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni Hükümetini oluşturacak Milletvekillerinin seçimi yapılacak.
Yarın sabah saatlerinde başlayacak olan heyecanlar, oy verme anları geldiğinde, siyasi parti ve adayların yakınları hummalı bir çalışma yaparak, seçmenin oylarını kendilerinden yana olmasını sağlama uğraşı içine girecekler.
Yarın sabahleyin yolda, okul önlerinde ve sandık başlarında sizleri görenler selamlar verecek, el sıkmalar, yanak öpmeler ve hal hatır sormaların haddi hesabı belli olmayacak.
Dünlere kadar sokakta sizi gördükleri halde selam vermeyenler, gördüklerinde tanımayanlar, yarın sizlerle öylesine yakınlık kurmaya çalışacaklar ki, sizler de bu samimi ortamdan belki rahatsızlık duyabileceksiniz.
Yapılan bu göstermelik samimiyetler sadece sizin bir oyunuzu kendi siyasi partilerinin adaylarına verilmesi yönünde olmaktan başka amaçlarının olmadığını düşündüğünüzde iyi okuyabileceksiniz.
Bir işinizin düştüğünde sizleri dinlemeyen, kalaklarının arkası ile dinleyen, yağmurlu bir Osmaniye sabahında işyerinize giderken ıslandığınızı düşünerek otomobiline almayanların, yarın sizleri gördüklerinde kırk yıllık dostunuz gibi davrandıklarını gördüğünüzde onların yüzlerine iyi bakmalısınız, hareketlerindeki yapmacık davranışı Pazartesi günü göremeyeceğinizi aklınıza getirmelisiniz.
Yarın geçecek, Pazartesi günü seçim sonuçları netleşecek ve ardından yeni Hükümetin kurulması çalışmalarına başlanacak. Oylarını artıranlar sevinecekler, azaltanlar birer suçlu arayışı içerisinde yeni bir
tartışma ortamına başlanacak.
Pazartesi günü sokakta karşılaştığınız siyasi kişiler, oylarını artırsa da, azaltsa da sizleri yine anımsayamama moduna gireceklerdir.
Yarın sizlere yakınlık gösterenlerin ertesi günü aynı samimi havada olamayacaklarını söylerken, yeni bir seçim ortamı ne zaman ortaya çıkarsa aynı anlayışın yeniden ortaya çıkacağını da anımsatmak isterim.
Yarın önemli bir gün demiştim, geleceğimiz açısından, çocuklarımız ve torunlarımızın geleceği açısından yarını önemsemek ve sandık başına giderek oylarınızı kullanmanızın önemini vurgulamak istiyorum.
Tercihlerinizi yaparken, kendi akıl süzgecinize göre hareket ederek, mantıklı gördüğünüz adayların tercih edilmesi noktasına özen göstermelisiniz. Sizin en yakınınız bile olsa, eğer bu ülkenin geleceği için önemli katkılar sağlamayacağına inanıyorsanız, inandığınız adaydan yana tercihlerinizi kullandığınızda, gelecekte kafanız rahat edecektir.
Belli bir siyasi parti taraftarı olabilirsiniz, adaylardan biri veya bir kaçı yanınız da olabilir. Ama ülkemizin geleceği, gençlerimizin geleceği için kendi özgür iradenizden geçen görüşleri hayata geçirmek suretiyle sandıkta kararlarınızı vermelisiniz.
Yıllardır oy kullanırım, asla eşimi yönlendirme yapmadığım gibi, oy verdiği partiyi de sormadım. Onun da bir aklı ve kafasındaki dünya görüşü vardır, yönlendirdiğim zaman eğrisi ve doğrusu ile onun tercihine ipotek koyma anlayışı, insanların özgürlüklerine ipotek koyma anlamı olarak değerlendiriyorum.
O nedenle bırakın insanları farklı vaadlerle kandırarak iktidara gelmeyi, insanlar yaşanan gerçekleri okuyarak tercihlerini yapsınlar. Saygılarımla…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 92. yıldönümünü kutladığımız bu günlerde, yeni ayın ilk günü ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni Hükümetini oluşturacak Milletvekillerinin seçimi yapılacak.
Yarın sabah saatlerinde başlayacak olan heyecanlar, oy verme anları geldiğinde, siyasi parti ve adayların yakınları hummalı bir çalışma yaparak, seçmenin oylarını kendilerinden yana olmasını sağlama uğraşı içine girecekler.
Yarın sabahleyin yolda, okul önlerinde ve sandık başlarında sizleri görenler selamlar verecek, el sıkmalar, yanak öpmeler ve hal hatır sormaların haddi hesabı belli olmayacak.
Dünlere kadar sokakta sizi gördükleri halde selam vermeyenler, gördüklerinde tanımayanlar, yarın sizlerle öylesine yakınlık kurmaya çalışacaklar ki, sizler de bu samimi ortamdan belki rahatsızlık duyabileceksiniz.
Yapılan bu göstermelik samimiyetler sadece sizin bir oyunuzu kendi siyasi partilerinin adaylarına verilmesi yönünde olmaktan başka amaçlarının olmadığını düşündüğünüzde iyi okuyabileceksiniz.
Bir işinizin düştüğünde sizleri dinlemeyen, kalaklarının arkası ile dinleyen, yağmurlu bir Osmaniye sabahında işyerinize giderken ıslandığınızı düşünerek otomobiline almayanların, yarın sizleri gördüklerinde kırk yıllık dostunuz gibi davrandıklarını gördüğünüzde onların yüzlerine iyi bakmalısınız, hareketlerindeki yapmacık davranışı Pazartesi günü göremeyeceğinizi aklınıza getirmelisiniz.
Yarın geçecek, Pazartesi günü seçim sonuçları netleşecek ve ardından yeni Hükümetin kurulması çalışmalarına başlanacak. Oylarını artıranlar sevinecekler, azaltanlar birer suçlu arayışı içerisinde yeni bir
tartışma ortamına başlanacak.
Pazartesi günü sokakta karşılaştığınız siyasi kişiler, oylarını artırsa da, azaltsa da sizleri yine anımsayamama moduna gireceklerdir.
Yarın sizlere yakınlık gösterenlerin ertesi günü aynı samimi havada olamayacaklarını söylerken, yeni bir seçim ortamı ne zaman ortaya çıkarsa aynı anlayışın yeniden ortaya çıkacağını da anımsatmak isterim.
Yarın önemli bir gün demiştim, geleceğimiz açısından, çocuklarımız ve torunlarımızın geleceği açısından yarını önemsemek ve sandık başına giderek oylarınızı kullanmanızın önemini vurgulamak istiyorum.
Tercihlerinizi yaparken, kendi akıl süzgecinize göre hareket ederek, mantıklı gördüğünüz adayların tercih edilmesi noktasına özen göstermelisiniz. Sizin en yakınınız bile olsa, eğer bu ülkenin geleceği için önemli katkılar sağlamayacağına inanıyorsanız, inandığınız adaydan yana tercihlerinizi kullandığınızda, gelecekte kafanız rahat edecektir.
Belli bir siyasi parti taraftarı olabilirsiniz, adaylardan biri veya bir kaçı yanınız da olabilir. Ama ülkemizin geleceği, gençlerimizin geleceği için kendi özgür iradenizden geçen görüşleri hayata geçirmek suretiyle sandıkta kararlarınızı vermelisiniz.
Yıllardır oy kullanırım, asla eşimi yönlendirme yapmadığım gibi, oy verdiği partiyi de sormadım. Onun da bir aklı ve kafasındaki dünya görüşü vardır, yönlendirdiğim zaman eğrisi ve doğrusu ile onun tercihine ipotek koyma anlayışı, insanların özgürlüklerine ipotek koyma anlamı olarak değerlendiriyorum.
O nedenle bırakın insanları farklı vaadlerle kandırarak iktidara gelmeyi, insanlar yaşanan gerçekleri okuyarak tercihlerini yapsınlar. Saygılarımla…
