25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5259
EURO34.9911
ALTIN2424.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Yarın Cumartesi

Yeni bir ayın ilk Cumartesi, aynı zamanda hafta sonu yarının ardından gelecek olan yeni günün anlam ve önemini iyi kavramak ve yaşamak gerek.

Cumartesinin ardından gelecek olan Pazar günü, İslam alemi için kutsal sayılan Kurban Bayramının ilk günü. Bu günü en çok çocuklar sabırla bekliyorlar, çünkü yılda bir kez tatabildikleri “et yeme” mutluluğunu yaşayacaklar.

Her Kurban bayramı öncesinde “Kurban bayramının paylaşmak” olduğu üzerine yazılar, afişler görürüz. Oysa paylaşmak sadece Bayram günlerinin dışında da olduğu zaman mutluluk ve huzur getirir toplumsal yaşama.

Kurban Bayramının ilk günü bir çokları için sevinç ve mutluluk, yakınlarını ve akrabalarını görebilme duygularını getirse de, benim için üzücü bir anısı bulunmaktadır.

Annemin ölümü geliyor aklıma, Kurban Bayramının sabahında henüz kurbanlıklar kesilmeden annemi toprağa verdiğimiz günü anımsıyorum her Kurban Bayramının ilk gününde.
Yaşam; koskoca bir ömür, hareketli günlerin yaşandığı günler, aylar ve yıllar. Ölüm ise bir anlık; hangi gün, saat ve zamanda bu dünyaya veda edeceğimizi bilemeyiz. Günün ve saatin geldiği anda, nerede ve hangi şekilde yaşamın sona ereceğini bilemeyiz.

Kurban bayramının ilk günü de gelip geçecektir ama hayat devam edeceğine göre, insanlar yarını görebilmek için akşam yastığa başına koyup uyurken, sabahleyin sağlıklı şekilde uyanmayı düşünecek. Uykularında rüyalar görenler, sabaha uyandıklarında belki yaşadıkları olayların bir kısmını anımsayamayacaklar, çevresindeki insanlara rüyalarını anlatmak istediklerinde unuttuklarına üzülecekler. Ama hangi koşullarda olursa olsun, akşam yastığa başını koyup uykuya dalanlar, sabahleyin sağlıklı şekilden yataklarından uyandıklarına sevinecekler.

Bayram günü insanlar sokakta, caddede, Mahallede gördükleri insanlarla selamlaşıp, bayramlaşacaklar. Bir çoklarının karşısına kırgın veya dargın olduğu kişiler çıkacaktır, bazıları kırgınlıklarını Bayramda bile sürdürecek, tokalaşma gereği bile duymadan başını çevirip gidecektir.

Oysa bayramlarda; canlıların ‘en akıllısı’ olarak tanımladığımız insanlar, geride kalan yıl içerisinde çevresinde ne kadar güzel olayı yaşadı ve yaşattı, ne kadar çirkinlik olaylarının içinde payının olduğunu sorgulayabilenler olmalıdır.

Bir insan, korkudan veya ödül almak için bazı olayları yaşayıp, yaşatma gibi eylem içinde olmamalı bence. Sonunda güzellik bekleme hevesi ile yapılan hareketlerin ardından beklemediğiniz sonuçları görebilirsiniz. İyilik ve güzelliği yaşayıp, yaşatmayı insanlık göreviniz olarak görmelisiniz.

Yani, dilenciye para verirken, öteki dünyada Cennet’e gitme düşüncesiyle vermemelisiniz. İnançlarınızın gerektirdiği ibadetleri yaparken, üzerinize ‘farz olduğu’ için yapmalısınız. Eğer öteki dünyada ‘cennete girme hayali’ ile ibadet yapıyorsanız kendinizi ve çevrenizdeki insanları aldatmış konumuna gelirsiniz. Ben böyle düşünüyorum, sizler nasıl yorumlarsanız yorumlayın.

Yaptığınız iyilikleri, elinizden geldiği hareketler olarak değerlendirmelisiniz. Yapamayacağınız işleri ise açık olarak belirtip kimseye ümit vermemelisiniz. Yapamayacağınız işleri yapma sözü verdiğinizde, ardından sözünüzde duramama gibi bir olayı yaşadığınızda karşınızdaki kişinin gözünde ne konuma düşeceğinizi unutmamalısınız. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar